Οι ταβέρνες της Κωνσταντινούπολης φαίνεται να πνέουν τα λοίσθια. Και αυτό όχι μόνο εξαιτίας της πανδημίας και των σκληρών περιοριστικών μέτρων που δοκιμάζουν τις αντοχές των επιχειρηματιών. Ο διακηρυγμένος πόλεμος της τουρκικής κυβέρνησης κατά των εξαρτήσεων σβήνει όλο και περισσότερες επιχειρήσεις από τον γευσιγνωστικό χάρτη της Κωνσταντινούπολης. Όπως ανακοίνωσε ο αντιπρόεδρος της κυβέρνησης Οκτάι, οι ονομασίες Meyhane (ταβέρνα), Shisha-Bar und Καπνομάγαζο θα απαγορευτούν. Στην πράξη αυτό σημαίνει ότι θα απαγορεύεται ήδη η χρήση τους στις διαφημιστικές πινακίδες των καταστημάτων. Στόχος του μέτρου «η καταπολέμηση εξαρτήσεων», όπως είπε.
Ο Ταν Μοργκούλ έχει γράψει πολλά βιβλία για την παράδοση της ταβέρνας. Όπως εξηγεί μιλώντας στην Deutsche Welle, οι κυβερνώντες στην Τουρκία έβλεπαν πάντα με κακό μάτι τις ταβέρνες. «Από την βυζαντινή εποχή, η Κωνσταντινούπολη ήταν μια πόλη συνεύρεσης πολιτισμών, οι άνθρωποι μαζεύονταν συνέχεια σε δημόσιους χώρους, όπως τις ταβέρνες». Ανέκαθεν ήταν χώροι όπου μπορούσε κανείς να ξεχάσει τα προβλήματά του, όπως λέει: «Πας για να ξεχαστείς, να ανταλλάξεις μια κουβέντα».
Οι ταβέρνες ως «λαϊκά κοινοβούλια»
Για την εξουσία όμως, αντιθέτως, οι χώροι αυτοί της συνάθροισης ήταν πάντοτε αμφιλεγόμενοι. «Από το Βυζάντιο μέχρι και την Οθωμανική Αυτοκρατορία: ποτέ οι συντηρητικοί δεν ήθελαν τις ταβέρνες», λέει ο ειδικός. Ο λόγος είναι απλός: ήταν οι μοναδικοί χώροι, τους οποίους δεν μπορεί να ελέγξει μια κυβέρνηση. «Οι άνθρωποι συναντώνται εκεί και ανταλλάσσουν ιδέες. Γι΄ αυτό και είχαν απαγορευτεί πολλές φορές στην Οθωμανική Αυτοκρατορία». Δεν είναι τυχαίο ότι ο γάλλος συγγραφέας ντε Μπαλζάκ έχει χαρακτηρίσει τις ταβέρνες «λαϊκά κοινοβούλια», επισημαίνει ο Ταν Μοργκούλ.
Κατηγορηματικά αντίθετος στην απαγόρευση της χρήσης της ονομασίας «ταβέρνα» ο επιχειρηματίας Καράκοτς. Σε συνάρτηση με την πανδημία ο ίδιος εκτιμά ότι η απαγόρευση αυτή θα δώσει στις ταβέρνες τη χαριστική βολή. Ούτως η άλλως για τους ταβερνιάρηδες η κατάσταση ήταν δύσκολη τα τελευταία χρόνια, όπως λέει. «Η αύξηση των τιμών ξεκίνησε το 2012. Και η κυβέρνηση έχει συγκεκριμένες θέσεις για την κατανάλωση αλκοόλ».
Τα τελευταία χρόνια η ισλαμιστική κυβέρνηση προωθεί επανειλημμένως απαγορεύσεις καπνού και αλκοόλ. Η ίδια διατείνεται πως το ζητούμενο ήταν και παραμένει η καταπολέμηση εξαρτήσεων. Την απαγόρευση καπνίσματος σε κλειστούς χώρους ακολούθησε το 2013 η απαγόρευση πώλησης αλκοόλ σε περίπτερα μετά τις 10 το βράδυ. Το πιο επώδυνο μέτρο για τις ταβέρνες ήταν όμως η διαρκής αύξηση της τιμής στο ρακί που από 4,20 ευρώ το 2010 (μπουκάλι 0,7 λίτρων) έφτασε να πωλείται σήμερα λόγω υψηλών φόρων στα 20,50 ευρώ.
Απαγόρευση αλκοόλ μόνο για τους ντόπιους
Ειδικοί πάντως αμφισβητούν κατά πόσον η απαγόρευση του όρου ταβέρνα σε διαφημιστικές πινακίδες μπορεί να συμβάλει όντως στην καταπολέμηση του εθισμού στο αλκοόλ. Άνευ προηγουμένου η επιχειρηματολογία, σχολιάζει ο ψυχολόγος Μπαρίς Γκιούρκας. Είναι ανόητο να πιστεύει κανείς ότι ένας αλκοολικός θα σταματήσει να πίνει όταν δεν θα βλέπει πλέον πινακίδες που να αναγράφουν ταβέρνα, όπως λέει.
«Εάν το μέλημα της κυβέρνησης ήταν όντως η καταπολέμηση των εξαρτήσεων, τότε το πρώτο βήμα θα ήταν η βελτίωση της υγειονομικής περίθαλψης», όπως λέει. Ο ίδιος συνιστά στην κυβέρνηση να σκεφτεί εάν θα είχε περισσότερο νόημα να στηρίξει ψυχολογικά τους παθόντες από το να αλλάζει τα ονόματα επιχειρήσεων.
Αξιοπερίεργο είναι πάντως ότι ενώ η κυβέρνηση προσπαθεί να περιορίσει όσο γίνεται την κατανάλωση αλκοόλ από τους Τούρκους, το υπουργείο Τουρισμού και για λόγους τουριστικής προβολής φτάνει στο σημείο να «εξυμνεί» σχεδόν την κατανάλωση του ρακιού. Στην ιστοσελίδα Go Turkey οι τουρίστες καλούνται να δοκιμάσουν οπωσδήποτε τουρκικούς μεζέδες με τη συνοδεία ρακιού. «Ο μεζές δεν είναι απλώς για να γεμίσει το στομάχι σας. Αν πιείτε και ένα ρακί μαζί, κάθε μεζές θα έχει άλλη νοστιμιά», αναφέρει το σχετικό διαφημιστικό σποτάκι.
ΠΗΓΗ: DW
9.
Sahadaki dengeleri değiştirecek! Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “İlk adımını atacağız” dediği milli uçak gemisi heyecana neden oldu. Uzmanlar Türkiye’nin bu vesileyle insansız muharip hava aracı teknolojisine yönelebileceği görüşünde… İşte Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından kullanılan yerli teknoloji ürünü olan silahlar…
1
İstanbul’da kısa bir süre önce düzenlenen İ sınıfı fırkateynin suya indirilme töreninde en heyecan verici anlardan biri de hiç şüphesiz milli uçak gemisi hakkında kurulan cümleler oldu.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Anadolu gemimizden sonra yerli ve milli olarak planlayacağımız uçak gemimiz bizi bu alanda en üst lige taşıyacaktır, bunun da görüşmelerini yapıyoruz ve süratle onun da adımını inşallah atacağız” açıklaması uzun süredir tartışılan konunun en üst düzeyde dile getirilmesi anlamına geliyordu.
2
ASLİ UNSUR
TRT Haber’den Sertaç Aksan’ın derlediği bilgiler şöyle:
Bugüne kadar tartışmalar genelde Türkiye’nin yerli ve milli bir uçak gemisi yapıp, yapamayacağı üzerinden ilerlerse de gelinen noktada Ankara’nın bu kabiliyetinin olduğu hemen herkes tarafından kabul edildi.Bu kapsamda akıllarda yanıt bekleyen diğer sorular; böyle bir gemiye ihtiyaç olup olmadığı, yapılması halinde hangi unsurlarla destekleneceği, yapım sürecinde ihtiyaç duyulan alt yapı ve tabii ki işin mali boyutu oldu.
3
Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’e bu soruları sorduk. Gürdeniz önce bir tanımlama ile başladı ve “Üzerinde insanlı ya da insanız sabit kanatlı ya da döner kanatlı taktik hava vasıtası taşıyan ve bu yeteneği gerek havadan satha ateş gücü intikali ve gerekse keşif, gözetleme ve karakol maksatları ile deniz harekatının tüm şekillerinde kullanmaya muktedir savaş gemisi, uçak gemisidir” bilgisini paylaştı.Uçak gemilerinin asli görevinin hava unsurları ile güç intikal ettirmek olduğuna değinen Cem Gürdeniz, bu platformlar yelpazesinde en uç örneği Amerikan donanmasının Gerald Ford sınıfı uçak gemilerinin temsil ettiğini söyledi.
4
SAHADAKİ DENGELERİ DAKİKALAR İÇERİSİNDE DEĞİŞTİREBİLİR
Söz konusu gemiyle ilgili “100 bin tonluk, üzerinde 75 savaş av bombardıman uçağı taşıyan, 5 bin kişi ile iişletilen 13 milyar dolarlık nükleer bir platformdur” tanımlamasını yapan Gürdeniz, “Günlük işletim maliyeti 2 milyon dolardır. Küresel güç aktarımı yapabilen deniz kuvvetlerinin ve küresel güç olmanın kayıtsız şartsız en önemli unsurudur. Diğer bir deyişle hegemonya tesisi için saldırı unsurudur. Savunmaya yönelik değildir” dedi.
5
TÜRK DONANMASININ EMPERYALİST HEDEFLERİ YOK
Peki Türkiye’nin yakın gelecekte bir uçak gemisine ihtiyacı var mı? Gürdeniz bu soruya yanıt vermeden önce “Türk donanması emperyalist hedefleri olan bir devletin donanması değildir” diyerek, şöyle devam etti:“Dolayısıyla Türk donanmasının böylesi pahalı ve kapsamlı bir platforma ihtiyacı yok. Türkiye’nin uçak gemisi ihtiyacı Amfibi Hücum Gemisi TCG Anadolu’da somutlaşan ‘orta ölçekte bölgesel güç intikali yapabilen donanma’ hedefi ve seviyesinde başarılmalı.Türkiye’nin çevre denizlerinde yani Mavi Vatanı’nda karşı karşıya kaldığı hegemonya baskılarına realist savunmacı bir politika paralelinde; tehdidi en uzaktan karşılayacak ve yakın çevresindeki çevre denizlerde dost ve müttefiklerine gerektiğinde destek verebilecek kuvvet yapısı içinde olması gerekir. Bu durumda TCG Anadolu ile gelecekteki kardeşi TCG Trakya yeterli olacak.”
6
BİR SONRAKİ HEDEF UÇAK GEMİSİ
Cem Gürdeniz, deniz hava harekatı tecrübe birikimi, teknoloji yetenekleri, böylesi platformları Akdeniz ve Ege çanağında destekleyebilecek tersane alt yapısını geliştirmesinin ardından donanmanın uçak gemisi gibi platformları hedefleyebileceği görüşünde…Bugünkü koşullarda Anadolu sınıfı amfibi hücum gemileri yeterli olduğu yaklaşımını savunan Gürdeniz, “Gerek insanlı gerek silahlı insansız hava aracı (SİHA) taşıma yeteneğini geliştirecek Türk donanması, gelecekte hem Akdeniz çanağı hem de yakın çevresinde (Kızıldeniz, Basra Körfezi, Umman Denizi) bu gemilerin sağlayacağı askeri etkinliği diplomatik ve siyasi avantaja çevirebilecektir” dedi.
7
Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’e herkesin farklı yorumlar yaptığı bir konuyu da soruyoruz… Türkiye, yerli ve milli imkanlarla uçak gemisi yapabilir mi?Bu soruya ‘Evet’ yanıtını veren Gürdeniz, neden bu sonuca vardığını “Türkiye bugün bir nevi mini-uçak gemisi sayılabilecek, 6 adet F35 muadili av/bombardıman, 14 adet helikopter ile 2 adet İHA/SİHA’yı aynı anda taşıma kapasitesine sahip amfibi hücum gemisi TCG Anadolu’yu inşa edebilmiştir. 28 bin tonluk 232 metre uzunluğundaki bu gemiden daha büyük tonajda olanları da inşa edebilecek tersane altyapısına sahiptir” cümleleriyle açıklıyor.
8
GEMİDEKİ HAVA ARAÇLARI SON DERECE KRİTİK
“Ancak burada iki ayrı konuya dikkat çekmek gerekir” diyen Cem Gürdeniz, konunun detaylarında özellikle uçar unsurlarla ilgili tercihleri vurguluyor:“Birincisi gemiyi yapmaktan ziyade üzerinde kullanılacak hava araçlarının mevcudiyeti konusudur… TCG Anadolu dikine iniş ve ski jump denen platformdan kalkış yapabilen (VSTOL) F 35 uçaklarına göre dizayn edilmiştir. Ancak bu uçaklar bugünün şartlarında Türkiye’ye verilmiyor. Bu durumda diğer devletlerden VSTOL uçakları temini söz konusu olabilir. Ancak bu da çok maliyetli ve eğitim süreci uzun.
9
Türk donanmasının harekât ihtiyaçlarına bu şartlarda cevap verecek en hızlı ve pragmatik çözümün insansız muharip hava aracı (Unmanned Combat Air System-UCAS) olduğunu söyleyebiliriz.10 Temmuz 2013 günü ABD donanmasının ilk kez AR/GE maksatlı denediği uçak gemisinden iniş kalkış yapabilen X- 47-B tipi, 2 ton silah yükü taşıyan ve 4 bin kilometre menzile sahip UCAS, deniz stratejisinde yeni bir dönemi başlattı.ABD’nin F 35 sonrası tamamen insansız savaş uçaklarına geçeceği biliniyor. Türkiye de İHA ve SİHA alanında yakaladığı rüzgârı UCAS geliştirmeye yönlendirebilir. Böylece ABD’nin 21. yüzyıl sonu için hedeflediğini kendi çapında yakın bir gelecekte başarabilir.”
10
Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, bu tür projelerin işletme boyutunun da son derece önemli olduğunu da dikkat çekti.“Bugün TCG Anadolu ancak İstanbul ve Sedef Tersanesi gibi taş/yüzer havuzlara sahip tersanelerde havuzlanabilir” diyen Gürdeniz şöyle devam etti:
11
“Maalesef Türkiye’nin Akdeniz ve Ege çanağında bu büyüklükteki bir gemiyi havuzlama imkânı yok. Taşucu SEKA Limanı arazisine yapılması planlanan ve MGK kararı ile yürürlüğe koyulan proje Türkiye’deki Alman vakıflarının öncülüğünde Danıştay kararı ile durdurulmuştu. O nedenle halen TCG Anadolu’yu havuzlayabilecek yetenek sadece İstanbul havzasında mevcut. Ondan daha büyük bir gemi inşa edildiği takdirde aynı durum onun için de söz konusu olacak.”
12
KENDİ GÖBEĞİMİZİ KESEBİLİRİZ
Uçak gemisi konusu gündeme geldiğinde Ankara’nın satın alma yoluna gitme ihtimali kamuoyunda sıkça tartışıldı. Bu durum ‘Acaba tamamen yerli ve milli üretim yapamayacak durumda mıyız?’ görüşlerine neden oldu.Bu durumu Gürdeniz’e sorduk:
13
“Türkiye artık gemi dizaynı ve inşasında önemli bir aktör. Burada temel neden dizaynı yapanların da deniz subayı olması yani kullanıcı taraftan yetişmiş olmaları… Diğer ülkelerde böyle değil. O nedenle gerek MİLGEM korvetler gerekse firkateynlerde elde edilen bu üstünlük gelecekte TCG Anadolu ve TCG Trakya kullanıldıkça ve dersler çıkarıldıkça daha uygun ve etkin yerli dizaynlara rehberlik edecek.İzlenmesi gereken yol, tecrübe birikimi sonrası kendi dizaynımız olan gelişmiş amfibi hücum gemisi ya da çok maksatlı hafif uçak gemisine yönelmek olabilir. Zira gerek teknoloji gerekse harekât ortamı geçmişle kıyaslanamayacak kadar hızlı gelişiyor.”
14
EKONOMİ GELİŞTİKÇE PLATFORMLAR DA GELİŞİR
Türkiye ekonomisi geliştikçe ihtiyaç duyulan platformların da gelişeceğini kaydeden Gürdeniz, “TCG Anadolu ve türevi gemilerden elde edilecek tecrübelerden sonra girişilecek hafif uçak gemisi projesi Türk ekonomisinin gelişmesi paralelinde düşünülebilir. Bugün için acil ihtiyacımız 6 adet havadan bağımsız tahrikli denizaltı projemizi tamamlamak ve TCG Anadolu’yu açık denizde koruyacak asli unsurlar olacak TF 2000 hava savunma firkateyn projesini bir an önce başlatmak olmalıdır” şeklinde konuştu.
15
ATMACA İMHA ETTİ
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, ‘Atmaca’nın başarılı atışını sosyal medyadan duyurdu. TCG Kınalıada’dan yapılan atış başarıyla tamamlandı. Demir paylaşımında “Emeği geçen herkesi kutluyorum. Kahraman ordumuza hayırlı olsun” mesajını paylaştı
16
DOSTA GÜVEN DÜŞMANA ATMACA
Roketsan da sosyal medyadan İsmail Demir’in paylaşımını alıntılayarak, “Mavi Vatanımızın avcısı, dosta güven düşmana Atmaca” mesajıyla seri üretim için hazır olduğunu duyurdu.
17
Sinop’ta yapılan test atışını, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Vali Erol Karaömeroğlu da izledi. Test atışlarının ardından konuşan Oramiral Özbal, “Milli ürünümüz Atmaca dosta güven, düşmana korku salacak” dedi.
18
Her türlü hava şartında kullanılabilen modern bir güdümlü mermi olan Atmaca, karşı tedbirlere dayanıklılığı, hedef güncelleme, yeniden saldırı ve görev iptal yetenekleri ve ileri görev planlama sistemi (3D routing) sayesinde, sabit ve hareketli hedeflere karşı etkili olabiliyor.
19
Küresel Konumlandırma Sistemi, Ataletsel Ölçüm Birimi, Barometrik Altimetre ve Radar Altimetre alt sistemlerini kullanarak hedefine doğru yol alan Atmaca, hedefini yüksek doğrulukla bulabilmek için aktif radar arayıcısını kullanıyor.
20
200 kilometrenin üstünde menzile sahip güdümlü mermi, görüş hattının ötesindeki hedefler için de büyük bir tehdit oluşturuyor. Atmaca’nın, hedef güncelleme, yeniden saldırı ve görev iptal kabiliyetlerinin ardında ise sahip olduğu gelişmiş ve modern veri linki yer alıyor. En verimli görev profilini sunabilen sistemde, hedefe zamanlama, hedefi vurma ve hedefi ateş altına alma operasyonel modları bulunuyor.
21
TÜRKİYE’NİN YENİ NESİL YERLİ SİLAHLARI
Gelişen teknoloji hayatımızın her alanına nüfus etmek ile birlikte silah endüstrisini de baştan başa yeniliyor. İşte Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından kullanılan yerli teknoloji ürünü olan silahlar…
22
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SAVAŞ GEMİSİ İÇİN TARİH VERİLDİ
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından başlatılan Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi (LHD) Projesi kapsamında TCG Anadolu gemisinin yapımına başlandı. Türkiye’nin en büyük savaş gemisi olacak TCG Anadolu 2020 sonunda hizmete girecek.
23
Asgari bir tabur büyüklüğündeki kuvveti ana üs desteği gerektirmeksizin belirlenen yere intikal ettirebilecek TCG Anadolu gemisinin yapımına İstanbul Tuzla’daki Sedef Tersanesi’nde devam ediliyor.
24
231 METRE UZUNLUĞUNDA, 32 METRE GENİŞLİĞİNDE VE 27 BİN TON AĞIRLIĞINDA
TCG Anadolu, dört adet mekanize çıkarma aracı, iki adet hava yastıklı çıkarma aracı, iki adet personel çıkarma aracının yanı sıra uçak, helikopter ve insansız hava araçları da taşıyacak. 231 metre uzunluk ve 32 metre genişlikteki geminin tam yük deplasmanı yaklaşık 27 bin ton olacak.
25
AK40-GL BOMBA ATARI
Güvenlik güçlerinin bomba atar ihtiyacının karşılanması için Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından düzenlenen ihaleye katılan Konya’daki Akdaş Silah firması, üretimini tamamladığı “AK40-GL” bomba atarın ilk partisini Kara Kuvvetleri Komutanlığına teslim etti. Savunma Sanayii Başkanlığının açtığı “bomba atar” ihalesine katılan firma, ihtiyacın 8 bin adedini üretmek için anlaşma yaptı.
26
Özgün tasarımının sağladığı avantajla sağ ve sol elle de kullanılabilen bomba atarda, görüş ve aydınlatma sistemleri takılabilecek tertibatı bulunuyor. Firmanın yöneticisi Ömer Akdaş, yaptığı açıklamada, son yıllarda yaptıkları çalışmalarla savunma sanayisinin önemli tedarikçilerinden biri haline geldiklerini söyledi. Güvenlik güçlerinin bomba atar ihtiyacının karşılanması için SSB’nin düzenlediği ihaleye katıldıklarını anlatan Akdaş, Kara Kuvvetleri Komutanlığında Mehmetçik’in kullanımı için AK40-GL bomba atarı ürettiklerini dile getirdi.
27
ALTAY İÇİN TARİH VERİLDİ
“Finansal Metamorfoz ve Geleceğe Dönüş” temasıyla düzenlenen 10. İstanbul Finans Zirvesi’nin ikinci gününde konuşan BMC Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak, yatırımcıların savunma sanayisine yatırım yaparlarsa kârlı çıkacaklarını söyledi.
28
Sancak, “Umut ediyorum ki 24 ay sonra TSK kendi eseri olan Altay’ı harp sahasında kullanacak. En geç 48 ay sonra da Altay tankı ve beraberindeki diğer ürünler Türk malı ve yerli olacak.” bilgisini verdi.
29
İşte Altay tankının özellikleri…
Türkiye’nin ilk Milli Ana Muharebe Tankı Altay’ın tasarımında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerçekleştirebileceği her türlü harekat şartları ve katılım sağlayacağı BM/NATO harekatlarının ihtiyaçları göz önünde bulunduruldu. Altay, Türkiye’nin geliştirdiği 3+ nesil ana muharebe tankıdır.
30
Bu amaçla Altay, modern tanklarda kullanılan en yeni teknolojilerle donatıldı. Altay, sahip olacağı üstün ateş gücü ve isabet oranı, yüksek hareket kabiliyeti ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en temel ve caydırıcı güçlerinden biri olacak.
31
MİLLİ MUHARİP UÇAK İÇİN TARİH VERİLDİ
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı Uçak Daire Başkanı Can, Milli Muharip Uçağın ilk uçuşunu 2026-2027’de yapmayı hedeflediklerini bildirdi.
32
Can, milli muharip uçak projesine ilişkin ise şunları kaydetti:
“Milli muharip uçak, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığının bir projesi. Bizim alt yüklenicimiz TUSAŞ. TUSAŞ bu projede bir İngiliz firmadan danışmanlık alıyor. Şu anda 90’a yakın İngiliz mühendis bizim projemize destek veriyor. TUSAŞ’ın da yaklaşık 400 personeli var, bunların büyük kısmı mühendis. Milli Muharip Uçak’ta, şu anda ön tasarım safhasındayız. İnşallah 2022’de ön tasarımı bitireceğiz. Bu ön tasarım devam ederken, belirli bir süre sonra uçağın ilk sacını kesmeye başlayacağız. 2023’de belki ilk prototipin şeklini görmeye başlarız. 2026 sonu, 2027 başlarında milli muharip uçağın ilk uçuşunu yapmayı arzu ediyoruz.”
33
MİLLİ PİYADE TÜFEĞİ KULLANIMA SUNULUYOR
Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) tarafından, yüksek atış kabiliyeti, benzerlerine göre hafif ve etkili bir silah olma özellikleriyle ön plana çıkan, meskun mahal gibi dar alanlarda kullanılabilen Milli Piyade Tüfeği (MPT-55) güvenlik güçlerinin kullanımına sunuluyor.
34
MENZİLİ 3 BİN 600 METREYİ BULUYOR
MPT-55, özellikle meskun mahal çatışmalarında, komando birliklerinde kullanılabilecek etkili bir yeni nesil piyade tüfeği olarak şekillendirildi.Yüksek atış kabiliyeti, benzerlerine göre hafif ve etkili bir silah olma özelliğiyle ön plana çıkan MPT-55, TSK’nin ihtiyacına binaen özgün, muharebe ortamında gece ve gündüz, her türlü arazi ve hava şartlarında kullanılabilecek şekilde geliştirildi.
35
Ağırlığı 3 bin-3 bin 300 gram olan tüfekle dakikada 850 atım gerçekleştirilebiliyor. Yarı otomatik ve tam otomatik olmak üzere iki atış modu bulunan MPT-55’in etkili menzili 400 metre iken maksimum menzili 3 bin 600 metreye ulaşıyor.Tüfek, 30 fişek kapasiteli plastik kompozit şarjöre ve üzerine her türlü optik sistemin takılabileceği üniversal pikatini ray sistemine sahip.
36
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNE İLK SİLAHLI DRONE ‘SONGAR’ TESLİMATI YAPILDI
Songar’ın teslimatı ile birlikte, Türk savunma sanayisinin güvenlik güçlerine kazandırdığı milli sistemlere bir yenisi eklenmiş oldu.
37
ASİSGUARD Genel Müdürü Ayhan Sunar, ”Ülkemizin ilk silahlı milli drone sistemi olma özelliği taşıyan Songar, hedef bölgenin tespitinden tehdidi etkisiz hale getirmeye, operasyon sonrası hasar belirlenmesinden gerçek zamanlı görüntü aktarımına kadar kritik birçok görevi icra edebiliyor. Tekli veya çoklu drone sistemiyle eş zamanlı görev yapabilen Songar’ın güvenlik operasyonlarında önemli görevler üstleneceğine inanıyoruz. Yerli sanayimizi yenilikçi milli teknolojilerle ileri taşımaya odaklanarak yatırımlarımıza devam ederken, Songar’a yeni gelişmiş özellikler kazandırmak üzere de çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.
38
BORA
“Bora” balistik füzeleri operasyon kapsamında ilk kez kullanıldı. İşte yerli yapım Bora’nın öne çıkan özellikleri… Roketsan tarafından geliştirilen Bora füzesi 610 mm çaplı.
39
Sistem, yüksek teknoloji ürünü seyrüsefer ve otomatik tevcih sistemleri sayesinde at ve uzaklaş taktiğini başarıyla uyguluyor.
40
Sistem, farklı marka ve modellerde araç, telsiz, güç sistemi, seyrüsefer sistemi gibi alt sistemlere sahip olacak şekilde kullanıcının lojistik altyapısı ve ihtiyaçlarına göre farklı versiyonlarda tasarlanabiliyor.
41
MİLLİ İNSANSIZ KARA ARACI PROTOTİPİ GELİŞTİRİLDİ
Savunma Sanayii Başkanı Demir, ”1, 3 ve 6 kg ağırlığında üç tip Hafif Sınıf İnsansız Kara Aracı prototipi yerli olarak geliştirildi” dedi.
42
Savunma Sanayii Başkanı Demir açıklamasına, ”İnsansız teknolojiler üzerinde çalışmalarımız sürüyor” şeklinde başladı.
43
Demir açıklamasına, ”Mağara, meskûn mahal, çok katlı bina, geniş arazi operasyonlarında güvenlik birimlerimizin minik yardımcıları olacaklar” şeklinde devam etti.
44
İşte Hafif Sınıf İnsansız Kara Aracı’nın özellikleri…Yüzde 60 eğilimli yerlerden tırmanabiliyor. Uzaktan kontrol edilebiliyor. Menfez geçişi bulunuyor.Merdiven çıkabiliyor.Alternatif silah modülü bulunuyor. Keşif ve gözetleme modülüne sahip.Sudan geçebiliyor.
45
ASELSAN tarafından geliştirilen Deniz Elektronik Harp Süiti’nin fabrika kabul testlerinden ilki başarıyla tamamladı.Türk Silahlı Kuvvetleri, Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi (LHD) TCG Anadolu Projesi ile anavatandan uzak coğrafyalarda, insani yardım harekatından muharip olmayanların tahliyesine, arzu edilen bir bölgede kara harekatı icra edilebilmesinden başka ülkelerin üslerine bağımlı olmadan hava harekatı yapabilme imkanına kadar uzanan geniş bir yelpazede önemli yetenekler kazanacak.
46
ASELSAN’IN ‘KÜÇÜK ASKER’İ GÖRÜCÜYE ÇIKTI
ASELSAN, bir süredir üzerinde çalıştığı akıllı Nano İnsansız Hava Aracı’nı (İHA) TEKNOFEST İstanbul Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali’nde (TEKNOFEST İstanbul) görücüye çıkardı.
Araç keşif, gözetleme ve istihbarat amaçlı olarak açık ve kapalı mekanlarda görev icra edebilmek amacı ile geliştirildi.
Nano İHA Proje Yöneticisi Yusuf Ziya Kotil, “Asgari 25 dakika havada kalma süresine sahip. 1,5 kilometre mesafeden gerçek zamanlı görüntü aktarma kabiliyeti bulunuyor. Bunlara ilave diğer özellikleriyle kendi boyut ve ağırlık limitleri dahilinde piyasadaki emsal ürünlere kıyasla performans özelliklerinin daha iyi olduğunu söyleyebiliriz.” ifadelerini kullandı.
49
TÜRK MÜHENDİSLER 3 AYDA LAZER SİLAHI YAPTI
TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM) mühendisleri Star Warsfilmlerinde kullanılan ışın silahlarına benzer lazer silahları geliştirdi. 50 kişilik Ar-Ge ekibi tarafından ordunun talebi üzerine 3 ay içinde prototip olarak üretilen Tüfeğe Monte Lazer Silahı, Milli Piyade Tüfeği (MPT) 76’ya monte edilerek kullanılabiliyor.
Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda (IDEF) tanıtılan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın incelediği Tüfeğe Monte Lazer Silahı’nın Proje Yöneticisi Doç.Dr. Aydın Yeniay, lazer silahı hakkında bilgi verdi.Bir süredir lazer silahı teknolojileriyle ilgili araştırma ve geliştirme çalışması yürüttüklerini anlatan Yeniay, Geliştirdikleri Tüfeğe Monte Lazer Sistemi ile Milli Piyade Tüfeği – MPT76’ya lazer silahı işlevini de kazandırdıklarını söyleyen Yeniay, şu bilgileri verdi:
“Tüfeğe Monte Lazer Sistemi’ni bir çanta içerisinde taşınabilen ve 30 dakika içinde şarj olabilen yapıda geliştirdik. Lazer silahımız 180 atımlık. Lazeri, odaklayıcısı, optiği ve bütün kontrollerini milli olarak geliştirdiğimiz lazerimizi yine milli silahımız olan MPT 76’ya entegre ettik. Lazer silahımız 100-150 metre mesafeden 1 milimetre çelikleri delebiliyor. Yalnızca lazer gücüyle çalışıyor ve silahın diğer özelliklerini hiçbir şekilde etkilemiyor. Diğer silahın üzerine standart arayüzlerle ekleyebiliyoruz. Lazer sistemi de sırt çantasına sığabiliyor. taşınabilmesi çok önemli. Hem taşınabiliyor hem şarj edilebiliyor.”
52
Yeniay, silahın Türk mühendisliğinin başarısı olduğuna dikkati çekerek, “Dünyada bu güçte taşınabilir ilk lazer silahını geliştirdik. Şu anda Türk Silahlı Kuvvetleri’nde kullanımda yok. Yakında olacak.” dedi.
10. ΤΕΡΑΣΤΙΟ ΤΟ ΠΡΟΒΛΗΜΑ ΝΕΡΟΥ ΣΤΗΝ ΤΟΥΡΚΙΑ, ΑΝ ΔΕΝ ΓΕΜΙΣΟΥΝ ΤΑ ΦΡΑΓΜΑΤΑ!..
Ε, ΤΟΥΡΚΟΙ! ΤΟ ΑΝΤΙΓΙΑΜΑΝ ΚΑΙ ΤΑ ΜΑΤΙΑ ΣΑΣ!..
-/-
Doğu Akdeniz’de gerilimi tırmandıran ve ekonomik çöküşe rağmen silahlanan Yunanistan’da Meriç (Evros) sınır bölgesindeki askeri birliklerde görev yapan personelin 6 aydır maaş almadığı ifade edildi. Doğu Makedonya ve Trakya Bölgesi Askeri Birliği (Ε.Σ.Π.Α.Μ /Θ) tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Evros (Meriç) sınırındaki Güvenlik Bölgesi Kapsamı (ZAP) içindeki askerler altı (6) aydan fazla bir süredir kendilerine ödeme yapılmıyor” ifadeleriyle Atina yönetimine tepki gösterdi.