Τί Είναι Και Τί Δεν Είναι “Πληροφορίες”! Μια Τ / Άποψη! (Μόνον Για Ειδικούς).

  • IMG_20171006_082352
  • Φίλοι μου!

– Σας υποβάλλω απόψε την άποψη ενός Τούρκου “Ειδικού Επί Των Πληροφοριών“, όπως υπογράφει, για το τί είναι και για το τί δεν είναι “Πληροφορίες!

– Είναι σίγουρα “Πλούτος” να μαθαίνεις το πώς σκέπτεται ο “άλλος” και πιο πολύ ο… “διαφορετικός” ή ο… “εχθρός”, λέξη που μισώ, να… μισώ! Τί λέτε; Θα συμφωνείτε φαντάζομαι! Τουλάχιστον οι περισσότεροι!..

Το κείμενο απευθύνεται μόνον σε “Ειδικούς” (και άρα “προχωρημένους” στο αντικείμενο) και μάλιστα σε Τουρκομαθείς “Ειδικούς“!

Οι λοιποί ας με συγχωρήσουν, αν έχουν τη… δύναμη και για… παρηγοριά, επειδή σας αγαπώ όλους, ας πάνε στην εισαγωγική μας σελίδα να δουν και να ακούσουν τα 2 “Videο”, αυτό με τον πρώην Ρώσο πράκτορα και κυρίως αυτό με την… πονόψυχη, … ανθρώπινη και πολύ… Δημοκράτισα Κα Χ. ΚΛΙΝΤΟΝ!..

[Το σημερινό ΥΓ. επίσης, όπως θα διαπιστώσετε, είναι κυρίως αφιερωμένο σε μια άλλη… ανθρώπινη, … πονόψυχη και… παγκοσμιοποιημένη προσωπικότητα, αυτήν του 44ου Αμερικανού Προέδρου Χ. Μ. ΟΜΠΑΜΑ, την τόσο αγαπητή στην Ελλάδα, από τους αυτοαποκαλούμενους “Προοδευτικούς”, αλλά κατ’ ουσίαν “Διεθνο-Σκοταδιστές” και “Μειράκια” των Κοσμοκρατόρων “Διεθνών Σάϊλοκ”]!

– “Καλή Μελέτη”!

İSTİHBARAT NEDİR ? NE DEĞİLDİR ? 

İstihbarat kelimesi herkeste kendi bilgi ve anlayış kabiliyetine göre farklı anlamlar çağrıştırmaktadır. Günlük yaşamda karşılaştığınız herhangi bir kişiye bu kelimeyi sorsanız, herkesin istihbarat konusundan haberdar olduğu ancak istihbarattan anladıklarının ise birbirinden çok farklı olduğunu görürsünüz.

İstihbarat, bu konuda araştırma yapan ve hatta kitap yazan kişiler arasında bile farklı anlaşılmakta ve tanımlanmaktadır. Tanımlar genellikle kişilerin mesleklerine, ilgilendikleri istihbarat dalına vb. göre değişmektedir. Dolayısıyla herkesin üzerinde uzlaştığı bir istihbarat tanımı bulunmamaktadır. Bu sebeple, öncelikle değişik kaynakları inceleyerek istihbarattan ne ne anladıklarını anlamaya, bundan sonra adım adım ilerleyerek bir sonuca varmaya ve genel bir istihbarat tanımlaması yapmaya çalışacağız. 

İstihbarat; Arapça, ‘’istihbar etme’’, ‘’haber ve bilgi alma’’ kelimesinin çoğuludur.  Türk Dil Kurumu’nun Güncel Türkçe Sözlüğüne göre istihbarat; ‘’Yeni öğrenilen bilgiler, haberler, duyumlar, bilgi toplama, haber alma.’’ olarak ifade edilmektedir.  Eş ve Yakın Anlamlı Kelimeler Sözlüğüne bakıldığında ise istihbarat için; ‘’duyum / haberler’’  karşılığı bulunmaktadır.

Aslında bu tanımlar; kelimenin halk arasında güncel kullanımına ve sıradan insanların bu kelimeden ne anladığına da tamamen uymaktadır. Henüz kimsenin bilmediği bir hususu bilen bir kişi; ‘’Bir istihbarat aldım.’’ derken ‘’bir haber aldığını’’ kast etmektedir. Bir yerde belirli konularla ilgili olup biten çoğu şeyi bilen kişilere de; ‘’İstihbaratı kuvvetli.’’ denmesinin sebebi, onun her türlü haberi duyduğunu veya geniş tanıdık çevresi sayesinde her konuda haber ve bilgilere kolayca ulaştığına inanılmasındandır. Yine, bir konuyu merak eden bir kişi; ‘’Gidip bu konuda biraz istihbarat toplayayım.’’ derken bilgi toplamayı kast etmektedir. Yani halk dilinde de istihbarat; ‘’haber ve bilgi alma’’ anlamına gelmektedir.

Türkçe’de kullanılan istihbarat için Arapçada; ‘’Haberleşmeler, haberleşme dolayısıyla yapılan yazışmalar.’’ anlamına gelen ‘’Muhaberat’’ kelimesi kullanılmaktadır. Arap ülkelerinin çoğunda İstihbarat teşkilatları da ‘’El Muhaberat’’ ismiyle görev yapmaktadır. İstihbarat kelimesi için Fransızca ve İngilizce’de kullanılan İntelligence kelimesi ise; ‘’akıl, zekâ, akıllılık, kafa, istihbarat’’  anlamlarına gelmektedir. Yine istihbarat kurum ve teşkilatları da aynı kelime kullanılarak ifade edilmektedir. 

İstihbarat için bizim kullandığımız kelime ve Arapların kullandığı kelime daha çok haber elde etme, gizlice bir şey öğrenme, haberleşme, rapor etme vb. anlamlar çağrıştırırken Fransızca ve İngilizce’de akıl, zekâ vb. olumlu bir anlam taşıması belki de toplumların kültürel farklılıklarından kaynaklanan bir durumdur. Bu kelime farklılığı insanların üzerinde de sözlük anlamlarına paralel bir şekilde değişik etkiler yaratmaktadır. Bizde ve Araplarda istihbarat/muhaberat; genelde insanlarda endişe uyandıran, korku hisleri uyandıran ve daha çok içe dönük kelimelerdir. Bu sebeple istihbarata dar ve kısır bir anlam yüklenmektedir. Ancak olumlu anlam ifade eden Fransızca ve İngilizce İntelligence kelimesi, insanlar üzerinde aynı olumsuz etkiyi yaratmadığı gibi istihbarat konusunun daha geniş bir şekilde anlamlandırılmasına da imkân sağlamaktadır.

Özetleyecek olursak, istihbarat; bir toplumda yaşayan kişilere göre farklı anlamlara geldiği gibi, değişik ülkelerde; ülkeler arasındaki kültürel farklılıklara ve hatta yönetim biçimi farklılıklarına göre de değişik anlamlara gelebilmektedir. Hal böyle olunca herkesin kabul edebileceği bir istihbarat tanımı yapmak daha da zor görünmektedir. Ancak yine de mevcut tanımları inceleyerek bir sonuca varmaya çalışacağız. 

Türkiye’de istihbarat konusunda yayımlanan kitaplar incelendiğinde; bu kitapların bazılarının konuya ilgi duyan ve daha çok uluslararası ilişkiler konusunda eğitim almış akademisyenler tarafından yazıldığı görülmektedir. Bu yazarlar istihbaratı genel bir teoriye oturtmak çabası içinde olmuşlar, oldukça yararlı bilgiler vermişler fakat uygulama sahasında hiç görev yapmadıklarından anlatımları hem çok karmaşık, hem de biraz fazla teoride kalmış görünmektedir. Diğer bir grup yazar ise asker kökenli yazarlardır. Bu yazarlar; askerlik hayatları boyunca istihbarat faaliyetleri içinde ya bir istihbaratçı veya istihbaratı kullanan kişi olarak bulunduklarından oldukça pratik bilgiler vermişlerdir. Bu yazarların kitaplarında ise; teorik bir altyapı eksikliği hemen göze çarpmakta, istihbaratın, bir istihbarat türü olan askeri istihbarat anlayışıyla anlatıldığı görülmektedir. Bunlar da oldukça yararlı bilgiler verilmekle birlikte bizim aradığımız istihbarat tanımına tam olarak bizi götürememektedir. Üçüncü bir yazar grubu vardır ki bunlar ne akademik anlamda ne de pratik anlamda istihbarat konusu ile bir ilişkileri olmamıştır. Ancak kişisel ilgileri sebebiyle istihbarat konularında araştırmalar yaparak elde ettikleri bilgileri yayımlamışlardır. Bu gruptaki yazarların bazıları oldukça faydalı bilgiler sunmakla beraber büyük bir kısmı oldukça sınırlı ve derinliği olmayan bilgiler vermektedir. Diğer bir yazar grubu ise, daha çok MOSSAD gibi yabancı istihbarat servislerinde çalışmış olan kişilerden oluşmaktadır. Piyasada en çok bulunan ve ilgi çeken kitaplar da MOSSAD hakkında yazılmış kitaplardır. Ancak bu kitaplarda sadece anılar ve olaylar anlatılmakta, istihbarat kavramıyla ilgili teorik bilgi ya hiç verilmemekte veya konu içerisinde ancak istihbarata vakıf kişilerin anlayabilecekleri şeklinde uygulamaları anlatılmaktadır.

Görüldüğü gibi her yazar grubu olayın belirli bir yönünden bahsetmiş, konu hakkında bütüncül bir eser sunmamışlardır. Biz bunların tamamından yararlanarak bütüncül sonuçlar çıkarmaya çalışacağız. Bu kitapların yanında, internet ortamında başta ABD askeri istihbarat talimnameleri olmak üzere NATO ülkelerine ait (bizim talimnamelerimiz de bunlarla hemen hemen aynı içeriğe sahiptir.)birçok resmi talimname ve yardımcı yayın bulunmaktadır. Bu yayınlardan da faydalanacağız. Ve tabii ki benim meslek hayatım boyunca istihbarat okulunda ve değişik askeri eğitim kurumlarında aldığım istihbarat eğitimlerden ve görevim esnasındaki uygulamalarımdan zihnimde kalan bilgilerden de yararlanacağız. 

Bizim ve NATO ülkelerinin çoğunun askeri talimnamelerinde verilen tanıma göre İstihbarat: ‘’Durum muhakemelerin yapılmasında, hareket tarzlarının, plânların ve harekâtın geliştirilmesi ve uygulanmasında yakın veya muhtemel önemi bulunan ve yabancı ulusların veya bölgelerin bir veya birden fazla yönü ile ilgili bütün mevcut bilgilerin toplanması, değerlendirilmesi, yorumlanması ve birleştirilmesinden çıkan sonuçlardır. Kısaca İstihbarat = Bilgi + Analizdir.’’

Görüldüğü gibi bu tanım tamamen askeri istihbarat ile ilgili olarak yapılmıştır. Ancak askeri talimnamelerde bu tanım istihbarat tanımı olarak verilirken ‘’askeri istihbarat’’ diye ayrı bir tanım da yapılmaktadır. Bu tanıma göre askeri istihbarat; ‘’Düşman ve düşman olması muhtemel taraf ile harekât bölgesine ait (hava ve arazi dâhil) haber ve bilgilerin toplanması, değerlendirilmesi ve yorumlanmasından elde edilen sonuçtur.’’ Bu tanımlara baktığımızda aslında aralarında çok fazla bir fark olmadığı görülmektedir. Bu iki tanım birleştirilerek bunlardan bazı önemli sonuçlar çıkarılabilir. 

Tanımlara göre istihbarat bir amaca hizmet etmek için yapılmaktadır. Burada bu amaç; planların yapılması ve uygulanmasına yardım etmek olarak belirtilmiştir. İkinci belirtilen husus; istihbaratın sadece düşman hakkında değil hava ve arazi hakkında da yapıldığıdır. Üçüncü husus ise istihbaratın, bir dizi işlemden sonra elde edilen sonuçlar olarak belirtilmiş olmasıdır. İstihbarat bilgi veya haber değildir. Haber ve bilgiler; toplama, değerlendirme, yorumlama ve birleştirme diye dört bölüme ayrılan bir süreçten geçtikten sonra ortaya çıkan ürün istihbarat olmaktadır. Yani istihbarat; bilgi ve haberlerin analize tabi tutulması sonucu kendisine sunulacak makamın karar vermesine yardımcı olacak bir son üründür. Burada dikkati çeken diğer bir husus ta toplanacak bilgilerin niteliğidir. İnsanlar istihbaratı genellikle;  gizli yollarla, kendisi de gizli olan bilgilerin toplanması yani casusluk olarak anlamaktadırlar. Ancak burada gizli veya açık olmasına bakılmadan amacımıza hizmet etmesi mümkün her türlü bilginin toplanmasından bahsedilmektedir.  Yani istihbarat bir casusluk faaliyeti içine sıkıştırılmamakta, kapsamı genişletilmektedir.

Ümit Özdağ istihbaratı; ’’Örtülü operasyon diye tanımlanan operatif faaliyetlerden ziyade bilginin toplanması ve analizidir.’’  diye tarif etmektedir.  Görüldüğü gibi burada da bilgi artı analizden bahsedilmekte ancak istihbarat bir sonuç değil bir süreç olarak tanımlanmaktadır. Özdağ, aynı kitabında daha sonra şöyle demektedir; ‘’İstihbarat; her türlü politik, ekonomik, sosyal ve askeri olayı anlamayı ve geliştirmeleri öngörmeyi amaçlayan evrensel bir sosyal bilimdir.’’ ifadesi, istihbaratın yapılmış en iyi tanımlarından birisidir. 

Bu ifade incelendiğinde; daha önce yapılan tanımdan farklı olarak istihbarat bir sosyal bilim olarak belirtilmiştir. Ayrıca burada istihbaratın mevcut durumu anlaması ve geleceğe ait öngörülerde bulunması gerektiği de söylenmektedir. Yani istihbarat; kuru bir ham bilgi değildir, olayları anlamayı ve gelecekte olacakları da öngörmeyi gerektirir.

Sıddık YARMAN istihbarat için biraz daha farklı bir tanım yapmaktadır. ‘’İstihbarat; seçilen bir hedefe dönük toplanan düzenli bilgilerin, hedefin muhtemel davranış biçimini ortaya koyacak bir şekilde değerlendirilmesi sonucu elde edilen işlenmiş bilgi yumağı, üründür.’’ 

Bu tanım diğer tanımlara göre daha özelleştirilmiş hususlar ihtiva etmektedir. Askeri talimnamelerdeki tanımda düşman veya düşman olması muhtemel hedeflerden bahsetmekle birlikte bu tanımda;  seçilen bir hedefe dönük bilgi toplamaktan bahsederek istihbaratın bir hedefe yönelik olarak yapılması gerektiği daha net bir şekilde ortaya konulmuştur. Tanımda bu hedefe ait düzenli olarak bilgi toplanmasından bahsedilerek istihbaratın sürekli ve planlı bir faaliyet olduğu da vurgulanmıştır. Bu tanımda ayrıca; hedefin muhtemel davranış biçiminin ortaya çıkarılmasından bahsederek istihbaratın elde edilen bilgilerin değerlendirilmesi sonucu ortaya konacak daha rafine bir bilgiyi değil, düşman hareket tarzlarının tahminini gerektirdiği anlatılmaya çalışılmaktadır. Bu tanımda da daha önceki bazı tanımlar gibi istihbarat bir süreç değil bir sonuç olarak tanımlanmaktadır.

Ertuğrul GÜVEN istihbaratı; ‘’Bilgilerin toplanması, mevcut bilgilerle karşılaştırılması, bu bilgilerin analizi, değerlendirilmesi, birleştirilmesi ve yorumlanması sonucunda ortaya çıkan bir hâsıladır.’’ diye tanımlarken şimdiye kadar bahsedilenlerden farklı olarak; istihbaratın bir bilgi havuzu, bir arşivi olması gerektiğinden ve yeni elde edilen bilgilerin bu mevcut bilgilerle karşılaştırılması gereğinden bahsetmektedir. 

Kendisi bir emniyetçi olan Ünal Acar istihbaratı; ‘’Genel anlamda, gelecekte gerçekleşebilecek olaylarla ilgili en doğru tahmini yapabilmek için gizlilik, tarafsızlık, doğruluk ve süreklilik ilkelerine göre toplanan bilgilerin değerlendirilmesi ile ilgili çalışmalardır.’’  şeklinde tanımlamaktadır. Burada ilk dikkati çeken husus bu tanımın; sürekli bir bilinmezle, her gün değişen suç çeşitleri ve her gün ortaya çıkan yeni suç örgütleri ile mücadele eden polisimizin de bakış açısını yansıtmasıdır. Polis istihbaratın hem üreticisi ve hem kullanıcısıdır. Bu sebeple önünü görmek ve geleceği tahmin etmek isteği tanıma da yansımıştır. Burada dikkati çeken diğer bir husus; istihbaratın ilkeler bazında tanımlanması ve bir süreç olarak algılanıyor olmasıdır.

Askerler, akademisyenler, araştırmacılar ve polislerin bakış açısına göre istihbarat tanımlarını inceledikten sonra son olarak MİT’in istihbaratı nasıl tanımladığını inceleyerek araştırmamıza son vermenin uygun olduğunu değerlendiriyorum. Elbette yerli ve yabancı daha birçok kaynakta yapılmış değişik istihbarat tanımları da mevcuttur. Ancak bunlara bakıldığında bazı küçük farklılıklar haricinde bizim şimdiye kadar incelediğimiz tanımlardan çok ta farklı olmadıkları görülmektedir.

MİT istihbaratı; ‘’Devlet tarafından belirlenen ihtiyaçlara karşılık olarak çeşitli kaynaklardan derlenen haber, bilgi ve dokümanların işlenmesi sonucu elde edilen üründür.’’  Olarak tanımlamaktadır. Burada ilk dikkat çeken husus MİT’in istihbaratı devlet için yaptığını tanımda da vurgulamış olmasıdır. MİT Stratejik seviyede istihbarat ihtiyaçlarını karşılayan ve doğrudan başbakana bağlı bir kurum olduğundan kendisinin doğrudan devleti ilgilendiren bir kurum olduğunu düşündüğü anlaşılmaktadır. Peki devlet derken ne kastedilmektedir? MİT; hükumet başta olmak üzere devletin tüm ana kurumları, TSK ve Emniyete istihbarat sağladığı gibi stratejik seviyede İKK (İstihbarata Karşı Koyma)’dan da sorumlu olan kurumdur. MİT aynı zamanda Türkiye’de diğer istihbarat teşkilatları ile istihbaratın koordinesinden sorumlu üst kurum durumundadır. Bu sebeple olsa gerek, kendisinin devletin ihtiyaçlarını temin ettiğini belirtmektedir. MİT’in tanımında da istihbarat bir sonuç ve bir ürün olarak değerlendirilmekte, diğer tanımlarda bahsedilen haber ve bilgiden başka işleme tabi tutulacaklar arasında dokümanları da saymaktadır. 

Şimdi tüm bu tanımlamaları inceleyerek istihbaratın ne olduğuna adım adım ulaşmaya çalışalım.

  1. Tanımlardan çoğundan da anlaşılacağı üzere istihbarat sözlük anlamında ifade edildiği gibi haber veya bilgi demek değildir. Bunlar istihbaratın sadece birer girdileridirler.
  2. Hangi kurum tarafından yapılırsa yapılsın istihbaratın bir hedefi vardır. Bu hedef bir devlet, bir suç örgütü veya bir terör örgütü olabilir.
  3. İstihbarat sadece hedefi değil o hedefin içinde bulunduğu; hava, arazi, dünya üzerindeki konumu vb. diğer koşulları da inceler.
  4. İstihbarat rastgele yapılan bir faaliyet değildir. Bir amacı ve ulaşmak istediği bazı sonuçlar vardır.
  5. İstihbarat; haber, bilgi, belge, doküman vb. girdilerin belirli bir işleme tabi tutularak bazı değerlendirilmiş sonuçların/ürünlerin elde edildiği bir süreç içinde gerçekleşen bir faaliyettir.
  6. İstihbarat sadece gizli bilgilerin elde edilmesi ile ilgilenmez, açık kapalı her türlü kaynaktan elde edilen ve amaca hizmet edecek tüm bilgilerle ilgilenir.
  7. İstihbarat; örtülü operasyonlar, psikolojik harp, bilgi harbi, propaganda gibi hususları kapsamaz. Olsa olsa bunları yapacak birimler için gerekli bilgileri sağlar.
  8. İstihbarat; sadece askeri harekâtlar, polis operasyonları ve hükumet organları için faaliyette bulunmaz. Devletin tüm kurumlarının ihtiyaçlarına göre hareket eder.
  9. İstihbarat sürekli bir faaliyettir. Askeri istihbarat; barış zamanında da, emniyet istihbaratı; emniyeti ihlal eden bir durum henüz ortada yokken de, diğer istihbarat organları da herhangi bir kritik durum ortaya çıkmamışken de, yani tüm yıl boyunca, tam zamanlı olarak faaliyet gösterirler.
  10. Bu faaliyetler esnasında sürekliliği olan bilgiler bir arşiv veya bilgi havuzunda toplanır. Yeni bilgiler bu bilgilerle karşılaştırılarak elde edilen sonuçlar kullanılır ve bunlardan gerekli görülenler bu havuza ilave edilir.
  11. İstihbarat geçmişle de ilgilenir, ancak geçmişe ait bilgiler genel bir bilgi altyapısı oluşturmak için kullanılır. İstihbaratın asıl ilgilendiği; mevcut durumu anlamak ve gelecekte neler olabileceğine dair öngörülerde bulunmaktır.
  12. İstihbaratta kaynakların çeşitliliği önemlidir.
  13. İstihbarat önceden tespit edilen ihtiyaçlara göre yürütülür. Yani planlı bir faaliyettir.
  14. İstihbarat; devletin değişik kademelerinde görev yapan planlayıcılara, karar vericilere ve uygulayıcılara, bu faaliyetleri daha doğru ve uygun bir şekilde yapmalarına yardımcı olacak şekilde faaliyet gösterir.

Bu tespit ettiğimiz temel hususlara başka bazı konular da ilave edilebilir. Ancak tespit ettiğimiz bu hususları göz önüne alarak bütüncül bir istihbarat tanımı yapmanın mümkün olduğunu düşündüğümüzden değerlendirmelerimize burada son veriyoruz.

Konuyu tüm yönleriyle ele alarak değerlendirdikten sonra şöyle bir istihbarat tanımı yapmanın uygun olduğunu düşünüyorum: İstihbarat; ‘’Devletin her kademesindeki planlayıcıların; doğru planlama yapmaları, karar vericilerin; doğru karar vermeleri ve uygulayıcıların; uygun hareket tarzlarını doğru bir şekilde uygulamaları için, faaliyet gösterdikleri alanlarla ilgili olarak önceden belirlenen hedefler hakkında, her türlü kaynaktan elde edilen haber ve bilgilerin; (toplanması, değerlendirilmesi, yorumlanması ve birleştirilmesi suretiyle) analiz edilmesi ile hedefin mevcut durumunun ortaya konulması ve gelecekte neler yapabileceğine dair öngörülerde bulunulması sürecidir.’’ 

İstihbarat bir sürecin adıdır. Haber veya bilgi istihbaratın sadece girdileridir, istihbarat değildir. İstihbarat süreci sonunda elde edilen yeni bilgiler de istihbarat değil, istihbarat sürecinin çıktıları, ürünleridir.

Yani bir örnek vererek açıklamak gerekirse; bir askeri birliğin karşısındaki bir düşman birliğine taarruz etmeden önce düşman, hava ve arazi ile ilgili bazı bilgilere ihtiyacı vardır. Bu bilgiler; düşmanın mevcut gücü ve konumlanması, savunma, oyalama veya geri çekilme gibi hareket tarzlarından hangisini uygulayacağı, kuvvet çoğunluğuyla hangi bölgede savunabileceği, arazide doğal ve suni engellerin yerleri, bu engellere ve düşmanın niyet ve maksadına göre hangi istikametlerin uygun yaklaşma istikametleri olduğu, havanın aydınlanmaya ve kararmaya başladığı zaman, yağış durumu ve bunun ilerlemeye muhtemel etkileri vb. gibi konuları içermektedir. İstihbarat subayı değişik kaynaklardan elde ettiği bu bilgileri elinde olan düşman doktrini vb. mevcut bilgilerle de karşılaştırarak analizini yapar. Bu analiz sonucunda harekâtı planlayacak karargâh subayına ve kararı verecek olan komutana şu bilgileri verir. Düşman şu hatlarda savunma yapabilir. Bu savunmasını şu noktalarda ihtiyatları ile takviye edebilir. Bu harekâtını şu kadar ateş gücü ile destekleyebilir. Birliklerin taarruz için gündüz süresi olarak şu kadar zamanları vardır. Düşmana en uygun yaklaşma istikametleri şu hatlardır. 

Bu bilgileri alan harekât subayı istihbarat subayının düşman, hava ve arazi hakkındaki bu bilgileri dikkate alarak düşmanın muhtemel hareket tarzlarına en uygun kendi hareket tarzlarını seçer. Bu hareket tarzları için uygun yaklaşma istikametlerini belirler. Taarruz eğer gündüz süresi içinde gerçekleştirilecekse, mevcut aydınlık süresi içinde hedeflerin ele geçirilmesi i,çin uygun tedbirleri planlamasına dâhil eder. Sonra yapılan plan Komutana arz edilir. Komutan istihbarat subayının düşmanın muhtemel hareket tarzları ile hava ve arazi bilgileri hakkında verdiği bilgilere bakarak harekât subayının hazırladığı alternatifli planlaradan an uygun gördüğü hareket tarzını seçer.

Kararın verilmesinden sonra da istihbarat subayı bilgi toplamaya ve analizine devam eder. Durum değiştikçe karargaha ve komutana düşmanın yeni muhtemel hareket tarzları hakkında öngörülerini iletmeye devam eder. 

İstihbarat eğer devlet için değil de; bir şirket, bir sivil toplum kuruluşu veya başka bir organizasyon için yapılıyorsa, tanımdaki ‘’devlet’’ ifadesinin yerine kendisi için istihbarat yapılan organizasyonun adının yazılması yeterli olacaktır.

Erkut Ersoy

İstihbarat Uzmanı

                                                          ΧΑΙΡΕΤΑΙ!

                                                          ΕΛΛΗΝΑΣ

WHY DID OBAMA INC. LET RUSSIAN NUKE EXEC UNDER FBI INVESTIGATION ENTER US?

October 25, 2017

Daniel Greenfield

The background is Rosatom and Uranium One. The Clintons were getting lots of money from the latter and the former was a Russian state corporation that used the latter to gain control of a big chunk of our uranium. Rosatom got the green light while Hillary was at State despite the FBI investigation of a top Rosatom figure for bribery, extortion and other forms of Clintonesque behavior.

And here our story picks up.

The Obama administration awarded a visa allowing a top Russian nuclear executive to enter the United States after the FBI had already gathered substantial evidence he was involved in a racketeering scheme involving bribery, kickbacks, extortion and money laundering, court records show.

The records show TENEX executive Vadim Mikerin was engaged in illegal conduct as early as the fall of 2009, yet he was allowed to enter the country by the Obama administration with a L1 temporary work visa when he arrived in December 2011…

The lengthy delay is now being investigated by multiple GOP-led congressional committees, one of which sent a letter Tuesday to the State Department and Homeland Security Department demanding answers.

“It is concerning that a suspected criminal was able to apply for and renew a work visa while being under FBI investigation,” Senate Judiciary Committee Chairman Chuck Grassley (R-Iowa) wrote in the letter.

Officials for the FBI, State and Homeland did not return calls and emails seeking an explanation why Mikerin was granted a visa after the FBI already had evidence he was engaged in wrongdoing.

Could Hillary Clinton sitting in at State have something to do with it? Could all the money that flowed to the Clinton Foundation have anything to do with it? Nah.

We’ve been told over and over again by the media that Secretary of State Hillary Clinton was completely incompetent and had no idea what was going on in Libya or her own emails. All she could manage to do was fly around the world giving speeches about the importance of women named Hillary Clinton smashing glass ceillings and then giving speeches for six figures a pop. So it can’t be her fault.

It’s just one of those coincidences that keep revolving around the Clintons like mosquitors around Bill at the beach.

The same year that Hillary brought over her ‘Reset Button’, the FBI was investigating a topRosatom figure in America for racketeering, extortion, bribery and money laundering. The investigation was supervised by the controversial current Deputy FBI Director Andrew McCabe who has his own financial ties to the Clintons. The investigation dragged out for five years. Just enough time for the Rosatom deal to be approved. When the charges were brought in ’14, the Russians had gotten it all. And the charges were a whitewash that ignored the most damning accusations. Especially those involving the Clintons.

Holder’s DOJ, like Hillary’s State, signed off on the Rosatom-Uranium One deal despite the ongoing investigation. Holder and his associates at the DOJ kept the investigation under their hats. The trails leading to the Clintons were closed off. And the nails were hammered in hard to keep them closed.

“Victim 1”, the FBI’s confidential witness in the case, was an American businessman who was making payments to a Rosatom figure. He knew firsthand about the Russian efforts to influence Bill and Hillary, and through them, the Obama administration, but wasn’t allowed to talk about it. Instead Obama’s DOJ threatened him with criminal charges if he revealed what he knew.