“O ΓΑΡ ΖΥΓΟΣ ΜΟΥ ΧΡΙΣΤΟΣ ΚΑΙ ΤΟ ΦΟΡΤΙΟΝ ΜΟΥ ΕΛΑΦΡΟΝ ΕΣΤΙ”!..
1.
Iran Has Enough Material for Five Nuclear Bombs, Israeli Defense Minister Says
Minister Yoav Gallant warns Iranian nuclear program is more advanced than ever, during state visit to Greece and Cyprus.
By United with Israel staff
The Iranian nuclear program is at a more advanced stage now than it has ever been, Israeli Defense Minister Yoav Galant said in Athens, at the start of an official state visit to Greece and Cyprus.
Gallant added that Iran is not satisfied with having just one nuclear bomb. “So far, Iran has gained material enriched to 20% and 60% for five nuclear bombs,” he said.
“Iranian progress and enrichment to 90% would be a grave mistake on Iran’s part, and could ignite the region,” Gallant warned.
In his remarks, Gallant praised ties between Israel and Greece, saying that “intelligence cooperation between Israel and Greece received public attention last month, with the arrest of two terrorists sent by the Iranian Revolutionary Guards to attack Israeli targets in Greece.”
“This is not the only attack that was prevented. In fact, Iran has launched a global terror campaign, under the direct command of its leader,” he added.
Addressing recent rocket attacks on Israel by terrorists from Gaza, Gallant said, ““This week, Palestinian terror organizations have tried to challenge Israel. They are launching rockets at innocent civilians. My message to them: Do not misjudge the strength, and unity of our nation.“
Gallant also discussed Iranian entrenchment in Syria. “Over the past six months, Iran has sent aircraft to Syria on a weekly basis, delivering weapons to be used for terrorism.”
“The Syrian regime should be aware that the IDF will respond forcefully to any attacks launched from its territory. We will not allow Iran to establish military power in Syria, or to build a highway for the delivery of advanced weapons to Lebanon, ” he said.
2.
Βέλγιο: Επτά συλλήψεις – Πληροφορίες ότι ετοίμαζαν επίθεση σε κτίρια του ΝΑΤΟ
(AP Photo/Martin Meissner, File)
Η βελγική αστυνομία συνέλαβε επτά υπόπτους που φέρονται να προετοίμαζαν τρομοκρατική επίθεση, ανακοίνωσε σήμερα η ομοσπονδιακή εισαγγελία.
Σύμφωνα με εκπρόσωπο της εισαγγελίας, οι συλληφθέντες είχαν συζητήσει διάφορα σενάρια για την τρομοκρατική επίθεση, αλλά δεν είχαν επιλέξει ακόμη τον στόχο τους. «Είχαν αναφερθεί σε κτίρια του ΝΑΤΟ, αλλά επί του παρόντος τα σχέδια δεν ήταν αρκετά σαφή», δήλωσε ο εκπρόσωπος στην εφημερίδα De Standaard.
Πηγές: Reuters, ΑΠΕ-ΜΠΕ
3.
KAAN mı F-35 mi? Emekli Tuğgeneral Dr. Özgür Tör, tek tek analiz etti!
05.05.2023
Türkiye ilk milli savaş uçağı KAAN ile 5. Nesil uçak üretebilen 5 ülkeden biri oldu. Peki Türkiye’nin de üretiminde ortak olduğu ancak s-400 krizi sonucu programdan çıkartılan 5. nesil F-35 tipi savaş uçakları ile KAAN arasındaki farklar ve birbirine üstünlükleri neler?
Emekli Tuğgeneral Dr. Özgür Tör, Haber Global’de katılığı bir programda KAAN ve F35 arasındaki farkları anlattı.
Emekli Tuğgeneral, KAAN ve F-35’in konseptlerinin tam olarak aynı olmadığına değinirken, ABD tarafından üretilen F-35’in görünmez bir uçak olarak tasarlanmak istenirken bunun tam olarak başarılamadığını belirtti. Sözlerine devam eden Tör, bunun nedeninin tek motorlu olan F-35’in sürekli performans göstererek arkasından 2 bin dereceye kadar ısının çıkması olarak belirtirken, uçaktan çıkan sıcaklığın termal iz bıraktığı için F-35’in görünmezlik özelliğini etkilediğini vurguladı. Daha yapılmaya başlandığı ilk zamanlardan itibaren F-35’in sıkıntılara maruz kaldığına değinen Tör, uçağın F-117’lerden daha iyi ancak F-22’lerden daha iyi olmadığını belirtti. Ayrıca F-35’lerde çok yüksek performans gösterebilmesi için parça kopmalarının olduğunu belirterek, uçaktaki motor sorununun var olduğunu hatırlattı. Tör bu durumu “Kendine göre iyi bir uçak ama bazı sıkıntılar mevcut ve menzili de düşük” diyerek açıkladı.
KAAN VE F-35’İN BİR TUTULMAMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİ
KAAN ve F-35’in karşılaştırmasında, ABD yapımı uçağın daha ilk analizlerde geride kaldığı görülüyor. Tör, bu analizi yaparken F-35’i kötülemek için yapmadığını, bazı sıkıntıları belirtmek için bu duruma değindiğini sözlerine ekledi.
Emekli Tuğgeneral Özgür Tör, KAAN’ın özelliklerine değinirken, uçağımızın F-35 ile bir tutulmasının yanlış olduğuna değindi. Yunan medyasının KAAN’ı F-22’ye benzettiğini de ayrıca vurguladı. KAAN’ın iki tane motorunun olduğunu söyleyen Tör, ABD uçağında bulunan radarın 20 sene öncesine ait özellikleri barındırdığı, KAAN’ın ise radar özelliklerinin daha da gelişmiş olacağını belirtti. Tuğgeneral Tör’ün açıklamalarında KAAN’în iki motorlu bir uçak olmasına rağmen arkadan çıkardığı ısının 1.500 dereceden aşağıda olduğunu belirtti. F-35’te ise bu ısının 2 bin derecenin üzerinde olduğu tekrar hatırlattı. Bu da KAAN’ın termal ısı açısından görünmezlik özelliğinde ABD yapımı F-35’ten daha başarılı olduğunu gösteriyor.
4.
İngiliz ve Fransız medyası hedef gösterdi! Erdoğan’dan seçim ayarı
The Economist’in tepki çeken haberi sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel güçlerin operasyon aygıtı olan dergilerin kapaklarıyla iç siyasetimizin yönlendirilmesine, millî iradeye parmak sallanmasına izin vermeyeceğiz.” dedi.
Cumhurbaşkan Erdoğan da sosyal medya hesabından skandal haberlere tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklaması şu şekilde:
Polisimizi, askerimizi, sivillerimizi alçakça şehit edenlere terörist diyebilmek için Batı’nın gözünün içine bakanlar bilmezler.
Artık siyasi, diplomatik ve askerî hamleleriyle terör örgütlerine dünyayı dar eden bir Türkiye var.
İşte sahada ve masada güçlü Türkiye’nin hikâyesi
Ülkemiz, üç kıtanın kalbi konumundaki jeopolitiğine rağmen yıllarca tek eksenli bir dış politikayla yönetildi.
Boraltan Köprüsü faciasında can kardeşlerini göz göre göre katillerine teslim eden pısırık zihniyete son verdik.
Diplomatlarımızın da gayretleriyle öz güveni yüksek, girişimci ve insani bir dış politika pratiğini hayata geçirdik.
Dış temsilcilik sayımızı 163’ten 260’a çıkartarak dünyanın en geniş diplomatik ağına sahip 5 ülkesi arasına girdik.
TİKA, YTB, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı ile soydaşlarımıza ve yurt dışında yaşayan 7 milyon insanımıza kucak açıyoruz.
Kıbrıs Türklerinin, Türk dünyasının ve Balkanlar’daki Evladı Fatihan’ın hakkını kararlılıkla savunuyoruz.
Libya’da, Suriye’de, 30 yıllık işgalin ardından azat edilen Karabağ’da olduğu gibi gerektiğinde tüm imkânlarımızla kardeşlerimizin yanındayız.
Fransız ve İngiliz medyası seçim öncesi Türkiye’yi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef aldı
Altun’dan Batı medyasının Erdoğan haberlerine tepki
The Economist’ten seçim çağrısı: Erdoğan gitmeli! Hükümetten peş peşe tepkiler
Esir takası ve tahıl koridoru anlaşmalarıyla bölgesel krizlerin çözümüne katkı sunuyoruz.
Tarihi şanlı zaferlerle dolu bir devlet olarak uluslararası sistemde hak ettiğimiz yere geliyoruz.
Küresel güçlerin operasyon aygıtı olan dergilerin kapaklarıyla iç siyasetimizin yönlendirilmesine, millî iradeye parmak sallanmasına izin vermeyeceğiz.
Türkiye Yüzyılı’yla inşallah tüm bu diplomatik başarıları zirveye taşıyacağız.
5.
Çin basınından TCG Anadolu’ya mercek: Türk donanmasının gücü artıyor
TCG Anadolu dünyanın gündeminde. Türkiye’nin amiral gemisi Çin basınında da yer buldu. Caixin dergisinde yayımlanan makalede, “Türkiye dünyada yerli uçak gemisine sahip birkaç ülkeden biri haline geldi” denildi.
TCG Anadolu’ya ilgi artarak sürüyor. Türk Donanması’nın envanterine giren gemi, bu kez Çin basınının gündeminde. Çin’de yayınlanan Caixin dergisi TCG Anadolu gemisini bir makaleyle mercek altına aldı.
“Diplomasi ve seçimlerde etki yaratan denizdeki gelişme” başlıklı makalede, Mavi Vatan doktrini uyarınca Türkiye’nin, son yıllarda denizlerdeki çıkarlarına, deniz gücü inşasına daha fazla önem verdiği vurgulandı.
Makalede, “Türkiye, dünyada yerli uçak gemisine sahip birkaç ülkeden biri haline geldi” denildi. Geminin yüzde 70’inin bağımsız olarak, hafif uçak gemileri, amfibi hücum gemileri ve çıkarma gemilerinin entegrasyonu sonucu inşa edildiği aktarıldı.
Makalede, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geminin dünyanın her köşesinde askeri ve insani operasyonlar yürütebileceği açıklaması hatırlatıldı. Savunma sanayiine yapılan yatırımların artmasıyla Türk donanmasının küresel deniz gücü sıralamasında onunculuğa yükseldiği belirtildi.
Çin’de yayınlanan dergi, AK Parti’nin iktidara gelmesinden sonra donanmanın gelişiminin Türkiye’nin dış politikasında taşıdığı öneme de dikkat çekti. Denizlerde enerji kaynaklarının bulunması, ekonomi ve taşımacılığın geliştirilmesi için adımlar atıldığı vurgulandı.
6.
Hintli SİHA subayının taktığı peç tepki çekti: Mehmetçik Busters
Yunanistan’da düzenlenen “Iniochos 2023” tatbikatına katılan Hintli SİHA operatörünün, “Mehmetçik Busters (Avcıları)” yazılı peç taktı. Peç takan Hintli subayın, Yunanistan Genelkurmay Başkanı Konstantinos Floros ile el sıkıştığı görüldü.
Yunanistan’ın batısında gerçekleşen “Iniochos 2023” isimli tatbikatlarda çekilen bir fotoğraf Yunan medyasında gündem oldu.
BU PEÇİ YUNAN PİLOTLAR TAKIYOR
Söz konusu tatbikatlara katılan Hintli SİHA operatörünün, Yunanlı Mirage 2000-5 savaş uçağı pilotları tarafından kullanılan “Mehmetçik Busters (Mehmetçik Avcıları)” peçi taktığı görüldü.
Peç takan Hintli subayın, Yunanistan Genelkurmay Başkanı Konstantinos Floros ile el sıkıştığı da görüldü.
ABD, İsrail, Fransa, İtalya, Slovenya ve Kıbrıs Rum Kesimi’nin katıldığı ve 24 Nisan-4 Mayıs tarihleri arasında Yunanistan’daki Andravida Hava Üssü’nde gerçekleştirilen tatbikata, Hindistan Hava Kuvvetleri dört adet Su-30 MKI ve iki tane C-17 uçağıyla iştirak etti.
Amaç, tatbikata katılan ülkelerin hava kuvvetleri arasında uluslararası işbirliğini geliştirmek. Çok sayıda unsurun katıldığı tatbikatta, bir çok savaş senaryosu yürütüldü.
7.
ABD adına bir petrol nöbeti miydi?
05.05.2023
Türkiye güçlendikçe her şeyi çok daha net görüyoruz.
Terörün, istikrarsızlıkların puslandırdığı alanlar çok daha berrak hâle geliyor.
Enerjisi, kabiliyeti yüksek bir milletin neden bazı şeyleri başaramadığını da çok net verilerle tespit ediyoruz.
Neden oto-immün hastalık gibi kendi bedenimize saldırdık yıllardır; sağ-sol, Alevi-Sünni, Türk-Kürt diyerek?
Ve ne neden kendi bağışıklık sistemimizi düşman olarak algıladık; kendi kendimizi yok etme pahasına?
Bu soruların cevabını da çok daha güçlü ve artık kendini tanıyan bir zihinsel berraklıkla veriyoruz.
Ve şimdi anlıyoruz ki, bütün bu karıştırıcı ajanlar, bu ülkenin zenginliklerini, vekâletini üstlendikleri adına korumaya almışlar.
O petrol yatağı dağlarımızda yıllarca ABD adına muhafızlık yaparak, aslında özgürlük mücadelesi verdiklerini iddia ettikleri Kürt kardeşlerimizin özgürlüğünü esir almışlar.
Şimdi, “PKK/YPG kim adına ve hangi bedel karşılığında bu bekçiliği yaptı?” sorusunu çok daha güçlü ve açık delilerle yeniden sorma zamanı.
Yeni bulunan yetmiş milyar dolarlık petrol rezervi düşünüldüğünde belki de bu ülkeyi enerji bağımlılığından kurtaracak fırsatları kim engelledi?
Kürt kardeşlerimizin de artık bazı sorularla çok daha açık bir şekilde yüzleşmesi gerekiyor.
Analarının sütü kadar hak olan doğal zenginliklere, çeşitli maskeler altında el koyanlara hesap sormanın zamanı gelmedi mi?
Artık kendi kendimizi yiyip bitiren bir oto-immün hastalıktan kurtulma zamanı gelmedi mi?
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının şafağında kardeş olmanın anlamını da yeniden kavramak, zihin dağıtıcı ajanlardan kurtulmak zorundayız.
Güçlü Türkiye’nin aşamayacağı hiçbir engelin olmadığı kanıtlanmıştır.
Akdeniz, Karadeniz ve artık özgür dağlarımızdan alacağımız enerjiyle bunu ifade ediyorum.
Yıllardır konuşulanların “bir efsane” olmadığını da anlamış olduk.
Evet, bu ülkenin altı da üstü de paha biçilmezmiş.
Anladık değil mi?
Diriliş Postası
8.
9.
Ρωσία: Το απίστευτο δίκτυο με εικονικές εταιρείες μέσω του οποίου παρακάμπτει τις κυρώσεις
Το δίκτυο δημιουργήθηκε για την προμήθεια εξαρτημάτων και προϊόντων από μικροτσίπ μέχρι πυρομαχικά
Στα χέρια των Ρώσων περιήλθε ευαίσθητη τεχνολογία που στηρίζει τη διεξαγωγή του πολέμου της Ρωσίας εναντίον της Ουκρανίας, μέσω ρωσικού δικτύου κατασκοπείας παρά τις κυρώσεις που της έχουν επιβληθεί για τεχνολογικά αγαθά και υπηρεσίες.
Ρωσία: Αποκαλυπτικό έγγραφο δείχνει την όλο και μεγαλύτερη εξάρτησή της από την κινεζική τεχνολογία
Το δίκτυο —που δημιουργήθηκε για την προμήθεια εξαρτημάτων και προϊόντων από μικροτσίπ μέχρι πυρομαχικά— κατάφερε να αποκτήσει εργαλειομηχανές από τη Γερμανία και τη Φινλανδία παρά τις κυρώσεις των ΗΠΑ που επιβλήθηκαν τον Μάρτιο του 2022, σύμφωνα με έρευνα των Financial Times.
Η συνεχής ικανότητα του δικτύου προμηθειών να λειτουργεί στην Ευρώπη δείχνει τις προκλήσεις που αντιμετωπίζουν οι δυτικές κυβερνήσεις καθώς προσπαθούν να εμποδίσουν την παροχή κρίσιμης τεχνολογίας για το στρατιωτικό-βιομηχανικό συγκρότημα της Ρωσίας.
Το «δίκτυο Serniya» έχει κατηγορηθεί από το υπουργείο Δικαιοσύνης των ΗΠΑ ότι εργάζεται σε «άκρως ευαίσθητες και απόρρητες δραστηριότητες προμηθειών» για λογαριασμό της ρωσικής υπηρεσίας κατασκοπείας FSB.
Οι FT διαπίστωσαν ότι μια ρωσική εταιρεία, που ελέγχεται από το ίδιο πρόσωπο που ελέγχει μια οντότητα του δικτύου Serniya που περιγράφεται από τις ΗΠΑ ως «εμπλεκόμενη σε δραστηριότητες διάδοσης υπό την καθοδήγηση των ρωσικών υπηρεσιών πληροφοριών», συνέχισε να αγοράζει αντικείμενα από εταιρείες εντός της ΕΕ.
Τα εταιρικά αρχεία, οι δηλώσεις εισαγωγής και οι συνεντεύξεις αποκαλύπτουν ότι η Trading House Treydtuls, με εδρα σε μια βιομηχανική περιοχή στη βόρεια Μόσχα, έχει αποκτήσει υλικά αξίας 900.000 δολαρίων από την έναρξη του πολέμου στην Ουκρανία, συμπεριλαμβανομένων μικροτσίπ και ειδών για βιομηχανική παραγωγή, κυρίως από την ΕΕ.
Η Treydtuls εμφανίζει την ίδια διεύθυνση με την Robin Trade, μέρος του δικτύου Serniya, και ανήκει στο ίδιο πρόσωπο, έναν ρώσο υπήκοο που ονομάζεται Alexey Zibyrov. Δυτικός αξιωματούχος επιβεβαίωσε ότι ο Zibyrov, ο οποίος δεν έχει κατονομαστεί ή κατηγορηθεί από τις αρχές των ΗΠΑ, θεωρείται πρόσωπο «ενδιαφέροντος» σε σχέση με τους δεσμούς του με την FSB.
Τα διαθέσιμα τελωνειακά αρχεία, που επιβεβαιώνονται με δεδομένα εισαγωγών που κοινοποιήθηκαν στους FT από τον Maxim Mironov, καθηγητή οικονομικών στη σχολή επιχειρήσεων IE στη Μαδρίτη, δείχνουν ότι η Robin Trade μετέφερε 12,2 εκατομμύρια δολάρια αγαθών στη Ρωσία έως τον Απρίλιο του 2022 πριν τα έσοδά της πέσουν κατακόρυφα κατά 90% μετά την επιβολή κυρώσεων.
Όταν άλλα τμήματα του δικτύου σταμάτησαν την αγοραστική τους δραστηριότητα λόγω των κυρώσεων, η Treydtuls άρχισε να εισάγει εργαλειομηχανές από μια εταιρεία στη Γερμανία. Τα τελωνειακά αρχεία δείχνουν ότι η Treydtuls μετέφερε 22 τόνους εξοπλισμού από τη Γερμανία στη Ρωσία, δηλωμένης αξίας 554.000 δολαρίων, μέχρι το τέλος του 2022.
Από τα ίδια αρχεία προκύπτει επίσης ότι η Treydtuls αγόρασε ταυτόχρονα 253.000 δολάρια πλακέτες ολοκληρωμένων κυκλωμάτων από μια μικρή εταιρεία στη Σιγκαπούρη. Τα αντικείμενα κατασκευάστηκαν από τις αμερικανικές εταιρείες ημιαγωγών Analog Devices, Texas Instruments και Altera και τη γερμανική IC-Haus.
Όλες αυτές οι εταιρείες έχουν σταματήσει τις εξαγωγές τους στη Ρωσία, αυξάνοντας την ανάγκη των ρωσικών κρατικών και στρατιωτικών φορέων να προμηθεύονται προηγμένα ηλεκτρονικά είδη από τρίτες χώρες.
Η Treydtuls αγόρασε επίσης 3.700 δολάρια ενισχυμένων δίσκων λείανσης και κοπής από μια εταιρεία στη Φινλανδία. Αυτά τα είδη απαγορεύεται από την κυβέρνηση του Ηνωμένου Βασιλείου να εξάγονται στη Ρωσία, στη Βόρεια Κορέα και στο Ιράν, αλλά δεν απαγορεύονται από την ΕΕ.
Η εξασφάλιση προηγμένων ηλεκτρονικών και εργαλειομηχανών είναι κρίσιμη για την πολεμική μηχανή της Ρωσίας.
Σύμφωνα με πρόσφατη έκθεση του Κέντρου για μια Νέα Αμερικανική Ασφάλεια τον περασμένο Οκτώβριο η Ρωσία στρέφεται σε «γκρίζες εισαγωγές μέσω της μαύρης αγοράς ή μέσω μιας αλυσίδας εταιρειών που έχουν σχεδιαστεί για να κρύβουν τον τελικό χρήστη».
Αυτά είναι παρόμοια με προγράμματα λαθρεμπορίας που διαχειρίζονται η Βόρεια Κορέα και το Ιράν, τα οποία επίσης υπόκεινται σε εκτεταμένες κυρώσεις από τις ΗΠΑ, σημειώνουν οι FT.
Το υπουργείο Δικαιοσύνης τω ΗΠΑ κατηγόρησε τον προηγούμενο Δεκέμβριο πέντε ρώσους υπηκόους που συνδέονται με τη Serniya για συνωμοσία με σκοπό την προμήθεια στρατιωτικής και διπλής χρήσης για ρωσικές αμυντικές εταιρείες.
Μεταξύ αυτών ήταν ο Vadim Konoshchenok, ο οποίος είναι ύποπτος ότι ήταν συνταγματάρχης της FSB και συνελήφθη από Εσθονούς συνοριοφύλακες αφού προσπάθησε να περάσει στη Ρωσία με ηλεκτρονικά, μικροτσίπ και πυρομαχικά κατασκευής ΗΠΑ, σύμφωνα με το αμερικανικό κατηγορητήριο.
Ενώ η Treydtuls έχει αποφύγει μέχρι στιγμής τις δυτικές κυρώσεις, οι πολλαπλοί δεσμοί της με το κατηγορούμενο δίκτυο της FSB ήταν ορατοί μέσω εμπορικών σχέσεων πριν από την εισβολή της Ρωσίας στην Ουκρανία, εγείροντας περαιτέρω ερωτήματα σχετικά με το πώς της επετράπη να συνεχίσει να αγοράζει προϊόντα από την ΕΕ.
Τα αρχεία δείχνουν ότι το 2019 η Treydtuls εισήγαγε αντικείμενα από δύο εταιρείες που έχουν συσταθεί στο Ηνωμένο Βασίλειο, τη Majory LLP και τη Photon Pro LLP, εγγεγραμμένες σε γραφεία στην περιοχή Shoreditch του Λονδίνου. Και οι δύο συμπεριλήφθηκαν στη λίστα κυρώσεων των ΗΠΑ πέρυσι επειδή υπηρέτησαν ως εταιρείες-βιτρίνα στο δίκτυο της FSB.
Το Major LLP ελεγχόταν, μέχρι τη διάλυσή του τον Φεβρουάριο, από τον Andrey Georgiyevich Zakharov, τον οποίο οι ΗΠΑ κατηγόρησαν επίσης ότι διοικούσε εταιρείες-βιτρίνα για εισαγωγή ευαίσθητης τεχνολογίας παρά τις δυτικές κυρώσεις.
Η Treydtuls είναι επίσης εγγεγραμμένη στην ίδια διεύθυνση της Μόσχας ως εταιρεία τεχνολογίας συνιδιοκτησίας του Zakharov, NTS Wellink, σύμφωνα με αρχεία ρωσικής εταιρείας.
Η Wellink έχει συμμετάσχει σε διαγωνισμούς της ρωσικής κυβέρνησης για εξαιρετικά ευαίσθητες οντότητες που ελέγχονται από το κράτος, συμπεριλαμβανομένης της Ομοσπονδιακής Υπηρεσίας Προστασίας που είναι υπεύθυνη για την προσωπική ασφάλεια του Πούτιν.
10.
«Χτύπημα» της Δίωξης Ναρκωτικών Καλαμάτας στην Αττική – Κατασχέθηκαν πάνω από 30 κιλά και 724 φυτά κάνναβης (φωτογραφίες & βίντεο)
Οι πολύμηνες και εμπεριστατωμένες έρευνες, οδήγησαν τους αστυνομικούς του Τμήματος Δίωξης Ναρκωτικών της Υποδιεύθυνσης Ασφαλείας Καλαμάτας, σε μια σημαντική επιτυχία στη “μάχη” απέναντι στη διακίνηση ναρκωτικών και συγκεκριμένα στην εξάρθρωση εγκληματικής οργάνωσης, τα μέλη της οποίας δραστηριοποιούνταν στην εσωτερική καλλιέργεια φυτών κάνναβης και ακολούθως στη διακίνηση της παραγόμενης ποσότητας σε περιοχές της Αττικής.
Για την εξάρθρωση της εγκληματικής οργάνωσης, πραγματοποιήθηκε χθε το πρωί, ευρείας κλίμακας παράλληλες αστυνομικές επιχειρήσεις σε περιοχές της Αττικής, από αστυνομικούς του Τμήματος Δίωξης Ναρκωτικών της Υποδιεύθυνσης Ασφάλειας Καλαμάτας, με τη συνδρομή αστυνομικών της Ειδικής Κατασταλτικής Αντιτρομοκρατικής Μονάδας (Ε.Κ.Α.Μ.) και των Ομάδων Πρόληψης και Καταστολής του Εγκλήματος (Ο.Π.Κ.Ε.) Μεσσηνίας.
Η δικογραφία περιλαμβάνει ακόμη έναν 60χρονο ημεδαπό, ιδιωτικό υπάλληλο, ο οποίος αναζητείται.
Ειδικότερα, ύστερα από πολύμηνη και ενδελεχή αστυνομική έρευνα που διεξήγαγε το Τμήμα Δίωξης Ναρκωτικών της Υποδιεύθυνσης Ασφάλειας Καλαμάτας, αξιοποιώντας κατάλληλα και συνδυαστικά στοιχεία, αλλά και αποτελέσματα φυσικών και επιστημονικών μεθόδων, προέκυψε ότι οι συλληφθέντες, τουλάχιστον από τον Νοέμβριο του 2022, δραστηριοποιούνταν στην καλλιέργεια φυτών κάνναβης σε εσωτερικούς χώρους, σε δυο απομονωμένες βίλες στο Μαρκόπουλο κι ακολούθως διακινούσαν τις παραγόμενες ποσότητες (τύπου “skunk”) σε διάφορες περιοχές της Αττικής.
Όπως προέκυψε από την ενδελεχή έρευνα, η οργάνωση διέθετε ιεραρχική δομή, με διαρκή δράση και διακριτούς ρόλους, ενώ ως ηγετικό μέλος ήταν ο 58χρονος συλληφθείς.
Συγκεκριμένα, ο 58χρονος άεργος, πέρα από τη σύσταση, διεύθυνση και κατεύθυνση της οργάνωσης, ήταν αυτός που μίσθωσε απομονωμένη κατοικία στο Μαρκόπουλο Αττικής και παράλληλα είχε προβεί στην ενοικίαση και δεύτερου χώρου, όπου με τη συνδρομή των λοιπών μελών, οι χώροι αυτοί διαμορφώθηκαν κατάλληλα σε παράνομα εργαστήρια εσωτερικής καλλιέργειας φυτών κάνναβης και συγκομιδής των παραγόμενων ποσοτήτων, με τεχνητές συνθήκες θέρμανσης, φωτισμού και εξαερισμού.
Τα μέλη του εγκληματικού δικτύου προκειμένου να συγκαλύπτουν την παράνομη δραστηριότητά τους και να αποπροσανατολίζουν τις έρευνες των διωκτικών Αρχών, χρησιμοποιούσαν τηλεφωνικές συνδέσεις που δεν ήταν δηλωμένες στα πραγματικά τους στοιχεία, αλλά σε στοιχεία έτερων προσώπων ή αλλοδαπών υπηκόων τρίτων χωρών («αχυράνθρωπων» – ghost persons), ενώ κατά τις μεταξύ τους συνομιλίες επικοινωνούσαν με προκαθορισμένο κώδικα συνεννόησης. Για παράδειγμα χρησιμοποιούσαν τις “κωδικές ονομασίες” χόρτο, σαλάτα, Μάιο, όταν αναφέρονταν στο “εμπόρευμα”.
Κατά τη διάρκεια της ευρείας κλίμακας επιχείρησης, διενεργήθηκαν χθες πρωινές ώρες, παράλληλες έρευνες σε οικίες και λοιπούς χώρους των συλληφθέντων, όπου βρέθηκαν και κατασχέθηκαν:
- στις -2- βίλες, -2- πλήρως οργανωμένα και κατάλληλα διαμορφωμένα, εργαστήρια εσωτερικής καλλιέργειας φυτών κάνναβης, εντός των οποίων καλλιεργούνταν -552- φυτά κάνναβης, σε ισάριθμές γλάστρες με χώμα, σε τρία διαφορετικά στάδια ωρίμανσης, εύρωστα κι υγιή, ύψους έως -150- εκατοστά, περίπου, καθώς και -172- συγκομισθέντα φυτά κάνναβης, ύψους έως -150 εκατοστά, περίπου.
- ποσότητες κάνναβης, συνολικού βάρους -30.972,5- γραμμαρίων,
- ποσότητες κατεργασμένης κάνναβης (τύπου σοκολάτα), συνολικού βάρους -56,8- γραμμαρίων,
- ποσότητες ελαίου κάνναβης, συνολικού βάρους -84- χιλιοστών του λίτρου,
- -2- τσιγαριλίκια κάνναβης,
- -5- ζυγαριές ακριβείας,
- -2- κινητά τηλέφωνα,
- -1- όχημα, ως μέσο τέλεσης των αξιόποινων πράξεων,
- το χρηματικό ποσό των διακοσίων πέντε -205- ευρώ, ως προερχόμενο από τη διακίνηση ναρκωτικών ουσιών,
- εξοπλισμός εσωτερικής καλλιέργειας φυτών κάνναβης (πολύμπριζο, χρονοδιακόπτες, ανεμιστήρες, λαμπτήρες υψηλής ισχύος, θερμόμετρα, πεχάμετρα κλπ),
- συσκευασίες ριζοβολίας κι υγρών λιπασμάτων,
- ηλεκτρονικός πλαστικοποιητής για την αεροστεγή συσκευασία των ποσοτήτων και
- χειροκίνητη μεταλλική θερμο-πρέσα.
Τέλος, από τη δράση των μελών της εγκληματικής οργάνωσης εκτιμάται ότι τα προσδοκώμενα κέρδη που θα αποκόμιζε η οργάνωση υπολογίζονται στα -700.000- ευρώ.
Οι συλληφθέντες θα οδηγηθούν αρμοδίως, ενώ η αστυνομική έρευνα και το προανακριτικό έργο διενεργούνται από το Τμήμα Δίωξης Ναρκωτικών της Υποδιεύθυνσης Ασφάλειας Καλαμάτας Ασφαλείας.
Ρεπορτάζ: Κώστας Γαζούλης
11.
Erdoğan anketleri/sahayı nasıl görüyor?
02.05.2023
Pazar akşamı Çankaya Köşkü’nde Avrupa’da yayın yapan Türk kanalları adına Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı ağırladık.
Yurtdışından gelecek oylar, bu seçimde hiç olmadığı kadar kıymete binmiş durumda.
Çünkü, özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yurtdışı oylarının sonuca doğrudan etki edebileceği konuşuluyor.
Bir bakmışsınız seçim, yurtdışından gelen oyların eklenmesiyle birinci turda bitmiş.
Mümkün mü?
Mümkün olduğunu söyleyen, hatta bu yönde tahminde bulunanlar bile var.
2014’ten bu yana hem Erdoğan, hem de AK Parti girdiği bütün seçimlerde Türkiye ortalamasının en az 10 puan üstünde oy aldı yurtdışından.
Dolayısıyla bu oyların 14 Mayıs’ta nasıl bir tayin edici rolü olabileceğini takdir edersiniz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türklerin yoğun olarak yaşadığı Almanya ve diğer bazı Avrupa ülkeleri yerinde kampanya yapılmasına izin vermediği için, bu şekilde televizyonlar üzerinden oralardaki seçmene ulaşmaya çalıştı bu defa.
Erdoğan, geçen Salı günü Kanal 7 Medya Grubu olarak yaptığımız yayına şiddetli mide bulantısı nedeniyle keyifsiz gelmişti.
Beş gün sonraki bu ikinci yayına ise, hem o rahatsızlığı tümden gitmiş, hem de moralli olarak geldi.
ERDOĞAN: SAHADA ANKETLERDEN DAHA İYİ DURUMDAYIZ
AK Parti’nin Ankara mitingi vardı Pazar günü.
Yayına girmeden önce mitinglerle ilgili izlenimlerini almak istedim.
Ankara mitinginden de memnun kalmıştı ama bir gün önceki İzmir mitingini daha iyi bulduğunu dile getirdi.
Yayın sırasında anketler gündeme gelince Cumhurbaşkanı Erdoğan, anketlerde durumun kendi lehlerinde olduğunu, durumun memnuniyet verici olduğunu ifade etti.
Ancak, pandemi sırasında ve sonrasında, anket firmalarının saha çalışmalarının genel anlamda zayıfladığını dile getiren cümleler de kurdu.
Şöyle dedi:
“Bu dönem anketler çok karmaşık bir tabloda yapılıyor. Deprem felaketi anket tekniğini ortadan kaldırdı. Buna rağmen anketörler yine bir şeyler yapıyorlar. Kamuoyu ölçmek için değil, kamuoyu oluşturmak için yapılıyor. Fakat lehte bir havayı anketlerde görüyoruz. Gerek Cumhurbaşkanlığında gerek Cumhur İttifakı’nda şu anda önümüzde güzel bir tablo var.’
Bu sözlerin arkasından Erdoğan’a, “Sahadaki durumunuzu, anketlerden daha mı iyi görüyorsunuz” sorusunu yönelttim.
Cevap verirken, bakanların milletvekili adayı olmasının da kendilerine avantaj sağladığından bahisle şunları söyledi:
‘Arkadaşlardan aldığım bilgilere göre, ‘Biz onları meydanlarda görmüyoruz, sahada görmüyoruz. Sahada biz varız’ diyorlar.’ Ve iyi de çalışıyor arkadaşlarımız. Bu seçimde farklı bir atak yaptık. Kabine üyesi arkadaşlarımızın hepsini sahaya sürdük. Onların da şu anda aday olarak alanda olması vatandaşa ayrı bir güven veriyor.
Yayın bittikten sonra küçük bir kritik yapmak üzere Erdoğan’ın etrafında toplandık.
Yayınla ilgili kısa bir değerlendirmeden sonra kendisi sözü Beşiktaş Galatasaray maçına getirdi. Beşiktaş’ın galibiyetini hatırlattı. Çankaya Köşküne giderken genel yayın yönetmenimiz Zahid Akman’la telefondan maç izleyerek geldiğimiz için konuya ‘aşina’ idim.
İyi bir Beşiktaş taraftarı olduğumu belli ederek Fenerbahçe taraftarı olduğunu bildiğim Cumhurbaşkanına “Bugün size çalıştık” dedim.
Erdoğan gülümseyerek mukabelede bulundu.
Belli ki, futbol muhabbeti hoşuna gidiyor, alaka gösteriyordu.
Ama bütün taraftarların ve bütün takımların cumhurbaşkanı olmasının bilinciyle dikkatli konuşuyordu.
“Saha” ile ilgili şöyle bir bilgi aktarayım:
Hafta sonu İstanbul’da Kanal 7’de yaptığımız programda ağırladığımız İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’dan da Erdoğan’ın söylediklerine benzer cümleler işittim.
Muhalefet miting programını aktif şekilde sürdürüyor.
Pazar günü yapılan İzmir mitinginde hep birlikte boy gösterdiler.
Ancak, sahada vatandaşa birebir dokunma anlamında muhalefetin zayıf kaldığı bir gerçek.
Halbuki birebir temas önemlidir.
Kendi programlarınıza getiremediğiniz seçmene ulaşmanın en iyi yolu budur.
AK Parti’nin İstanbul teşkilatı, birkaç hafta önce bir hafta sonunu salt aile ziyaretlerine ayırmış, iki gün içinde bir milyona yakın haneyi ziyaret etmişti.
AK PARTİ’NİN REKLAM KAMPANYASINDA SÜRPRİZLER VAR
Bir başka sahada daha seçim yarışı yürüyor.
Kampanyalar ve reklam filmleri üzerinden.
CHP kampanasını, “yine baharlar gelecek” şarkısı üzerinden yürütüyor.
Bir de, Kılıçdaroğlu’nun yanında diğer genel başkanların “Haydi” dedikleri bir reklam filmi.
“Haydi” kısa ve öz olmuş.
Sempatik gelebilecek bir tarafı var mı?
Evet, var.
“Yine baharlar gelecek” temalı seçim müziğinin sanatsal yönü de iyi.
Şarkı güzel, teması da güzel, çekimler için kullanılan fon da hoş.
Ancak, mesaj hedef kitleyi ne kadar cezbeder?
İşte ondan pek emin değilim.
Şundan dolayı:
“Yine baharlar gelecek” dediğiniz zaman, daha önceki bir “Bahara” atıf yapmış olmanız gerekir.
Dinleyenin gözünde hemen o baharın canlanması beklenir.
Halbuki burada CHP hangi bahara atıf yapıyor sorusu belirsiz.
Pek çok kişi, pek çok ‘kış’ mevsimi yaşattılar memlekete ama hangi baharı yaşattılar bir söyleseler de bilsek diye düşünebilir.
Düşünmüştür daha doğrusu.
Bu arada…
Son düzlükte AK Parti’nin kulağa ve göze hoş gelebilecek yeni bir reklam atağına hazırlandığını ifade edebilirim.
İkisinin çok konuşulacağını ifade edebilirim.
Bunlardan biri, ‘Başkan’ ifadesi üzerinden muhalefetin parçalı halini, ti’ye alan bir çalışma.
Daha çok bilbordlarda kullanılacak.
Muhalefetin bu haliyle ülkeyi nasıl yönetebileceği sorusunu canlı tutmayı hedefleyen, hem güldüren, hem düşündüren bir mesaj verilmek isteniyor.
Diğeri ise, Cengiz Kurtoğlu’nun “Duyanlara duymayanlara” şarkısının uyarlanmış hali.
Cengiz Kurtoğlu değil, bir genç kızın sesinden izleyeceksiniz o reklam filmini.
AK Parti’nin bana göre şimdiye kadarki en iyi reklam filmi olan “Haydi bi daha”ya yaklaşabilecek türden bir iz bırakabilir bu çalışma.
12.
Miçotakis’ten Türkiye açıklaması: Seçimlerden sonra…
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, yine Türkiye’yi hedef aldı. Türkiye’nin aktif dış politikasından rahatsız olan Yunanistan, seçim sonrası değişim beklentisini öne sürdü.
Türkiye ile ilişkilerinde diyalog yerine gerilimi seçen,, her fırsatta provokasyona imza atan Yunanistan, Türkiye’deki seçimleri de yakından takip ediyor.
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, 8’inci Delfi Ekonomik Forumunda yine Türkiye’yi hedef aldı.
Forumda, Financial Times’ın yönetici editörü Peter Spiegel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Miçotakis’in ülkelerindeki seçimleri kazanmaları halinde, iki ülke ilişkilerinin seyrini sordu.
TÜRKİYE’NİN TAVRININ DEĞİŞMESİ LAZIM
Miçotakis, Türkiye’nin Yunanistan ve Batı’ya ilişkin tavrının değişmesi gerektiğini savundu. Seçimlerden sonra büyük bir stratejik karar alması gerektiğini ileri sürdü.
Türkiye’nin aktif dış politikasından rahatsız olan Yunanistan Başbakanı Miçotakis, değişim beklentisini dile getirdi.
Mavi Vatan ve Libya ile imzalanan deniz yetki alanlarını sınırlama mutabakatını skandal ifadelerle eleştirdi.
13. ΩΡΑ ΓΙΑ “ΞΕΛΑΜΠΙΚΑΖ“!
Έτσι έγινε η αλλοίωση
ΒΑΪΟΣ ΜΠΑΛΑΦΑΣΗ σφαγιαστική διαιτησία του Ιταλού Νταβίντε Μάσα, στο ματς Όλυμπιακός-ΑΕΚ 1-3 της 5ης αγωνιστικής των πλέι οφ της Super League, ήρθε να επιβεβαιώσει τον κανόνα της «εξυγίανσης» που ισοδυναμεί με μπόχα και δυσωδία αλλά και με την απόλυτη καταστροφή του ελληνικού ποδοσφαίρου. Οι διαιτησίες του Δανού Κέλετ και του Πορτογάλου Πινέιρο στους δυο αγώνες με τον Παναθηναϊκό, στη Λεωφόρο και στο Καραϊσκάκη, αντίστοιχα, έστρωσαν το χαλί για την αλλοίωση της βαθμολογίας και του πρωταθλήματος. Προσπάθησαν να κάνουν το ίδιο και με έναν άλλο Ιταλό, τον Μαριάνι, στον αγώνα της 26ης αγωνιστικής της Super League ΑΕΚ-Ολυμπιακός 1-3 χωρίς να τα καταφέρουν. Σχεδόν σε όλα τα ντέρμπι (και όχι μόνο) η διαιτησία ήταν κατά του Ολυμπιακού και υπέρ των άλλων (ΑΕΚ, Παναθηναϊκού).
Αναλυτικά όλο το έργο με το… στήσιμο:
Παναθηναϊκός-Ολυμπιακός 1-1 (11η αγωνιστική): Ντράπηκε και η ντροπή. Ο Δανός Κέλετ στο 90+7’ είδε πέναλτι σε μια φυσιολογική επαφή του Αβιλα με τον Ιωαννίδη και ο Παναθηναϊκός ισοφάρισε.
Ολυμπιακός-ΑΕΚ 0-0 (13η αγωνιστική): Στο 59’ ο Σουηδός Νάιμπεργκ ακύρωσε γκολ του Χάμες για οφσάιντ στον Μασούρα. Ο ρέφερι δεν απέβαλε τον Αμπραμπατ με δεύτερη κίτρινη στο 60’. Ο Ολυμπιακός είχε κάνει ένα πολύ καλό δεύτερο ημίχρονο.
Ολυμπιακός-Παναθηναϊκός 0-0 (24η αγωνιστική): Δεν υπήρχε λόγος να ακυρωθεί το γκολ του Βρουσάι (ο VAR Φάμπιο Μέλο κάλεσε τον συμπατριώτη του Πορτογάλο, τον Πινέιρο, στην οθόνη και ανακάλυψαν οφσάιντ του Ελ Αραμπί αν και η μπάλα πέρασε δυο μέτρα από πάνω του). Η φάση έγινε μπροστά στον βοηθό που δεν έδειξε οφσάιντ, όμως αυτό δεν πτόησε τους «χειρούργους» διαιτητές!
ΑΕΚ-Ολυμπιακός 1-3 (26η αγωνιστική): Μόνο λάθη κατά του Ολυμπιακού και από τον Ιταλό Μαριάνι. Δεν απέβαλε τον Μουκουντί στο 6’ για αποστέρηση προφανούς ευκαιρίας στον Κανός, στο 63’ έπρεπε να βγάλει δεύτερη κίτρινη κάρτα στον Αμραμπατ που απώθησε και έριξε τον Ρέαμπτσιουκ στο έδαφος, όμως δεν το έκανε και στο 66’ ο Αλμέιδα έκανε αλλαγή τον παίκτη του. Αντίθετα ο Μαριάνι απέβαλε τον Μπιέλ στο 70’.
Μέχρι που φτάσαμε στο «χειρουργείο» του Ιταλού Νταβίντε Μάσα. Οι προηγούμενοι δεν ήταν ρέφερι της ελίτ κατηγορίας, όπως ο διαιτητής του πρόσφατου αγώνα με την ΑΕΚ για τον πρώτο γύρο των πλέι οφ. Ο Μάσα επιβεβαίωσε ότι με την «εξυγίανση» των Μπαλτάκου, Μπένετ εκεί που νομίζουμε ότι τα έχουμε δει όλα, τελικά διαπιστώνουμε ότι δεν έχουμε τίποτα. Τα λάθη που έκανε, δεν δικαιολογούνται για το επίπεδό του.
Η …κλοπή με τον Άρη και οι Έλληνες
Πριν το δεύτερο γκολ του Αρη υπήρξε επιθετικό φάουλ του Καμάτσο στον Μπα, το οποίο δεν καταλόγισε ο Ούγγρος Μπόγκναρ (Αρης-Ολυμπιακός 2-1). Απαράδεκτο δίδυμο οι Ισραηλινοί Ρέινσρεϊμπερ (διαιτητής) και Αντλερ (VAR) που αδίκησαν τον Ολυμπιακό (1-0) στο εντός ματς με τον Αρη. Επρεπε να αποβληθούν Οντουμπάγιο στο 37’ και στο Φαμπιάνο στο 84’.
Μια ακόμη πρόκληση από τον Φωτιά (Πέλλας) στο ματς Ολυμπιακός-Βόλος 1-1, ο οποίος σφύριξε με δυο μέτρα και δυο σταθμά.
Στο παιχνίδι ΟΦΗ-Ολυμπιακός 1-2, ο Διαμαντόπουλος με VAR τον Κουτσιαύτη έπρεπε να αποβάλλουν τον Μαρινάκη για σκληρό φάουλ στον Βαλμπουενά και στο Παναιτωλικός-Ολυμπιακός 0-2 ο Γκάμαρης (Αθηνών) δεν έδωσε πέναλτι υπέρ του Ρέαμπτσιουκ, μέχρι και οι βοηθοί έκαναν λάθη στο 0-0.
Μεζούρες και …μεθυσμένοι
Στο… βιβλίο των διαιτητικών οργίων συμπεριλαμβάνονται και ξεχωριστά κεφάλαια για μεζούρες και μεθυσμένους. Η ΑΕΚ ανακάλυψε δήθεν πρόβλημα στα δοκάρια του γηπέδου του Περιστερίου, με τον Μανούχο (Αργολίδας), να δίνει την… παράσταση της μεζούρας και δεν έπαιξε στην προκαθορισμένη ημερομηνία (5/2) το παιχνίδι της με τον Ατρόμητο. Πήγε ξεκούραστη στον προημιτελικό αγώνα Κυπέλλου με τον Ολυμπιακό, μπορεί να έχασε την υπόθεση στην αθλητική δικαιοσύνη, όμως αντιμετώπισε τον Ατρόμητο σε ημερομηνία που είχε χάσει τις ελπίδες εισόδου στα πλέι οφ, με αποτέλεσμα να τον νικήσει.
Σα να μην έφτανε αυτό είχαμε και την… παράσταση με τον Ρατσκόφσκι και τους υπόλοιπους Πολωνούς διαιτητές. Με τη δικαιολογία ότι τάχα ήταν μεθυσμένοι, οι ίδιοι το διαψεύδουν και η ΠΟ Πολωνίας όρισε αμέσως τον ρέφερι σε παιχνίδια του εκεί πρωταθλήματος, τον αντικατέστησαν με τον Διαμαντόπουλο (Αρκαδίας) ο οποίος έκανε λάθη υπέρ της ΑΕΚ στον αγώνα της 4ης αγωνιστικής των πλέι οφ με τον Αρη (3-1).
14.
Türkiye’nin yeni füzesi UMTAS-GM ilk kez ortaya çıktı
Roketsan tarafından UMTAS-GM adlı yeni bir füze geliştiriliyor. UMTAS-GM Füzesi’ni ilk kez Roketsan Genel Müdürü Murat İkinci açıkladı.
Halihazırda Roketsan tarafından yürütülen 40’a yakın gizli projeye yönelik soruyu yanıtlayan İkinci, “Roketsan biliyorsunuz özellikle ihracat odaklı olarak büyümesine devam ediyor. Biz ihracattan elde etmiş olduğumuz bütün geliri, bütünüyle altyapımıza yatırım olarak ve yeni projelere Ar-Ge kaynağı olarak yansıtmaya çalışıyoruz. Bu 40 proje, gelecekte silahlı kuvvetlerimiz başta olmak üzere; uluslararası alanda ihtiyaç duyulacak bütün ürünleri geliştirmek için, kendi Ar-Ge kaynağımızla başlattığımız projeler.
Bunlar çok ciddi, önemli projeler. Ama prototip aşamasına gelene kadar biz bunlarla ilgili herhangi bilgi vermemeyi tercih ediyoruz. Bunlardan bir tanesi, şu anda prototipi bitmiş olan ve denemeleri devam eden UMTAS’ın uzun menzilli olan UMTAS-GM versiyonu. UMTAS-GM versiyonu, özellikle helikopterler üzerinden atış yeteneği ile, kara araçlarından atış yeteneği ile aslında UMTAS tanksavar füzemizin menzilini çok daha üst noktalara taşıyacak.
UMTAS-GM’DE HEDEF: YIL SONU SERİ ÜRETİM
Buradaki hedefimiz, aslında uluslararası alanda hem pazar payı yüksek olan hem de silahlı kuvvetlerimize avantaj sağlayacağını düşündüğümüz bir ürünü, kullanıma en kısa sürede vermek. Hedefimiz, bu sene sonuna doğru seri üretim aşamasına gelmiş bir UMTAS-GM ile de inşallah kullanıcılarımızın karşısına çıkmayı hedefliyoruz.
Bu ismini söylemediğimiz 40 tane proje, her biri kendi takvimleri içerisinde, kendi mühendislerimizin gayretleriyle devam ediyor. Aslında bizi takip etmeye devam edin diyeceğim, bu projelerin sonuçlarını aldıkça; birinci öncelikli olarak kendi kamuoyumuzda, ikinci öncelikli olarak Dünya ile bunları paylaşmaya devam edeceğiz.” ifadelerinde bulundu.
15.
Rum Meclis Başkanı, Şentop’un karşısında rezil olmuştu, Yunan basını isyan etti
Rum Meclis Başkanı Dimitriu’nun, TBMM Başkanı Şentop karşısında yaşadığı aciz durum Rum ve Yunan medyasında gündem oldu. Yunan basını, “TBMM Başkanı’na yetersiz cevap verilmesi bizde acı bir izlenim bırakıyor” dedi.
AB Parlamento Başkanları Zirvesi’nde TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekatı’nı “işgal” olarak niteleyen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Meclis Başkanı Annita Dimitriu’ya ağzının payını vermesi Yunanistan’ın gündeminde düşmüyor.
“Türkiye’nin 1974 yılında Kıbrıs’a yaptığı müdahaleyi Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline benzetmek, gerçeklerin çok ucuz bir şekilde çarpıtılmasıdır” sözleriyle Dimitriu’ya tepki gösteren Şentop, Barış Harekatı’nın, uluslararası hukuka uygun, 1959 Zürih ve Londra anlaşmalarının Türkiye’ye vermiş olduğu garantörlük yetkisinin gereği olduğunu ifade etmişti.
Dimitriu’nun yaşının müsait olmayabileceğini, “Hiçbir uluslararası hukukta kural yoktur.” şeklindeki sözlerinin doğru olmadığını ifade eden Şentop, Dimitriu’nun kendisini “cinsiyetçi bir konuşma yapmak”la suçlaması üzerine, “Ben eski tarihli bir anlaşmadan söz ettim. Cinsiyetçi yaklaşımı çağrıştıracak en küçük bir ifade yok. Bu kadar yanlış anlaşılma söz konusuysa Ukrayna-Rusya savaşının tartışıldığı bir oturumda konunun Kıbrıs’a gelmesi, bu yanlış anlaşılma kapasitesini göstermesi bakımından ilginçtir.” sözlerini sarf etmişti.
RUM BAŞKANA İSYAN ETTİLER: İTİRAF ETMELİYİZ Kİ ACİZ DURUMDAYIZ
Şentop’un sözleri karşısında yaşadığı hezeyanın hırçınlığını masadaki mikrofondan çıkaran Rum meclis başkanı Dimitriu’nun düştüğü aciz durum Yunan ve Rum tarafında üzüntüye neden oldu.
Yunan basını, Rum meclis başkanının Şentop’a verdiği cevabı beğenmedi. Dimitriou’nun TBMM Başkanı Şentop’un karşısında yetersiz kaldığı ifade edildi.
Dimitriou’nun öfkelenip “cinsiyetçilik” cevabı vererek Mustafa Şentop’un iletişim tuzağına düştüğü kaydedildi. Haberde, “TBMM Başkanı’na yetersiz cevap verilmesinin bizde acı bir izlenim bıraktığını itiraf etmekten kendimizi alamıyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Dimitriou’nun basmakalıp sözler kullandığına dikkat çeken Yunan basını, Yunan ve Rum tarafını uluslararası forumlarda temsil eden kişilerin Türk dış politikasını iyi bilmesi gerektiğini belirtti.
Selçuk Bayraktar paylaştı! Tarihe geçen anlar
01.05.2023
Baykar Teknoloji Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, sosyal medya hesabından heyecan veren bir paylaşım yaptı.
Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen Bayraktar Kızılealma, dünya havacılık tarihine damga vurmaya devam ediyor.
İnsansız Savaş Uçağı Bayraktar KIZILELMA ve SOLOTÜRK, TEKNOFEST’te tarihi bir uçuş gerçekleştirdi.
Uçuşu izleyip eşi Sümeyye Erdoğan Bayraktar ile birlikte selamlayan Selçuk Bayraktar, “Biri insanlı biri insansız 2 savaş uçağı beraber uçuyor. Buna benzer bir uçuş dünyada oldu ama halkın önünde ilk defa oluyor. 2 insansız hava aracı biri savaş uçağı diğeri taarruz, bu dünyada ilk defa Kızılelma ve Akıncı’yla olmuştu. O yüzden bunun tarihi olması, halkın önünde oluyor olması” dedi.
Türkiye ve dünyada büyük yankı uyandıran insansız savaş uçağı Kızılelma, F-16 ile kol uçuşu gerçekleştirdi.
BİR İLK DAHA GERÇEKLEŞMİŞTİ
Baykar’ın tamamen öz kaynaklarla milli ve özgün olarak geliştirdiği Bayraktar KIZILELMA bir ilke imza attı. KIZILELMA, Bayraktar AKINCI TİHA ile kol uçuşu gerçekleştirmişti.
17.
İsmail Demir yanıtladı: TCG ANADOLU’nun tahriki sorunlu mu?
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, TCG ANADOLU’nun tahrik sisteminin sorunlu olduğuna yönelik iddiaları yanıtladı.
Başkan Demir tarafından yapılan açıklamada, “Bunu söyleyenler art niyetliler, derslerine çalışsınlar da gelsinler. Çünkü konuyu bilmeden, araştırmadan konuşuyorlar. Juan Carlos’un imal edildiği yıla baksınlar, ANADOLU’nun imal edildiği yıla baksınlar; oradaki tecrübe birikimine baksınlar.
Onu söyleyeceklerine, ‘Biz, Juan Carlos’tan bir iki adım daha öne geçtik, daha iyi ürün yaptık diye gurur duymaları gerekiyor.” ifadelerinde bulundu.
TCG ANADOLU Amfibi Hücum Gemisi, 10 Nisan 2023 tarihinde düzenlenen törenle Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı envanterine girmişti.
TCG ANADOLU TEMEL TEKNİK ÖZELLİKLER
Gemi 231 metre uzunluğa ve 32 metre genişliğe sahip.
Geminin tam yük deplasmanı en fazla 27.436 ton.
Gemi tam yük deplasmanında en az 20,5 knot azami sürate ve 16 knot ekonomik sürate sahip.
Gemi ekonomik sürati ile tam yükte en az 9.000 deniz mili seyir siasına sahip.
Geminin içindeki su alabilen havuza; her biri 1 adet tank taşıyan 4 adet LCM gemisi (Mekanize Çıkarma Gemisi) girebilmektedir.
Kaynak: SavunmasanayiST
18.
Erdoğan-Putin görüşmesinde öne çıkan başlıklar neler? Kalın açıkladı
Gazeteci Mehmet Acet’in sunumunda Ülke TV’de ekrana gelen “Akşam Baskısı” gündeme dair gelişmeleri ekrana taşıyor. Son olarak Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın “Erdoğan-Putin görüşmesinde nelerin konuşulduğu” başta olmak üzere merak edilen soruları yanıtladı.
Kalın’ın açıklamalarından öne çıkanlar:
“Cumhurbaşkanımızın sağlığı gayet iyi. 2 günlük bir istirahat doktorların da tavsiyesiyle gerekliydi gayette iyi de oldu. Midesiyle ilgili bir rahatsızlık oldu. Hamdolsun toparladı.
Salı günü rahatsızlandı. Çarşamba, perşembe istirahat etti. Biz 2 gün konferans yoluyla programlarımızı yine gerçekleştirdik. 27’sinde Akkuyu’daki program. Öncesinde bu paylaştığını Putin ile telefon görüşmesi oldu. Dün de Adana’ya bir bağlantı yaptık. Adana’daki köprünün açılışıyla ilgili.
Bugün de artık normal mesaiye döndü Cumhurbaşkanımız. Heralde herkes gördü bugün hem TEKNOFEST’te hem İzmir’de, maşallah gayet formunda. Eski enerjisiyle birlikte tekrar sahalarda.
Tabii Allah kolaylık versin çok yoğun çalışıyor. Çok yoğun bir programı var. Çok çalışıyor. Hepimizden daha fazla çalışıyor. Yanındaki bir mesai arkadaşı olarak söyleyeyim. Yükünü almaya çalışan bir insan olarak söyleyeyim. Hepimizden daha fazla çalışıyor.
Yarın da büyük Ankara mitingi var. Onun hazırlıkları da full devam ediyor. Ayın 7’sinde büyük İstanbul mitingi var.
Sayın Putin ile yapılan görüşme son derece önemliydi. Tahıl sevkiyatı ve Ukrayna savaşı konuşuldu. Akkuyu’yu da konuştuk. İkili ticari ilişkilerin derinleşmesi için kapsamlı bir görüşme yapıldı.
Eskiden iktidar formülü olarak 1 parti+ordu=iktidar olarak bakılırdı.
Nükleer savaş riski artıyor.”
19.
Kılıçdaroğlu övgüler düzdü CIA’nın paravanı çıktı!
Kılıçdaroğlu’nun Atatürk Havalimanı’nı vermeyi planladığı Sierra Nevada şirketinin, ABD Ordusu’nun kritik ihtiyaçlarını karşıladığı, deniz aşırı operasyonlarda rol aldığı, casusluk faaliyetleri yürüttüğü ortaya çıktı.
Kılıçdaroğlu, önceki akşam sosyal medya hesabından yayınladığı bir video ile halka seslendi. Önce Atatürk Havalimanı’nın tarihini anlatan Kılıçdaroğlu, “Densizler! Böyle bir yerin pistlerini kırdılar. Diğer pistleri de kendileri için özel havalimanı olarak kullanıyorlar. Ne ala memleket değil mi? Halkı kov, kendin için havalimanını gasp et.” ifadelerini kullandı. Ardından, “Hayatımın en büyük projelerinden birini bugün gençlere açıklayacağım.” diyen Kılıçdaoğlu, şunları söyledi:
“İktidara geldikten hemen sonra, Atatürk Havalimanı’nı havacılık ve uzay çalışmalarının merkezi haline getireceğiz. Peki bunu kimlerle yapacağız? Merkezin kurulması ve geliştirilmesi için başarıları dünyaca tanınan ve başta Amerika’daki Sierra Nevada şirketinin sahipleri Eren Özmen ve Fatih Özmen ile yapacağız. Lütfen gençler, gidin Google’a bu isimleri yazın. Ne cevherlerimiz var bu dünyada görün. Özmen ailesinin yönetimindeki Sierra Nevada, NASA’nın en önemli projelerinde kritik ürün ve hizmetler geliştirmiş, dünyanın havacılık devi Amerika Birleşik Devletleri’nde milyarlarca dolarlık değere sahip bir şirkettir. Kendileriyle konuştum ve bunu yapmaya davet ettim. Bu pistlerde bunları yapacağız.”
GENÇLERE SESLENİYORUM DİYEREK ABD’Lİ ŞİRKETİ PİYASAYA SÜRDÜ
Kılıçdaroğlu vaadini, dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST’in Atatürk Havalimanı’nda kapılarını açtığı gün açıkladı. Üstelik 1 milyondan fazla genç beyinin, 1 yıl boyunca teknoloji üretip ringe çıktığı gün, “Gençlere sesleniyorum!” diyerek ABD’li şirketi piyasaya sürdü. Sierra Nevada’nın faaliyetlerini Aydınlık inceledi. Öyle Kılıçdaroğlu’nun anlattığı gibi parlak bir başarı hikayesi değil, karanlık ağlarla örülü bir şirketin hikayesi ortaya çıktı.
Kılıçdaroğlu’nun Atatürk Havalimanı’nı vereceğiz dediği aile CIA’yle ortak çıktı!
PARLAK BİR KARİYERLERİ YOK
Sierra Nevada Corporation (SNC), 1963 yılında ABD’nin Nevada eyaletinde kuruldu. 1980’li yıllarda Reno Üniversitesi’nde okuyan, ardından da Sierra Nevada Corporation’da çalışmaya başlayan Fatih Özmen ve Eren Özmen çifti, 1994 yılında şirketi satın aldı. Başta 15 kişilik dar bir kadroya sahip olan şirket, yıllar içinde 19 şirketi bünyesine kattı, 3 bin çalışanlı dev bir şirkete dönüştü. Bu büyük gelişme ise yalnızca Özmen çiftinin yetenekleri ile sağlanmadı. Aslında parlak bir eğitim hayatları da yoktu. Biri elektrik mühendisliği, diğeri gazetecilik mezunuydu. Fakat geçen yıllarda yüksek Amerikan çıkarları sadakatle savunuldu, güçlü siyasi bağlantılar kuruldu, Afrika’da, Irak’ta, Afganistan’da, Libya’da görevler alındı, lobilere büyük paralar aktarıldı. Böylece “karanlık dünya”nın ganimetleri, Özmen çiftine akıtıldı.
2000’li yıllarda Vali Jim Gibbons ve eşi Dawn’la olan yakın bağları nedeniyle kamuoyunun tepkisini çektiklerinde, kendilerini Afganistan ve Irak’taki işgallere yaptıkları “hayat kurtarıcı” katkılarıyla savunan da yine onlardı.
RÜŞVETTE USTALAŞTILAR
“Karanlık dünya”, Amerika’da kullanılan bir endüstriyel tabir. Kongre tarafından ihalesiz olarak, kamuoyuna açıklama yapılmaksızın dağıtılan askeri projeler için kullanılıyor. Bu şirketlere verilen bütçe de gizli tutuluyor. İşte Sierra Nevada, 11 Eylül saldırıları sonrası siyasi bağlantıları sayesinde bu “karanlık dünya”nın önemli figürlerinden biri oldu. 2007 yılında Las Vegas Sun gazetesinde şirketi inceleyen Jeff German, şu bilgileri veriyordu: “Sierra Nevada, 2000 mali yılından bu yana 602,5 milyon dolar tutarında federal sözleşme aldı. Bunun 474,1 milyon doları Hava Kuvvetleri tarafından verilirken, 36,8 milyon doları da ABD Ordusu’ndan geldi.”
Jeff German, Özmen’lerle ilgili yaptığı haberinde, şu ilginç değerlendirmeleri de aktarmıştı:
Ülkenin siyasi açıdan güçlü kişileriyle yakınlaşırken, kamuoyunda nispeten görünmez oldular. Şirket kendisini hala Sparks’ta demirlemiş küçük bir işletme olarak tanımlasa da, şu anda 13 eyalette ofisleri var ve büyümeye devam etmek için Washington’daki lobi çalışmalarına sürekli para akıtıyorlar. Bir şirketin siyasi bağlantılarının, kazançlı hükümet sözleşmeleri yapmasına yardımcı olduğu zamanlar oldu. Sierra Nevada bu konuda iyi puan almış görünüyor.
Sierra Nevada, 2000 yılından bu yana federal sözleşmeler almasına yardımcı olmaları için lobicilere 1,4 milyon dolar ödedi. Şirketin lobicilik ücretleri 2000 yılında 10 bin dolar iken 2005 yılında 446 bin dolara yükseldi. Geçen yıl federal lobicilik için 442 bin dolar harcadılar. Kayıtlara göre Sierra Nevada, ülkenin başka yerlerinde kendisine yardımcı olabilecek seçilmiş yetkililere kampanya katkıları sağlamakta ustalaştı.
AFRİKA’DA CASUSLUK YAPTILAR
2012 yılında ABD merkezli bir araştırma kuruluşu olan CorpWatch’ta yayımlanan bir rapor, Özmen’lerin şirketinin makyajını döktü. Özmen çiftine ait Sierra Nevada ile iki Amerikalı subayın kurduğu R-4 adlı şirketin Afrika’daki casusluk faaliyetlerine mercek tutan CorpWatch, şu bilgileri paylaştı:
“Bugün bu iki şirket, ABD Özel Operasyonlar Komutanlığı adına casusluk yapmak üzere Afrika’daki gizli savaşın ön saflarında yer alıyor. Kıtanın dört bir yanındaki gizli görevlerin desteklenmesine yardımcı oluyorlar ve Stuttgart kentinden yönetilen ABD’nin Afrika Komutanlığı ile yakın çalışıyorlar.
“Özmen’lerin şirketi ve R-4, Uganda’nın Entebbe kentinde yürütülen Tusker Sand Operasyonu için çalışıyor. Özel pilotların kullanıldığı benzer bir görev olan Creek Sand Operasyonu da Burkina Faso’dan yürütülüyor. Bunun için tam hareketli video kaydeden, kızılötesi ısı modellerini izleyen ve radyo ve cep telefonu sinyallerini takip eden gizli sensörlerle donatılmış küçük İsviçre turboprop uçakları olan Pilatus PC-12’leri uçuruyorlar. Uçaklar, Afrikalı orman pilotlarının tercih ettiği izole pistlerde yakıt ikmali yapıyor ve etkili uçuş menzillerini binlerce mil uzatıyor.
“Özmen’ler için büyümenin yolu, Nevada’nın eski valisi Jim Gibbons ve 2000 yılında Türkiye’de tatile götürdükleri eşi Dawn Gibbons ile yakın arkadaşlıklarından geçiyor. Gibbons o dönemde ABD Kongre üyesiydi ve 2004 yılında 2 milyon dolarlık ihalesiz bir federal sözleşme almalarına yardımcı oldu. O yıl, Özmen’lerin şirketi 42 milyon dolarlık bir Pentagon ihalesi de kazandı. Bugün Sierra Nevada dünyanın dört bir yanındaki insansız hava araçları savaşının kilit yüklenicilerinden biri. Ayrıca CIA’nın Pakistan ve Yemen’de gökyüzünden ‘teröristleri’ öldürmek için kullandığı Predator insansız hava araçları için de iniş takımları üretiyorlar.
CIA’NIN PARAVAN ŞİRKETİ
CorpWatch, özel şirketlerin ABD devleti tarafından deniz aşırı operasyonlarda nasıl kullanıldıklarına dair örnekleri de sıralıyor:
“Pentagon ve CIA uzun zamandır gizli savaşlar için özel müteahhitleri kullanıyor. Air America ve Air Asia, Başkan Lyndon Johnson için Kamboçya ve Laos’u bombalamakta kullanılan paravan şirketlerdi. Northrop Grumman gibi daha büyük ve daha köklü şirketler ise Başkan Bill Clinton döneminde Kolombiya’da casusluk yapmak için kullanıldı. Dolayısıyla, bir sonraki Demokrat Başkan Barack Obama’nın, bu kez Afrika’da gizli savaşlar için Sierra Nevada ve R4 gibi gizli özel yüklenicilerle aynı stratejiyi benimsemesi uygun görünüyor.”
IRAK’TA İŞKENCE İDDİASI
ABD’nin deniz aşırı operasyonlarında görev alan Sierra Nevada hakkında çeşitli işkence iddiaları da bulunuyor. İddiaya göre Irak’ta Sierra Nevada için çalışan güvenlik yüklenicileri, tutuklulara işkenceler yaptılar, kötü muamelede bulundular ve açıkça insan haklarını ihlal ettiler. 2007 yılında Irak’ta şirket için çalışan üç yüklenicinin de Nisur Meydanı’nda 14 Iraklı sivilin vurularak öldürülmesi olayına karıştığı ileri sürülüyor. Ancak uluslararası tepkiye yol açan bu olayda, Sierra Nevada’nın rolü tam olarak belirlenmiş değil. ABD basınında konuyla ilgili çok gizli bir incelemenin de yapıldığı belirtiliyor.
YOLSUZLUKTA MAHİRLER
Sierra Nevada’yla ilgili çeşitli yolsuzluk ve usulsüzlük davaları da dönem dönem yargıya taşındı. Örneğin ABD Savcısı Phillip A. Talbert, 2017’de Sierra Nevada’nın belirli maliyetleri bilerek yanlış sınıflandırarak yasaları ihlal ettiğini ve bunun sonucunda çeşitli hükümet sözleşmelerindeki giderlerini şişirerek devleti zarara uğrattığını iddia etti. Şirket ise 14,9 milyon dolar ödeyerek dava açılmadan uzlaşmaya gitti. Yine 2022’de şirket, fazla fatura nedeniyle haklarındaki iki iddiayı örtmek için de ABD Adalat Bakanlığıyla uzlaşmaya gitti ve bu kez 10 milyon dolar ödedi. Şirket haklarındaki iddialara karşı yaptıkları açıklamalarda, “ulusal çıkarlara sadakatlarini ve vatansever olduklarını” vurguluyor.
Bir örneği şöyle: “Sierra Nevada, kendini işine adamış profesyonel çalışanlarıyla, ulusal güvenliğimize yaptığı katkılarla ve eyaletimizin halkını temsil eden gerçekten büyük siyasi delegasyonuyla gurur duymaya devam etmektedir.”
TÜRKİYE KARŞITI FAALİYETLER
Sierra Nevada’nın sahada doğrudan Türkiye karşıtı yürüttüğü faaliyetler de var. Şirketin uçakları, sık sık Irak’ta, Suriye’nin kuzeyinde ve Libya’da uçuşlar yapıyor. Bu uçakların ABD Özel Kuvvetlerini taşıdığı ve çeşitli casusluk faaliyetleri yürüttüğü belirtiliyor. 2020 yılında da ABD Özel Kuvvetler Komutanlığından 700 milyon dolarlık ihale aldılar. AC-130J ve MC-130J Radyo Frekansı Karşı Tedbirleri (RFCM) programının tedarikçisi olarak seçildiler. Zaten şirketin ana çalışma alanlarından biri bu: Keşif, gözetleme, istihbarat. Bunun yanında ABD predatörleri ile helikopterlerinin güvenli inişi de Sierra Nevada’ya emanet. Şirket ayrıca Amerikan Ordusu için yüksek teknolojili gözetleme balonları, mobil hava trafik kontrol kuleleri, insansız havadan yakıt ikmal sistemleri ve uçakların uçak gemilerine daha güvenli şekilde inmesine yardımcı olabilecek küresel konumlandırma sistemleri üzerine de çalışıyor. Şirket, faaliyet alanlarını şöyle sıralıyor: Uzay sistemleri, haberleşme, seyrüsefer, gözetim/hava trafik yönetimi, istihbarat, gözetleme ve keşif, entegre görev sistemleri, bilgi ve sensör çözümleri, elektronik harp/menzil sistemleri.
DAVUTOĞLU’NUN KATILDIĞI LANSMANLA GÜNDEME GELMİŞTİ
Sierra Nevada, Türk kamuoyuna ilk kez 7 Haziran’daki seçimlerden 10 gün önce, 27 Mayıs 2015’te Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katıldığı bir lansmanla duyurulan “milli uçak” projesi ile gündeme gelmişti.
Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM), işi üstleneceği duyurulan Sierra Nevada’ya üretilecek uçağın tüm parçalarının en yüzde 70’ini Türkiye’de imal etme şartı getirmek isteyince, proje ortada kaldı. Eren Özmen, o dönem Hürriyet’e verdiği demeçte şunları söylemişti: “Yüzde 70 yerli üretim şartı ilk aşamada çok güç. Burada kritik olan mesele, yaptığınızda işi dünya standartlarında yapabilmeniz. Yoksa Türkiye’ye sıkışırsınız. Türkiye şuna karar vermeli: Sadece kendi uçağını mı üretmek istiyor yoksa global bir uçak mı üretmek istiyor. Çünkü bu endüstride yüzde 100 yerli diye bir kavram yok. Rekabet cok fazla ve uzmanlaşma alanlarını çok dikkatli seçmek lazım. Motoru dışarda yaptırıyorsunuz, bazı parçaları dışarıdan alıyorsunuz. Global bir pazarı hedefliyorsanız böyle yapmanız gerekir. Marka, fiyat ve rekabet çok önemli. Boeing bile her şeyi yerli üretmiyor. Tam tersine, yeni uçakları 787’ye dünyanın her yerinden malzeme geliyor. Seattle’daki üretim tesisleri montaj hattı gibi.”
Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’na: Meclis’te ne konuştunuz? Çık açıkla
İzmir’de mitingde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu’nu, “Bu millet sana ‘yürü Kemal’ demeyecek. Kandil’in Meclis’teki temsilcileriyle kapalı kapılar ardında ne görüştün, çık açıkla şunu” diyerek hedef aldı.
AK PARTİ’DEN İZMİR’DE GÖVDE GÖSTERİSİ!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gündoğdu Meydanı’nda düzenlenen İzmir mitinginde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
– Öğleden sonra TEKNOFEST’te gençlerimizle buluştuk. Yeşilköy’de 360 bin kişiyle birlikteydik. Gençlik kiminle, nerede, nasıl yürüyeceğini çok iyi biliyor.
“KANDİL’İN TEMSİLCİLERİLE MECLİS’TE NE GÖRÜŞTÜN? ŞUNU BİR AÇIKLASANA”
– Terör örgütlerinin uzantılarıyla Parlamento’da Bay Bay Kemal gibi görüşmeler yapmadık. Kandil’in parlamentodaki temsilcileriyle, parlamento içinde kapalı kapılar ardında Bay Bay Kemal acaba ne görüştü, şunu bir açıklasana. İzmir’e böyle bir adam yakışıyor mu? 14 Mayıs Bay Bay Kemal’i uğurlama seçimidir. Bunu yapmaya hazır mıyız? Bu katılımı görünce anladım ki İzmir kararını vermiş.
AK PARTİ’NİN İZMİR’E YAPTIĞI HİZMETLER
– Konuşuyor, diyor ki ‘İzmir daha iyisine layık’. Doğru. Peki İzmir’in büyükşehir belediyesi sende, her yağmurda İzmir ne hale geliyor? İzmir’e AK Parti’nin getirdikleri ortadayken böyle nankörlük olur mu? Menderes Havalimanı’nı İzmir’e kim yaptı? İzmir’e bu yakışırdı. Stadyumları yaptık mı? Daha iyisine layık diyorsun ya… Ne varsa yaptık, yapacağız. Biz ne gerekiyorsa yaptık Bay Bay Kemal. Sen İzmir’i çöpten çukurdan kurtaramadın.
– Ülkemizin deprem tehdidi altındaki şehirlerimizden olan İzmir’in kentsel dönüşümünü tamamlayacak olan da biziz, bunlardan bir şey olmaz.
“BU MİLLET SANA ‘YÜRÜ’ DEMEYECEKTİR”
– Bu millet sana ‘yürü Kemal’ demeyecek. Ben sizlere inanıyorum. Çünkü bu masa öyle bir masa ki görünürdeki 7 ayağının her biri birbirine dolaşmış vaziyette. Aralarında FETÖ adayı var, PKK adayı var, TSK’ya hakaret eden var, bir tek sizlerin adayı yok. İzmir bu kibir masasını darmadağın eder.
TCG ANADOLU, İZMİR’E GELİYOR
– TCG Anadolu, Alsancak Limanı’na geliyor. Gezmeyi ihmal etmeyin. Son haftayı buraya ayırdık. Dedik ki finali burada yapalım.
“BUNLARI DA SANDIĞA GÖMÜYORUZ”
– Her dönemde bir maske ile ayağımıza dolanan eski Türkiye hayaleti, bu defa da 9’lu masa olarak arzı endam eyledi. Bu masadan ne çıkar. Bay Bay Kemal, bulduğu herkese bir yardımcılık hediye etti. Böyle devlet yönetilir mi? Onları yanına almak suretiyle zannediyor ki işi bitireceğim. Benim İzmirli kardeşlerim Kandil’e evet der mi? 14 Mayıs’ta sandıkta cevap verecek. İki haftamız var, çalışıyoruz. Bunları da sandığa gömüyoruz.
KILIÇDAROĞLU’NUN “300 MİLYAR DOLAR” AÇIKLAMASI
– Bay Bay Kemal, artık bıktık senin şu yalanlarından. Bulduysan al getir parayı. Sen getirdin de biz ‘niye getirdin’ mi dedik. Eğer Merkez Bankası’na vereceksen ver. Nereye istersen oraya ver ama yalan söyleme. Çünkü bunlar esrar eroin kaçakçısı, onlardan aldıkları parayı buraya getirecekmiş. Hayatı yalan.
“BU MİLLETTEN LGBT’Cİ ÇIKMAZ”
– Biri ‘LGBT’nin başımızın üstünde yeri var’ diyor. Öteki ‘Bunlarla nasıl bir araya gelirim’ diyor. Bu milletin aile kurumu sağlamdır sağlam. Bu milletten LGBT’ci çıkmaz. Biz aile kurumumuzu lekeletmeyiz. Velhasıl kelam her biri ayrı telden çalıyor.
“YALAN VE İFTİRADA ÜSTLERİNE YOK”
– Bunların ömürleri boyunca bu ülkeye yaptıkları tek bir hayırlı hizmetleri, kazandırdıkları tek bir eserleri olmayan çapsızların son çırpınışlarıdır. Haklarını yemeyelim, yalan söylemeye, iftira atmaya gelince bunların üstüne yok. Son seçimlerde belediye kazandığı yerlerde ulaşımı, sütü, hayatı bedava yapacaklarını söylemişlerdi. Çiftçiye bedava traktör dağıtacaklardı. İzmir her yağmurda sele teslim olmuyor mu? İzmir’de bunlar tarafından başlatılıp bitirilen kentsel dönüşüm var mı?
“NE SÖYLEDİYSEK YAPTIK”
– Nasıl olsa yapmayacaksın, söyle söyleyebildiğin kadar. Biz bugüne kadar söylediğimiz her şeyi yaptık. Yapmayacağımız hiçbir şeyi söylemedik. Eksiklerimiz, kusurlarımız vardır, olabilir, insanız. Ama hiçbir zaman söyleyip de yapmadığımız yoktur. Bu ülkeyi nereden nereye getirdiğimizi elini vicdanına koyan herkes kabul edecektir. 14 Mayıs’ta bunlara gereken dersi vermemiz lazım.
KÖKEN VE MEZHEP TARTIŞMALARI
– Bu ülkede köken, mezhep siyaseti yüzünden yaşanan acıların tekrar etmemesi için nice sessiz devrimi hayata geçirdik. Siz bakmayın bugün birilerinin köken ve mezhep istismarıyla ülkeyi eski günlere döndürme sevdasına. Artık o eski Türkiye geride kaldı. Böyle bir teşebbüse en başta gençlerimiz izin vermez.
“14 MAYIS, YERLİ VE MİLLİ DURUŞUN ZAFERİ OLACAKTIR”
– 14 Mayıs, ekonomisini Londra tefecilerine, güvenliğini terör örgütlerine, dış siyasetini emperyalistlere teslim etmek isteyenlere karşı yerli ve milli duruşun zaferinin seçimi olacaktır.
– Yatırımların yarım kalmaması, kendinizin ve evlatlarınızın geleceğinin tehlikeye girmemesi için sizlerden 14 Mayıs’ta kararınızı çok iyi düşünerek vermenizi istiyorum.
21.
ATAK-2, ilk kez gökyüzüyle buluştu
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, yerli ve milli imkanlarla geliştirilen ağır sınıf taarruz helikopteri ATAK-2’nin ilk kez havalandığını bildirdi.
Demir, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “İstanbul’daki TEKNOFEST coşkusuna Ankara’dan müjdeli bir selam ile katılıyoruz. Ağır sınıf taarruz helikopterimiz ATAK-2 ilk kez havalandı.
TUSAŞ ve katkıda bulunan tüm paydaşlarımızı tebrik ediyoruz.” ifadesini kullandı.
ATAK 2 Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri Projesi kapsamında çalışmalar 17 Şubat 2019 tarihinde başladı.
Tasarım ve yapısal üretim faaliyetlerinin tamamlanmasının ardından yer testleri başlatılan ATAK 2, ilk motor çalıştırma gereksinimleri olan testleri başarıyla sonuçlandırarak, projenin en önemli virajlarından olan ilk motor çalıştırmasını da 23 Nisan’da başarıyla icra etti.
Söz konusu tarihten itibaren yerde motor çalıştırma ve dayanıklılık testleri gerçekleştirilen ATAK 2, bugün itibarıyla tekerlerini yerden tamamen keserek 15.00 ila 15.15 saatleri arasında ilk test uçuşunu başarıyla gerçekleştirdi.
Dünyanın bu sınıftaki üçüncü helikopteri olan ATAK-2’nin 10 ton ağırlığı ve 1200 kilogramlık mühimmat kapasitesi bulunuyor.
22.
NATO Secretary General engages industry on critical undersea infrastructure
- 05 May. 2023
The Secretary General opened a roundtable discussion at NATO Headquarters between industry leaders and civilian and military experts across NATO. The talks focused on better understanding threats to critical undersea infrastructure and sharing best practices on cooperation and coordination.
“For NATO, protecting critical undersea infrastructure is essential to our security and defence because it is key to protecting the security and prosperity of our societies,” said the Secretary General. “Undersea cables carry an estimated 10 trillion dollars in transfers every day, two thirds of the world’s oil and gas is either extracted at sea or transported by sea, and around 95 % of global data flows are transmitted through undersea cables,” he added. The Secretary General highlighted the importance of working with industry who build, operate and maintain this infrastructure in order to better enhance its security.
NATO has been working on the protection of critical infrastructure for years. Following the sabotage of the Nord Stream pipeline last September, Allies have stepped up their military presence in the region. NATO has also recently created an undersea infrastructure coordination cell to map vulnerabilities, and coordinate efforts between NATO Allies, partners, and the private sector. A new NATO-EU taskforce on resilience and critical infrastructure protection has also been established.
23.
NATO ambassadors, top military officials visit United Kingdom’s Clyde nuclear base
- 28 Apr. 2023
©UK Ministry of Defence CROWN COPYRIGHT, 2023
“The UK is a strong Ally. We are grateful to the United Kingdom for inviting us to tour the facilities at His Majesty’s Naval Base Clyde.” said Admiral Bauer, Chair of the NATO Military Committee. “At a time of major security challenges, it is important that the Alliance is protected by the full spectrum of capabilities. The UK’s nuclear deterrent is a central pillar of NATO’s deterrence and defence posture and helps guarantee our security”.
At the invitation of UK Defence Secretary Ben Wallace, the ambassadors and senior military officials visited a Vanguard-class strategic nuclear submarine, toured a training facility and were briefed by 43 Commando Fleet Protection Group Royal Marines, an elite force tasked to guard nuclear weapons. They were also briefed by submarine commanders and crews on nuclear deterrence patrols. The Royal Navy has four nuclear deterrent submarines; one is always at sea, working every hour of every day to guarantee UK and Alliance security.
NATO’s Strategic Concept states that the fundamental purpose of NATO’s nuclear capability is to preserve peace, prevent coercion and deter aggression. Allies agree that as long as nuclear weapons exist, NATO will remain a nuclear alliance. Three NATO Allies – France, the UK and US – have a nuclear deterrent and the strategic nuclear forces of the United Kingdom contribute significantly to the security of the Alliance. The UK’s nuclear deterrent has been assigned to the defence of NATO since 1962.