Ενημέρωση!..
Φίλοι μας!
1. To… όργιο του τ/γλειψίματος στις Η.Π.Α. και η αποθέωση του ψεύδους ή η αποθέωση της μεταστροφής της αλήθειας, σε ψεύδος!..
ABD istihbaratının da aradığı ‘IŞİD bombacısı’ İstanbul’da yakalandı
İstanbul polisi, Amerikan istihbaratının da aradığı, IŞİD’in bomba yapım uzmanını düzenlediği operasyonla yakalayarak tutuklandı. Şüpheli ve 3 iş birlikçisi hakkında 22.5 yıl hapis cezası istendi.
IŞİD’in, başka ülkelerdeki saldırılarında kullanılacak bombaları hazırlayan grubunun kritik ismi Mustafa Abdulvahap Sofi Mahmut, İstanbul İstihbarat ve Terörle Mücadele ekipleri tarafından düzenlenen operasyonla yakalandı.
TRT’den Hamza Çifçi’nin haberine göre Mahmut’un, kentte güvenlik güçlerine ve sivillere yönelik saldırı planlandığı ve ABD’ye ait bazı kurumları da hedeflediği belirlendi.
1999 yılında Mısır’da doğan ve Suriye’de IŞİD’e katılan Mahmut, orada geçirdiği süre boyunca, patlayıcı, intihar kemerleri ve el yapımı patlayıcılar konusunda uzmanlaştı.
İnternet üzerinden IŞİD üyelerine bomba yapımını anlatıyordu
Terör örgütünün başka ülkelerdeki saldırılarında kullanılacak bombaları hazırlayan grubun kritik ismi oldu. Suriye’den ayrıldıktan sonra önce Mısır’a gitti, ardından da Türkiye’ye geldi.
İnternet üzerinden, IŞİD üyelerine bomba yapım ve kimya dersleri verdi.
İstanbul polisinden terör örgütü DEAŞ’a kritik operasyon: Amerikan istihbaratının da aradığı bomba yapım uzmanı yakalandı.https://t.co/66ILbPv6rL pic.twitter.com/EqxmkWOpgR
— TRT HABER (@trthaber) May 24, 2021
ABD istihbaratı tarafından da arnaan Mahmut’a, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturması sonrası operasyon düzenlendi.
Şüpheli, irtibatlı olduğu 3 kişi ile birlikte Esenyurt’ta yakalandı. Hakim karşısına çıkan Mustafa Abdulvahap Sofi Mahmut, tutuklandı.
Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede, 4 şüpheli hakkında silahlı terör örgütü yöneticiliği ve üyeliğinden 22.5 yıla kadar hapis cezası istendi.
2. Τ/Silahlı İnsansız Deniz Aracı (SİDA)
Denizkurdu 2021 Tatbikatı tüm hızıyla başarıyla devam ederken tatbikat kapsamında bir ilk yaşandı. Millî imkânlarla geliştirilen Silahlı İnsansız Deniz Aracı (SİDA) ilk atışını yaptı ve hedefi başarıyla tam isabetle vurdu.
Silahlı İnsansız Deniz Aracı’nın (SİDA) ilk atış görüntülerini Milli Savunma Bakanlığı (MSB) sosyal medyadan paylaştı.
Denizkurdu 2021 Tatbikatı kapsamında ilk kez kullanılan SİDA’nın atışı görüntülere yansıdı. Görüntülerde milli imkanlarla geliştirilen SİDA’nın ilk atışında hedefi başarıyla vurduğu görülüyor.
Deniz Kuvvetleri, bugüne kadarki en geniş kapsamlı tatbikat için Ege ve Doğu Akdeniz’e açıldı. “Denizkurdu 2021” tatbikatı, 25 bin 500 personelin katılımıyla 25 Mayıs’ta başladı.
25 bin 500 personel sahada
Tatbikata 132 gemi, 10 Denizaltı, 43 uçak, 28 helikopter ve 14 insansız hava aracı katılıyor. Tatbikatta 25 bin 500 personel sahada görev alıyor.
Türkiye’nin savaş gemileri birer birer denize açıldı! DENİZKURDU-2021 başladı…
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından 25 bin personelin katılımıyla Ege ve Akdeniz’de düzenlenen DENİZKURDU-2021 Tatbikatı, savaş gemilerinin sabah saatlerinde limanlardan ayrılması ile birlikte başladı.
İzmit Körfezi’nde ilk tatbikatlarını yaparken havadan görüntülenen savaş gemileri, nefes kesti.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından 25 Mayıs-6 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan planlanan DENİZKURDU-2021 Tatbikatı, başladı. Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde bulunan Donanma Komutanlığı limanlarındaki gemiler, sabahın erken saatlerinden itibaren demir almaya başladı.
Donanma gemileri, İzmit Körfezi’nden Ege’ye açılmak için geçiş yaptı.
Tatbikatın ilk senaryosu da savaş gemilerinin İzmit Körfezi’ndeki geçişi sırasında gerçekleştirildi.
Senaryo gereği savaş gemilerine yaklaşan korsan botları, gemilerden ateş altına alınarak etkisiz hale getirildi.
Yaklaşık 25 bin 400 personelin katılımı ile gerçekleşecek olan tatbikat için Donanma Komutanlığı’ndan demir alan savaş gemilerinin İzmit Körfezi’nden geçişi ve tatbikatın ilk senaryosu havadan görüntülendi.
132 geminin katılımı ile gerçekleşiyor
Bu sabah saatleri itibari ile başlayan tatbikat, Ege ve Doğu Akdeniz’de eş zamanlı olarak gerçekleştirilecek.
Jenerik senaryo ve jenerik coğrafyaya istinaden komutanlığa bağlı birlik gemi ve deniz hava vasıflarının harekata hazırlık seviyesinin arttırılması amacı ile gerçekleştirilecek olan tatbikatta; 132 gemi, 10 denizaltı, 43 uçak, 28 helikopter ve 14 insansız hava aracı (İHA) katılacak.
Aynı zamanda tatbikatta, yaklaşık 25 bin 500 personel görev alacak. Tatbikata, Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Özel Kuvvetler Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ile kamu kurum ve kuruluşları destek verecek.
Tatbikatta amfibi deniz piyade birlikler, amfibi hücum birlikleri, SAT ve SAS görev yer alacak.
Tatbikatta yer olacak Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na ait genel maksat helikopteri ve ATAK taarruz helikopteri; Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na ait deniz harekatına taktik hava desteği sağlayacak olan F-16 ve F-4 uçakları, havadan ihbar ve kontrol uçakları, nakliye uçakları da katılacak.
3.
Yunanistan’dan papazlı provokasyon
ABD’nin Batı Trakya’daki Kavala yakınlarında tatbikat gerçekleştirdi. Gerçekleştirilen tatbikata ilişkin servis edilen görüntülerde, askerlerin arasındaki papazlar dikkat çekti
PAPAZLI TATBİKAT
Resmi internet sitesinde yayınlanan fotoğraflarda, askerlerin arasında sınır hattı yakınlarında papazların bulunduğu gözlendi.
Gazetenin Yunanca versiyonunda ‘ABD Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ı seçiyor’ manşeti tercih edilirken, İngilizce edisyonunda ise ‘ABD ve Yunanistan askeri iş birliğini artırıyor’ denildi.
ABD’DEN SINIR HATTINA 4 YENİ ÜS
Yunan medyasından bir gazete, ABD’ye dört ayrı üs daha verileceğini ve Yunanistan Savunma Bakanlığı’nın Pentagon’a seçim yapması için 22 seçenek sunacağını yazdı.
Öne çıkan ilk yer, batıdaki Andravida hava üssü. Son aylarda Yunanistan’ın uluslararası hava tatbikatlarına ev sahipliği yapan Andravida’dan, ABD’ye ait F-15 ve F-16 savaş uçakları ile KC-135 tanker uçakları da havalandı.Girit Adası’ndaki Suda Üssü’nde konuşlanan ABD özel kuvvetler askerleri için yedek üs olarak ise kuzeydeki Selanik yakınlarında bulunan Rentina öne çıkıyor.
4.
İsrail, Yunanistan ve Ermenistan truva atları
23.05.2021
20. yüz yıl tarihi, özellikle 1950’den sonraki yakın tarih, bir bütün olarak ele alınınca algılanabilir, anlaşılabilir ve yorumlanabilir. Sözkonusu tarihten bir kesit almak ve bir parçayı bütünden kopuk, bağımsız, tek başına değerlendirmeye çalışmak boş yere uğraşmak olmaktadır..
Özellikle 2000 sonrasını çözümlerken ve anlatırken önceki yüzyılın ikinci yarısı hesaba katılmayınca bütün yargılar dayanaksız kalacaktır. Örneğin İsrail, 1948’de kuruldu; İsrail tarihinin 11 Eylül 2001 sonrasını değerlendirirken nasıl 1950 – 2000 arasını göz önünde bulundurmak gerekiyorsa, aynı şekilde her devlet için de bu yakın tarihi bir bütün olarak ele alma gerekli..
İSRAİL’İN TARİH SAHNEİNE ÇIKIŞI
İsrail’i İngilizler değil, Amerikalılar kurdu.
Oysa İsrail, Yunanistan ve Ermenistan üçgeni, dört denizi, Akdeniz, Hint Denizi, Hazar ve Karadeniz’i içine alan bir İngiliz porejesidir. İki dünya savaşı nedeniyle gerçekleştiremedi.
Birinci Dünya Savaşı’nda Amerikan Yahudileri, Amerika Birleşik Devletleri’ni Almanya’ya destek vermeye teşvik etmekle tehdit ederek Britanya hükûmetini 1917 yılında Balfour Deklarasyonu‘nu kaleme almaya ve imzalamaya zorladı.
Balfour Deklarasyonu‘ndan sonra ABD, İngilizlerin safında savaşa katıldı ve savaşın sonucunu belirledi. Her iki dünya savaşında da Yahudiler, ellerindeki medyayla kamuoyu oluşturup ABD hükümetinin savaşa katılma kararı almasını kolaylaştırdılar. ABD, uzaktaki iki büyük savaşa kontrollü bir şekilde katılarak dünya gücü oldu.
Bu iki olay, Balfour Deklarasyonu ve ABD’nin dünya gücü olması İsrail’i doğurdu. Batı işgali altındaki İslam dünyasının bağrında İsrail’in tarih sahnesine çıkışı, medya gücüyle iki dünya savaşından azami ölçüde yararlanmayı başarmalarıyla mümkün odu.
İSRAİL, YUNANİSTAN VE ERMENİSTAN ÜÇGENİ
İngiliz projesi olan ama günümüzde ABD’nin gerçekleştirmeye çalıştığı ‘İsrail, Yunanistan ve Ermenistan Üçgeni’ni hesaba katmadan İsrail gerçeği görülemez..
İkinci Dünya Savaşı sonrasında Balfour Deklarasyonu’na dayalı olarak ABD tarafından kurulan İsrail, bütün gücünü Batı emperyalizminin eski dünyada ayakta tutmaya çalıştığı sömürü sisteminin üç ayağından biri olmaya borçludur. Küresel dünya sistemi çöktüğünde İsrail tarihin kızı olduğu gerçeğiyle baş başa kalacaktır.
Dolayısıyla ABD, Akdeniz’de gemi yerine İsrail’i kullanmaktadır, yani bir ABD sömürgesidir, Akdeniz karakoludur.
Tarihin en büyük felaketlerinden biri olmayı, kadın erkek demeden, çoluk çocuğu silah altına alarak kurduğu ordusuyla İsrail, ABD’ye gönüllü hizmet ederek gerçekleştirmektedir.
YUNANİSTAN VE ERMENİSTAN
İngilizler, Birinci Dünya Savaşı sonunda Suriye’yi Fransa’ya bırakıp İran ve Irak’a yerleşmişti..
Doğu Akdeniz’i Fransa’ya kaptırdığından, İkinci Dünya Savaşı sonrasında ABD’ye bıraktığı İran ve Irak’tan çekilmek zorunda kalan İngilizler, Kıbrıs’a yerleşmek zorunda kaldı.
1950’den beri Kıbrıs, ABD – İngiliz rekabetine sahne olmaktadır.
ABD’nin eli altındaki Yunanistan ve Kıbrıs solu, devrimle iktidarı ele geçirmişti. İki yerde de tam İngilizleri adadan kovacakken; Türkiye askeri harekat yapıp ABD’nin maşası solu Kıbrıs’ta ezdi. Türk solu, Nazım Hikmet’ten itibaren Yunanistan ve Kıbrıs soluyla dayanışmaya girerek ABD’ye hizmet verdi.
Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında İngilizler adada kalırken, Türkiye de adanın yarısına sahip olmuştur. Türkiye’ye bu harekatı yaptırmak için Rum faşistlerin sırtını sıvazlayan İngilizler, adada Müslüman kanı akıtmıştır..
Dolayısıyla bugün ABD, Kıbrıs’a çıkamayınca, Yunan adalarına yerleşmektedir.
İngilizler bıraksaydı, Kıbrıs’a yerleşen ABD bu kadar İsrail ve Yunanistan’a yığınak yapmak zorunda kalır mıydı?
Bugün ABD, Akdeniz’de, Kıbrıs’ta İngiltere ile Hazar, Karadeniz ve Akdeniz üçgeni olarak muhayyel büyük Ermenistan’da da Rusya ile rekabet etmektedir.
Bu yüzden Türkiye ve Azerbaycan’a insiyatif kazandıran Karabağ savaşını, Rusya’nın ABD’yi kovma ve güneye inme politikası olarak okumak gerek.
Türkiye doğuda Rusya’yla ve güneyde de İngiltere’yle ABD oyunlarını bozmaya çalışmaktadır.
Kısaca ABD, Irak işgaliyle Basra Körfezi ve Hint Denizi’ne; Suriye, İsrail ve Yunanistan üzerinden de Kızıl Deniz ve Akdeniz’e ağırlığını koymak istemektedir.
TÜRKİYE’NİN ÇILGINLIĞI
Türkiye, BMGK’da bulunan ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin ile savaş halindedir. Bu (şimdilik soğuk) savaş, BM’nin Türkiye’ye karşı kimi zaman İsrail’i, kimi zaman Yunanistan’ı, kimi zaman da Ermenistan’ı desteğiyle ki PKK/PYD büyük Ermenistan projesine taşeronluk yapmaktadır, yüzünü göstermektedir. Bu yüzden BM’de çözüm araması, meşrulaştırması; uluslararası ilişkilerde statükoculuk yapması çılgınlıktır.
Bugünün olaylarını, tarihi kökleriyle ele alınca, şu hususları tespit ediyorum:
1.Batı (ABD; İngiltere ve Fransa) ile Doğu’nun (Rusya ve Çin) ittifakı olan BM; büyük bir coğrafyaya yayılan ve nüfus derinliği olan İslam alemiyle savaş halindedir.
2.Dünya sistemi, Darülislam’ı işgal edip yapılandırdığından mekanizmalarını işbirlikçi kadroları kolayca iktidara getirerek çalıştırmaktadır. Türkiye gibi kontrolden çıkan ülkelerde muhalefet işbirlikçi stokudur; iktidar değişikliğini başaramayınca sivil/asker bürokrasiyi kullanıp devrim yapmaktadır..
3.İslam ülkelerinin başına gelen felaketler dağınıklıkları ve iktidardaki Batıcı kadrolar yüzündendir. İslam milleti, yetiştirdiği kadroları iktidara getirip bir an önce küresel güç halime gelemezse, yerel güç olarak emperyalizme karşı koyamaz. Afganistan, Irak, Suriye, Filistin ve Çeçenistan nasıl direnemediyse diğer ülkeler de direnemez..
4.Arap dünyasında İsrail, Türk dünyasında Ermenistan ve Balkanlarda Yunanistan emperyalizmin truva atıdır.. Tarihin kızları bu küçük ülkeler, küstahlık ve saldırganlık yapıp İslam milletini sık sık rahatsız etmektedir. Emperyalizmin maşası küçük ülkelerle uğraşmak yerine büyük bir askeri güç olarak İslam ordusunu kurmak ve ortak dış politika, ortak savunma yolunu tutmak gerekir.. Büyüme stratejisinin yanına mutlaka birleşme, birlik olma stratejisi de konulmalıdır.
5.Türkiyenin tarih boyunca dış politikası Batı, Doğu ve Güney olarak üç ayak üzerine oturmuştur. Bu üç ayaktan biri kırılırsa savunma politikası çöker; ülke, tehlikeyle burun buruna kalır.
5.
Dünyanın en zenginleri listesi neredeyse her hafta el değiştirirken son güncelleme ile birlikte moda devi Bernard Arnault 186.3 milyar dolarlık servetiyle Amazon’un sahibi Jeff Bezos’u geçerek birinciliği aldı.
6.
Blinken ile Netanyahu’dan dikkat çeken poz
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsrail ile Hamas arasında Gazze’de varılan ateşkesi desteklemek için çıktığı Orta Doğu turu kapsamında Tel Aviv’e geldi. ABD’li bakan Netanyahu ile bir araya geldi.
ORTA DOĞU ‘BARIŞ TURU’
İsrail ile Hamas arasında 21 Mayıs’ta varılan ateşkesi destekleme ve Gazze Şeridi’ne insani yardımların ulaştırılması konularının gündemde olacağı tur kapsamında Blinken İsrail, Filistin, Mısır ve Ürdün’de temaslarda bulunacak
Blinken’ın bugün İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Dışişleri Bakanı Ashkenazi ile görüştükten sonra Ramallah’a geçerek Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Başbakan Muhammed Iştiyye ile bir araya gelmesi bekleniyor.
ABD Dışişleri Bakanı daha sonra Mısır ve Ürdün’ü ziyaret edecek.
NETANYAHU İLE BİR ARAYA GELDİ
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsrail ile Hamas arasında Gazze’de varılan ateşkesi desteklemek için çıktığı Orta Doğu turu kapsamında geldiği Tel Aviv’de, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya geldi.
SON 50 YILDIR İSRAİL’İN SARSILMAZ DESTEKÇİSİ !
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Netanyahu ile görüşmesinin ardından kameraların karşısına geçerek basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında İsrail’e destek mesajları veren Blinken, ABD Başkanı Biden’ın 50 yıldır İsrail’in en büyük destekçilerinden biri olduğunu ifade etti.
Blinken’in açıklamaları şu şekilde:
-Başkan Biden, son 50 yıldır İsrail’in en sarsılmaz destekçilerinden biri oldu.
-İran ile nükleer anlaşma konusunda İsrail’e danışıyoruz.
NORMALLEŞME AÇIKLAMASI
İsrail Başbakanı Netanyahu’nun açıklamaları da şu şekilde:
-Arap ülkeleriyle normalleşme sürecini güçlendirmemiz gerekiyor.
-Başkan Biden, barışın ancak İsrail’in bir Yahudi devleti olarak tanınması durumunda sağlanacağını söylerken haklıydı.
–Amerika Birleşik Devletleri İsrail’in kendini savunma hakkını destekliyor.
– Demir Kubbe’nin güçlendirilmesini tartıştık.
– İran’ın bölgedeki yıkıcı faaliyetleriyle mücadele etmek için İsrail ile birlikte çalışıyoruz
İSRAİL’İN İŞGAL PLANI
İsrail’in işgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’da ramazan ayında ibadet edenlere saldırması ve Şeyh Cerrah Mahallesi sakinlerini evlerinden zorla çıkarma planı bölgede gerginliği tırmandırmıştı.
Gazze Şeridi’ndeki Filistinli direniş grupları, İsrail polisinin işgal altındaki Doğu Kudüs’te yer alan Mescid-i Aksa ve Şeyh Cerrah Mahallesi’nden çekilmesi için 10 Mayıs Pazartesi günü yerel saatle 18.00’e kadar süre tanımıştı.
HAMAS KARŞILIK VERDİ
İsrail polisinin Mescid-i Aksa ve Şeyh Cerrah’tan çekilmemesi üzerine Filistinli direniş grupları İsrail’e çok sayıda roket fırlatmıştı.
Bunun üzerine İsrail ordusu, Gazze Şeridi’ne yönelik “Surların Muhafızı” adıyla askeri operasyon başlatıldığını bildirmişti.
ABD’den gelen baskıların ardından İsrail, 21 Mayıs’ta Mısır’ın ara buluculuğunda Filistinli direniş gruplarıyla ateşkese gitmişti.
‘Hitler Was Right’: BBC Journalist’s Vicious Jew-Hatred Exposed
By Yakir Benzion, United With Israel
The BBC is once again in the spotlight for its anti-Israel bias, this time being forced Monday to investigate one of its own reporters after an Israeli media watchdog group discovered a background of anti-Semitic and anti-Israel tweets.
Jerusalem-based Honest Reporting published a string of social media postings by BBC reporter Tala Halawa, including her support for Hitler’s quest to commit genocide against the Jewish people.
The vile comments were first found by the anonymous British Twitter account GnasherJew, known for exposing anti-Semitism, including many incidents in Britain’s Labor Party.
“After a horrendously slanted video report titled ‘Israel-Gaza: What Bella Hadid’s Stance Says About Changing Conversations’ was posted to the BBC website, it emerged that the presenter, Tala Halawa, has made a number of clearly anti-Semitic and genocidal statements on social media,” said Honest Reporting researcher Emanuel Miller.
It was discovered that before Halawa got to the BBC, she tweeted: “Israel is more Nazi than Hitler! Oh, Hitler Was Right. IDF go to hell Pray For Gaza.”
“Tala Halawa is a ‘digital journalist’ for the BBC. Halawa directly influences and creates news content watched by many millions around the world. In what world can someone like this work for a professional news outlet?” HR tweeted.
The exposure of Halawa’s social media bias revealed that the BBC did not do a good job of vetting Halawa before they gave her a job reporting on Palestinian affairs for the international broadcaster.
Following the Honest Reporting piece, Halawa’s social media accounts were deleted, but the evidence of her anti-Israel bias and anti-Semitism are on the record.
Another tweet posted by Halawa ridiculed anti-Semitism as “melodrama,” and she mocked the massacre of four Jews who were axed to death during prayers by Palestinian terrorists at a synagogue in the Jerusalem neighborhood of Har Nof.
Despite the tweets and Facebook posts, Halawa was hired by the BBC.
According to the corporation’s own code of conduct: “Trust is the foundation of the BBC. We’re independent, impartial and honest. We’re honest and fair with the courage to say and do the right thing. We deliver on what we say and take responsibility for our actions.”
“All of which begs the question: Why did the BBC not do its due diligence before hiring Halawa? How did someone with a history of openly anti-Semitic statements end up being hired by one of the world’s most recognized news outlets? Surely an organization with such extensive resources at its disposal could carry out a simple Twitter search as part of a basic background check?” Miller wrote.
A BBC spokesperson told the British Independent newspaper that: “These tweets predate the individual’s employment with the BBC, but we are nevertheless taking this very seriously and are investigating.”
-/-
“ΕΛΛΗΝΑΣ“
-/-