ΕΝΗΜΕΡΩΣΗ!.. (1)
1.
Kapımızda savaş çanları çalıyor, gizli ajandalara dikkat!
31.05.2022
İsrail çok büyük bir savaşa hazırlanıyor. Dünya kamuoyu önünde İsrail’in İran düşmanlığı hikayelerinin sonu olmadığını iyi biliriz. Diğer yandan İsrail’in, İran’ı Sünni dünyaya karşı bir alternatif ve denge olarak kullandığı açıktır. Bu işin içine İran’ın nükleer silahlar meselesi girince Israil’in MOSSAD gizli servisi pek de rahat değildir.
İki tilkinin kuyrukları çarpışmaktadır. İsrail sadece İran’da değil, bütün Ortadoğu’da hiçbir devletin nükleer silahı olmasını arzu etmemektedir, şiddetle karşı çıkmaktadır.
İran uzun yıllardır nükleer tesisler konusunda bilim adamları ile çalışmaktadır, İsrail nükleer bilim üzerinde İran’da çalışan bilim adamlarını tek tek ortadan kaldırdığını görmekteyiz. Muhsin Fahrizade uydudan yapay zekâ teknolojisi ile lazer suikast silahı ile öldürüldü. Nükleerin babası olarak anılan Muhsin Fahrizade, beyin takımı hocası olarak İran için çok önemli bir isimdir. İsrail devleti tarafından tehdit olarak görülen önemli kişilerin başında gelmekteydi.
İsrail geçtiğimiz günlerde yeni bir suikast daha yaptı. Devrim muhafızlarının dış istihbarat kanalı olan, seçkin Kudüs gücünde komutan Albay Sayad Kuhadi’ye Tahran’da yaklaşan motosikletli bir ajan, yakın mesafede başından silahla vurarak öldürdü. Bu bütün olup bitenlere bakıldığında anlaşılan; İran’ın çok bedel ödeyeceğidir.
İsrail, her hafta İran’a bir siber saldırı düzenlemektedir. İran bildiğimiz naraları atar, kabarır, din üzerinden şovunu yapar. Birilerinin cinayet eğitim kampı gibi görülür. Alışık olduğu, ölü toprağının bol olduğu kör gözler ile dünyaya seyirci olmaya devam eder. Devrim muhafızlarının gövde gösterisiyle Ortadoğu dövüş sanatlarının çağ dışı senaryolarını bol bol oynatır. Bir gösteriden ibaret olan bütün uğraşlarıyla, bütün İSLAM dünyasının aptal olmasını arzu edip şovlarına inanmasını bekler.
Dünyanın içinde bulunduğu ekonomik buhranın daha da ağırlaşacağı ön görülürken, İsrail’in yakın zaman dilimi içerisinde İran’a saldırması beklenmektedir. Bu risk de ilişkilere rağmen bölge dengesi açısından ciddiyet teşkil etmekte ve uluslararası güç noktasında önemli bir mesele olarak karşımıza çıkmaktadır.
Geçtiğimiz günlerde Viyana’da yapılan bir toplantıda İran’la ilgili önemli görüşmeler gerçekleştirildi. Bu toplantılar sonrası İran ile nükleer konusunda bir uzlaşma sağlanmadığı dünya kamuoyu ile paylaşıldı. Bunun üzerine İsrail apar topar İngiltere ve ABD ile muhtemel acil eylem planları dahilinde görüşmeler yapmaya başladı. İsrail olası savaş pozisyonu hazırlığına başvurduğunu ve hatta olağanüstü bir toplantı kararı alarak İran’ın doğrudan dört nükleer ana merkezini vurmak için bütün planlamaları tamamlandığını müttefikleri ile paylaşmıştır.
Geçtiğimiz günlerde İsrail dokuz ülkenin içinde olduğu bir tatbikatı gerçekleştirdi. Türkiye’nin içinde olmadığı bu tatbikatta olası İran savaş senaryosunun riskleri paylaşıldı. Yani kartların yeniden dağıtılacağı, aynı zamanda Türkiye’nin de içinde bulunduğu jeopolitik konum gereğiyle hedef ülke statüsünde olduğu görülmektedir. “Neden” diye soracak olursanız; vekâlet savaşları dönemi küreselciler tarafından hızlandırıldı, Siyonistler bu durumu bir fırsat olarak görmektedir.
Batı’nın aynı zamanda Türkiye, Yunanistan kısmında ihtilaflı durumlara doğrudan müdahil olmamakla birlikte, örtülü lojistik destekler kısmından ciddi bir hazırlık sürecine tabi tutulduğunu görmekteyiz. ABD ve İngiltere’nin yeni ticari ittifaklar dâhilinde birtakım hazırlıklar peşinde olduğunu, Türkiye’nin savaşa dahil edilmesi noktasında ciddi planlar yaptıklarını ve Yunanistan’ı doğrudan cephaneliğe çevirdiğini görmekteyiz.
İsrail’in olası İran saldırısında Türkiye doğrudan savaşa sürüklenebilir. Yapılan anlaşmalar doğrultusunda savaşın alt yapısının oluşumu ve meşru gösterilmesi sağlanabilir. Bu vesile ile Türkiye’nin Suriye ve Yunanistan savaş alanları üzerinden baskılanması ile yeniden parçalanması düşünülmektedir. İsrail’in mavi bayrak tatbikatı doğrudan bir eylem planıdır, Türkiye açısından büyük bir tehdit olarak okunmalıdır. Buna karşın İran, İsrail ve Batı savaşı Türkiye açısında ciddi bir felaket senaryosudur. Yeni göçlere hazır olmayan ülkemiz için bu senaryolar doğrudan bir facianın ve çöküşün habercisidir.
Bütün bu olup bitenler İsrail’in büyümesi, Siyonist İsrail’in teminat altına alınması ile ilgilidir. SDG diye bir varlığın yapay oluşumu veya ABD’nin inkâr politikaları devlet nezdinde açık bilinmekle birlikte bu oluşumun doğrudan desteklendiği de bütün kaynaklarda açıktır. Batı dünyası, iç bünyede Türkiye karşıtı politikaları PKK gibi terör araçlarıyla desteklerken, vekâlet savaşları üzerinden insan kaynaklarını ve enerjisini tüketmesi için de bir çaba sarf etmektedir.
Bu gibi senaryolar Türkiye’nin geleceğinde önemli mihenk taşı olacağı gibi aynı zamanda petrol ve gıda arz dengeleri açısından da ülkemizin her türlü oyuna karşı hazırlıklı olması gerektiğini gösterir. İç muhalefette sağduyulu bir ortama ve sükûnet diline ihtiyaç duyulmaktadır. SADAT veya kamu kurumları önünde gövde gösteri yapmakla ülkeye hizmet edemesiniz, aklı ve şuuru yerinde olan insan fikir ve çözüm önerilerini sunar. Bir fikriniz yoksa susmanız bile ülkeye hizmettir.
Vesselam.
YENİ AKİT
2.
Cihat Yaycı “Başımıza bela olacak” deyip uyardı: Hazırlıklı olmalıyız… Adım adım işgal!
Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı Miçotakis’in AB ve ABD’ye gönderdiği 16 haritanın, Yunanistan’ın 3 aşamalı Ege’yi işgal planının bir parçası olduğunu söyleyerek “Konjonktürü kendine fırsat gören Yunanistan başımıza bela olacak.” dedi.
Türkiye’nin Yunanistan’ın tezlerine karşı uluslararası platformlarda Mavi Vatan haritasını anlatması gerektiğini ifade eden Yaycı, “Konjonktürü kendine fırsat gören Yunanistan başımıza bela olacak. Her duruma hazırlıklı olmalıyız” dedi. Yunanistan’ın gündeme taşıdığı haritalarla ilgili Yeni Şafak’a konuşan Yaycı şunları kaydetti:
TÜRKİYE ARTIK HAKKINI ARIYOR
Yunanlılar bu haritaları ABD ve Avrupa ile paylaşarak şunu söylüyor: “1970’lere kadar Türkiye bizim her şeyimizi kabul etmişti. Adalar Denizi, (Ege Denizi) bizim denizimizdi. Sonra bunlar yavaş yavaş Kıbrıs’tan başlayıp Kardak krizi, hava sahası ve benzeri söylemlerle hak iddia etmeye başladılar…” Maalesef Türkiye geçmiş yıllarda Yunanistan’ın oldu bittilerine gerekli tepkiyi vermedi. Şimdi ise Türkiye denizlerdeki hak ve menfaatlerinin farkında. Türkiye artık “hakkım var” demeye başladı.
Miçotakis’ten Türkiye’ye ağır ithamlar: Yunanistan’ı destekleyen ülkeleri de açıkladı
ABD CESARET VERİYOR
Türkiye’nin Libya ile anlaşma imzalaması, Sayın Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı’nın açıklamaları ile Yunanistan köşeye sıkıştı. Yunanlar şimdi Türkiye’nin diplomatik duruşuna karşı cevap vermeye çalışıyor. Konjonktüre göre uygun olduğunu düşünüyorlar. Türkiye Suriye’de harekata hazırlanırken, Finlandiya ve İsveç konusunda Avrupa’yı rahatsız eden bir duruş sergilerken, bu konjonktürden istifade etmek istiyorlar. ABD Başkanı’nın kendini “Bidenepulos” olarak takdim etmesi de Yunanistan’ı cesaretlendiriyor.
2017’DE İLAN ETTİLER
Yunanistan 2017’de 3 basamaklı “karasularını arttırma planı” başlatmıştı. Şimdi bu haritalarla o planı uygulamaya çalışıyorlar. Planın birinci aşamasında, hem Girit’te hem de Büyük-Küçük Çuha’da karasularını arttırma kararı almışlardı. Ama Türkiye’nin baskısıyla ikinci aşamaya geçemediler. Şimdi ikinci ve üçüncü basamağa geçmeye çalışacaklar. İkinci basamak Girit Adası ile Büyük-Küçük Çuha ve Mora Yarımadası arasında karasularını 12 mile çıkartmak. Üçüncü basamak Yunan karasularında 12 mile çıkartmak. Son aşama ise bütün Adalar Denizi’nde 12 mil ilan etmek.
1995 KARARININ ARKASINDA DURULMALI
Bugün Türkiye’nin duruşunu takdirle karşılıyorum. Bu konu milli bir mesele. İktidarıyla muhalefetiyle çok ciddi günler yaşıyoruz. Yunanistan başımıza bela çıkaracak. Bunun için şu andan itibaren çok net bir duruş sergilemeliyiz, her şeye hazırlıklı olmalıyız. TBMM 1995 yılında “Yunanistan’ın karasularını 6 milin üzerine çıkartması durumunda tüm güç unsurlarıyla karşı koyacağını” ilan etmişti. Bu duruştan taviz verilmeyeceğini bütün parti liderleri açıkça beyan etmelidir, iç siyaset hesabı yapılmamalıdır.
ARTIK BİLİMSEL BİR HARİTAMIZ VAR
Yunanistan’ın haritalarına kendi Mavi Vatan haritamızı anlatarak karşılık vermeliyiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eylül 2020’deki Doğu Akdeniz Sempozyumu’nda üniversitelere “kendi haritamızı hazırlayalım” talimatı vermişti. O talimat geçen hafta yerine geldi. İstanbul Üniversitesi bilimsel yayın olarak Mavi Vatan’ın haritasını çıkarttı. “Mavi Vatan-Bir Harita ve Bir Doktrin” adlı esere herkesin sahip çıkması gerek. Elçilerimize bu haritamız anlatılmalı, Türkiye’nin hakları konusunda bilgilendirilmeliler.
6’lı masadan skandal bildiri! Miçotakisle aynı dilden konuştular
‘Millet İttifakı’ 4. toplantısının ardından hedefler ve ilkeler bildirgesi yayınladı. Metinde Türkiye, Doğu Akdeniz’de gerilimi yükseltmekle suçlandı
Toplantı sonrası yapılan ortak açıklamada, Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin milli menfaatlerini Yunanistan’a karşı korumak için attığı ve atacağı adımlar eleştirildi. İzlenen politika maceracı bulundu.
YUNANİSTAN’A TAM DESTEK
28 Şubat İttifakı’na göre, Yunanistan’ın Lozan Anlaşması’na aykırı şekilde Ege Adaları’nı silahlandırmasına karşı çıkmak ve egemenlik tartışması başlatılacağını açıklamak maceracılıktı.
6’lı masaya göre, Amerikan Kongresi’nde Türkiye karşıtı nutuklar atan Yunan Başbakan’a haddini bildirmek ve Türkiye’nin haklarını korumak çok boyutlu dış politika gerekliliklerine zarar verecek bir gerilimdi.
28 Şubat İttifakı’na göre, Yunanistan’daki terör kamplarına ve ABD üslerine karşı çıkmak Doğu Akdeniz ve Ege’deki güç dengelerinin aleyhimize değişmesine sebep olmaktı.
‘TÜRKİYE MACERACI’
“Türkiye’nin terörle mücadele bağlamında ortak tavır ve işbirliği konusundaki haklı talepleri, sadece NATO üyeliğine başvuran İsveç ve Finlandiya için değil, halihazırda üye olan bütün NATO üyeleri ve esasen bütün BM üyeleri için de geçerlidir. Bir taraftan bu konuda haklı taleplerimiz dile getirilirken diğer taraftan Doğu Akdeniz ve Ege’deki güç dengelerinin aleyhimize değişmesine sebep olacak ve Türkiye’nin çok boyutlu dış politika gerekliliklerine zarar verecek gerilimlerden ve maceracı söylem ve politikalardan uzak kalınmalıdır.”
Türkiye’nin suçlandığı bildiride, Yunan Başbakan Miçotakis‘in ABD Kongresi’nde yaptığı provokatif görüşmeye ise sessiz kalındı.
TERÖR ÖRGÜTÜNE DE MAVİ BONCUK DAĞITTILAR
6’lı masa sadece Yunanistan’a değil terör örgütüne de mavi boncuk dağıttı. İlginç bir şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sınır ötesi operasyonları sorgulandı ve olası operasyonlarının gerekçelerinin izahı istendi.