ΤΕΡΛΕΓΚΑΣ: ΗΜΕΡΟΛΟΓΙΟ ΠΟΥ ΓΡΑΦΑΜΕ ΚΑΙ ΟΙ 2!
1.
2.
Hezbollah blinding Israeli drivers, pedestrians nightly with lasers
By Batya Jerenberg, World Israel News
Hezbollah activists have been harassing residents of the northern town of Metullah from across the border for the last several weeks by using powerful lasers, Channel 11 reported Monday evening.
Standing on a hill in Lebanon that is perhaps 180 meters from the town, they shine a blinding green light into Jewish homes, at pedestrians, and perhaps most hazardously, into the eyes of Israeli drivers.
The IDF has not yet found a solution to the problem.
In an effort keep the long-distance stalkers away from their gathering spot, a large floodlight was placed for several days at the most directly affected area, the town’s popular promenade, to shine a revealing beam at them. This has not discouraged Hezbollah, and it was taken away a few days ago.
The Northern Command has turned to the UNIFIL forces that have been stationed on the border since 1978 and whose formal mandate includes assisting the Lebanese government to return its effective authority in the border area rather than leaving Hezbollah, an Iranian proxy, in charge.
This was one of the conditions Israel set down for ending the 2006 Second Lebanon War against Hezbollah forces that controlled the southern region of the country, but it has yet to be fulfilled. In the event, it would most likely make no difference, as Hezbollah is part of the government in Beirut and has infiltrated many of its own men into the Lebanese armed forces.
The UN has promised to intervene, but nothing has been done to date.
An army spokesperson apparently tried to put a positive spin on the military’s efforts, saying, “The IDF is in close contact with the residents of the sector and works in cooperation with them continuously to strengthen the sense of security in the area in the best possible way.”
Hezbollah is also trying to stymie other IDF moves in the area. While the terror group has seemingly given up on digging attack tunnels through to Israel, in parallel to the army’s current construction of 15-meter-high walls to prevent overland infiltration, Hezbollah is putting up simple but even taller towers on its side of the border so that the terrorists can continue to observe Israeli activity.
3.
CIA saved Mossad agents trapped abroad, Pompeo says in new book
By World Israel News Staff
The Central Intelligence Agency rescued a team of Israeli agents caught in a perilous situation during a mission overseas, former U.S. Secretary of State Mike Pompeo revealed in his newly published book.
Pompeo, who also served as director of the CIA in the Trump administration before becoming Secretary of State in 2018, wrote in his newly published memoir, Never Give an Inch: Fighting for the America I Love, that during his tenure at the helm of America’s top foreign intelligence agency, then-Mossad director Yossi Cohen made a personal overture, asking him to intervene on behalf of Mossad agents stuck abroad.
Without disclosing details to identify the operation or the country where it took place, Pompeo called the Mossad operation “one of the most significant clandestine operations ever conducted.”
“The call from Yossi Cohen, the head of the Mossad, arrived shortly after I had stepped off a plane in a European capital. I turned around and went back onboard, where we had communications equipment suitable for a classified conversation with the leader of Israel’s intelligence agency.”
“The voice on the other end was calm but serious: ‘Mike, we just had a team complete a very important mission, and now I’m having a bit of trouble extracting some of them. Can I get your help?’”
Thanks to the CIA’s intervention, the Mossad team was successfully extracted.
“Whenever Yossi called, I took it. He did the same for me,” Pompeo wrote. “I was there to help our friends, no questions asked, no matter the risks.”
“My people swung into action across the world. We connected with his team, and within 24 hours we had guided them to safe houses,” he continued.
“Within the next two days, they were back in their home countries without the world ever knowing that one of the most significant clandestine operations ever conducted was now complete.”
Multiple Israeli intelligence sources told The Jerusalem Post in a report published Tuesday that the operation in question was not the February 2018 Tehran nuclear document seizure, in which Israeli agents obtained some 55,000 documents exposing Iran’s nuclear weapons aspirations.
Mossad agents were nearly captured during the 2018 operation, Hadashot News reported in 2019.
4.
5.
Dünya devi Bayraktar TB2’yi seçti! Bu gurur Türkiye’nin
Baykar tarafından milli ve özgün olarak üretilen Bayraktar TB2’ler dünyada konuşulmaya devam ediyor.
DÜNYA DEVİ, ÇIĞIR AÇAN TEKNOLOJİLER ARASINDA GÖSTERDİ.
Bayraktar TB2’ler, MIT Technology Review dergisi tarafından 2023’ün çığır açan teknolojileri arasında gösterildi.
MIT Technology Review dergisinin internet sitesinde, Bayraktar TB2 gibi Türk yapımı uçakların, drone’lerin savaştaki rolünü önemli ölçüde genişlettiği belirtildi.
Derginin internet sitesinde, on yıllar boyunca Predator ve Reaper gibi üst düzey hassas vuruş yapan Amerikan uçaklarının drone savaşına hükmettiği ancak Ukrayna’daki savaşın Çin, İran ya da Türkiye’de üretilen düşük bütçeli modellerle tanımlandığı aktarıldı.
Yeni insansız hava araçlarından bazılarının DJI gibi hem keşif hem de yakın menzilli saldırılar için kullanılan hazır quadcopter’ler olduğu aktarılan internet sitesinde, “Rusya’nın Kiev’de sivillere saldırmak için kullandığı 30 bin dolarlık İran yapımı patlayan Shahed drone’ler gibi diğerleri ise daha uzun menzilli görevler yapabiliyor. Ancak en dikkat çekici olanı Türkiye’nin Baykar şirketi tarafından üretilen 5 milyon dolarlık Bayraktar TB2.” ifadeleri kullanıldı.
Derginin internet sitesinde Bayraktar TB2’lere ilişkin şu değerlendirmelere yer verildi:
“TB2, yavaş uçan bir gövdede bir araya getirilmiş yeterince iyi parçalardan oluşan bir koleksiyon. Saatte 138 mil hıza ulaşabiliyor ve yaklaşık 186 millik bir iletişim menziline sahip. Baykar, 27 saat havada kalabileceğini söylüyor. Ancak TB2, yer istasyonlarıyla video paylaşabilen kameralarla birleştirildiğinde hem kanatlarında taşıdığı lazer güdümlü bombaları hedeflemek hem de yerden topçu atışlarını yönlendirmeye yardımcı olmak için güçlü bir araç haline geliyor.
En önemlisi ise basitçe kullanılabilirliği…
Reaper gibi ABD yapımı insansız hava araçları, daha yetenekli ancak daha pahalı ve sıkı ihracat kontrollerine tabi. TB2 ise isteyen her ülke için mevcut. Ukrayna, 2019’da Donbas’taki askeri operasyonlar için 6 tane satın aldı ama İHA’lar 2022’nin başlarında Rus işgalcilerin engellenmesine yardımcı olduklarında dünyanın dikkatini çekti. Taktiksel avantajları açık.”
BAYRAKTAR TB2 HAKKINDA!
Baykar tarafından geliştirilerek kullanıma sunulan Bayraktar TB2 Taktik S/İHA Sistemi, kullanıcıya tüm çözümleri bir arada sunan bütünleşik ağ tabanlı bir sistem mimarisidir.
Sistem, Bayraktar TB2 S/İHA Platformu, Yer Kontrol İstasyonu, Yer Veri Terminali, Uzak Görüntü Terminali, İleri Üs ve Jeneratör ile Römork modüllerinden oluşur. Baykar’ın teknolojik kabiliyet ve yetenekleri sayesinde tüm sistem yerli ve milli olarak üretilmektedir.
500 BİN SAATTİR GÖKLERDE
Bayraktar TB2 Taktik Silahlı İnsansız Hava Aracı, keşif ve istihbarat görevleri için orta irtifa-uzun havada kalış süresi sınıfına giren (MALE) insansız hava aracıdır. Üç yedekli aviyonik sistemleri ve sensör füzyon mimarisi ile tamamen otonom taksi, kalkış, iniş ve normal seyir kabiliyetine sahiptir. 500.000 saatten fazla uçan TB2, Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma ve Emniyet Müdürlüğü bünyesinde 2014’ten bu yana aktif olarak hizmet etmektedir. Şu anda Türkiye ile beraber Katar, Ukrayna, Azerbaycan ve teslimat yapılan ülkelerin envanterinde yüzlerce Bayraktar TB2 S/İHA Platformu görev yapmaktadır. Bayraktar TB2, Türk havacılık tarihinde havada kalma (27 Saat 3 Dakika ) süresi ve irtifa (25 bin 30 feet) rekorunu kırmıştır. Bayraktar TB2 bu ölçekte ihraç edilen ilk hava aracı ünvanını da taşımaktadır.
Temel uçuş performans kriterleri
18,000 Feet Operasyonel İrtifa
27 Saat Maksimum Havada Kalış Süresi
Tam Otomatik Uçuş Kontrol ve 3 Yedekli Otopilot Sistemi (Triple Redundant)
Yer Sistemlerine Bağımlı Olmaksızın Tam Otomatik İniş ve Kalkış Özelliği
GPS Bağımlılığı Olmaksızın Dahili Sensör Füzyonu İle Seyrüsefer Özelliği
25.000 Feet Maksimum İrtifa
Gelişmiş Özellikler
Tam Otomatik Seyir ve Rota Takibi Özelliği
Dahili Sensör Füzyonu Destekli Hassas Otomatik Kalkış ve İniş Özelliği
Tam Otomatik Taksi ve Park Özelliği
Yarı Otonom Uçuş Modları Desteği
Hata Toleranslı ve 3 Yedekli Sensör Füzyonu Uygulaması
Çapraz Yedekli YKİ Sistemi
Özgün Yedekli Servo Aktüatör Birimleri
Özgün Yedekli Lityum Tabanlı Batarya Birimleri
TEKNİK ÖZELLİKLER
Haberleşme Menzili <300 km
Seyir – Maksimum Hız
70 knot – 120 knot
Faydalı Yük Kapasitesi 150 kg
Faydalı Yük – ISR
Değiştirilebilir EO/IR/LD ya da Çok Amaçlı AESA Ra
Faydalı Yük – Mühimmatlar
4 Adet Lazer Güdümlü Akıllı Mühimmat
Yakıt Kapasitesi / Tipi 300 Litre / Benzin
Kalkış ve İniş Pist (Otomatik)
Maksimum Kalkış Ağırlığı 700 kg
Havada Kalış 27 Saat
Kanat Açıklığı 12 mt.
Yükseklik 2.2 mt.
Uzunluk 6.5 mt.
İtki Tipi 105 Hp İçten Yanmalı Enjeksiyonlu Motor
Operasyonel – Maksimum İrtifa 18.000 feet – 25.000 feet

6.
NATO’ya karşı ‘askeri ittifak’ mesajı: ABD’den bıkanlar…
Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, sert ifadeler kullanarak ABD’den bıkan ülkelerin NATO’ya karşı yeni bir askeri ittifak kurabileceğini iddia etti.
Telegram hesabından açıklama yapan Medvedev, “Ramstein’daki toplantı ve ağır silahların Kiev’e tahsisi, düşmanlarımızın çok uzun bir süre bizi yıpratmaya, daha doğrusu yok etmeye çalışacağı konusunda hiçbir şüpheye yer bırakmıyor. Yeterli silahları da var. Gerekirse yenilerini üretmeye başlarlar. Bu nedenle, yanılsamalara kapılmaya gerek yok” ifadelerini kullandı.
Sputnik’te yer alan haberde mevcut durumdan yaptığı çıkarımları sıralayan Medvedev, “Birincisi, çok zor olacak. İkincisi, uzun süreli bir çatışma durumunda, günün birinde Amerikalılardan bıkan ülkeler yeni bir askeri ittifak oluşturacaktır. Bu, insanlık tarihinde uzun savaşlar sırasında hep olmuştur” dedi.
Olası yeni ittifak kurulduktan sonra ABD’nin en nihayetinde eski Avrupa’yı ve talihsiz Ukraynalıların kalıntılarını bir kenara atacağını belirten Medvedev, böylece dünyanın yeniden bir denge durumuna geleceğini kaydetti.

7.
Yunan Bakan Dendias’tan Türkiye açıklamaları: Onlardan korkmuyoruz
Türkiye’yi revizyonist olmakla itham eden Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Türklerle horoz dövüşü peşinde olmadıklarını ancak her türlü senaryoya karşı hazırlık yaptıklarını söyledi.
Türkiye’yle ilişkilerin her zaman tekrarlanan sorunlardan ötürü zor gittiğini söyleyen Dendias, “Her gün bir öncekinden daha kötü, bugün söylenenler dünden daha kötü” dedi.
DENDİAS’IN TÜRKİYE’Yİ HEDEF ALAN SÖZLERİ
Türkiye’yi revizyonist olmakla itham eden Yunan Bakan, “Türkiye Cumhurbaşkanı, Yunanistan’ı tehdit etmek için ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ diyor. Bu şarkı, Türklerin yıllar önce Kıbrıs işgalinde söylediği şarkıya benziyor. Onları duyuyoruz ve not ediyoruz. Hazırız. Ama bu, bizim de benzer dili kullanacağımız anlamına gelmiyor. Biz farklıyız” ifadelerini kullandı.
“Onlardan korkmuyoruz ve açık konuşuyoruz. Hakaretlere, iftiralara ve tehditlere aynı şekilde yanıt vermememiz tamamen kültürümüzle ve modern, demokratik, ilerici bir Avrupa ülkesine olan inancımızla alakalı. Biz buyuz ve horoz dövüşü yapmayacağız” şeklinde konuşan Dendias, Yunanistan’ın silahlanmasına ve Türkiye’nin ABD’den alacağı F-16’lara değindi:
“Yunanistan’ın ABD’yle ilişkileri, her zamankinden çok daha iyi bir seviyede; …diyelim ki Türkiye, ABD’yi F-16’ları modernize etmeye ikna etmeyi başardı. Türkiye, ilk modernize edilmiş F-16’ları aldığında, Yunanistan’ın Viper yani F-16 Blok 70 seviyesinde 83 adet uçağı olacak; bunun yanında 24 adet Rafale’ı ve ilk F-35’i olacak.”

8.
Rusya, Estonya’yla ilişkilerinin seviyesini düşürdü: Ülkeyi terk et
Rusya Dışişleri Bakanlığı Rusya karşıtı eylemleri yüzünden Estonya ile ilişkileri maslahatgüzar seviyesine indirme kararı aldıklarını belirtti. Rusya’daki Estonya Büyükelçisi’nden ülkeyi 7 Şubat’a kadar terk etmesi istendi.

RUSYA’DAN MİSİLLEME
“Estonya tarafından Tallinn’deki Rusya Büyükelçiliği’ndeki personelin sayısının azaltılmasını içeren yeni bir düşmanca karar alınmıştır. Bu, ülkeler arasındaki ilişkilerin çöktüğünü göstermektedir. Estonya’nın bu kararına karşılık olarak Rusya tarafından ilişkilerin maslahatgüzar seviyesine indirilmesi kararı alınmıştır” ifadelerine yer verilen Rusya Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, “Rusya ile Estonya’nın ilişkilerinde gelinen bu durumun sorumluluğu tamamıyla Estonya tarafına aittir. Estonya yönetiminin düşmanca adımlarına karşılık vermeyi sürdüreceğiz” denildi.
9.
Enerji filosunun son üyesi Mukavemet! Göreve hazır…
Türkiye’nin denizlerdeki enerji filosunun son üyesi olan Mukavemet gemisi artık göreve hazır. Şubat ayında ilk görevine çıkacak olan gemi, deniz altı operasyonlarında kullanılan sualtı robotlarını taşıyacak.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından yapılan açıklamada, Karadeniz’de keşfedilen 710 milyar metreküplük doğal gazı karaya çıkartmak için çalışmaların son hızıyla devam ettiği kaydedildi.
Bu kapsamda, Sakarya Gaz Sahası’ndan Filyos Doğal Gaz İşleme Tesisi’ne gazı taşıyacak boruların yanında devasa ekipmanların Karadeniz’in derinliklerinde görev yerini aldığı, operasyonlarda yaklaşık 10 bin kişi ve 50’den fazla geminin görev yaptığı aktarıldı.
GÜCÜNE GÜÇ KATIYOR
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Dünyada sadece 5 ülkede bulunan bu enerji filosu her geçen gün gücüne güç katıyor. Bunlardan sonuncusu da Mukavemet. İsmini Türk Mukavemet Teşkilatı’ndan alan gemi, Filyos Limanı’nda demirlemiş halde. Su altı inşaat gemisi olarak geçen Mukavemet, daha çok su altında devam eden operasyonlara destek verecek. Yaklaşık 100 metre uzunluğunda, 21 metre genişliğindeki gemide 2’den fazla su altı robotu aynı anda çalıştırılabiliyor.”
DENİZ TABANINDAKİ İŞLEMLER “MUKAVEMET” İLE YAPILACAK
Açıklamada görüşlerine yer verilen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Karadeniz gazını vatandaşla buluşturmak için çalışmaların kesintisiz devam ettiğinin altını çizdi.
Dönmez, deniz tabanındaki işlemleri yapmak üzere Türkiye’nin enerji filosuna katılan Mukavemet gemisinin teknik özelliklerine ilişkin, “Bu gemimizde ağır tonajlı ekipmanları deniz tabanına yerleştirmek üzere donatılmış nitelikte vinçler var. Birisi 150 diğeri 40 tonluk olmak üzere. Yine su altı robotları için su altı platformu hazırlanıyor şu an. 2 bin 200 metre derinlikteki operasyonları biz gemilerin üzerinden uzaktan yapıyoruz. Adeta bir cerrah hassasiyetinde bu operatörlerimiz, mühendislerimiz bu işlemleri insan eli değmeden gemi üzerinden yapabilir hale geldiler.” değerlendirmesinde bulundu.
EKİPLER DESTAN YAZIYOR
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Melih Han Bilgin de Karadeniz’de ve Filyos’ta Türk enerji tarihinin en önemli sayfalarının yazıldığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Böylesine önemli bir olaya şahitlik ettiğimiz ve içinde bulunduğumuz için çok şanslıyız. Evet işimiz zor. Büyük bir kısmını geride bıraktık. Artık son haftalardayız. Ekiplerimiz sahada gece gündüz adeta destan yazıyor. Sözümüz var, yemin ettik. Bu işi ya başaracağız ya başaracağız.”

10.
Ελβετία: Ρεκόρ εξαγωγών χρυσού
Οι εξαγωγές εκτινάχθηκαν σε υψηλά πολλών ετών πέρυσι

Οι εξαγωγές χρυσού από την Ελβετία σε χώρες όπως οι Κίνα, Τουρκία, Σιγκαπούρη και η Ταϊλάνδη εκτινάχθηκαν σε υψηλά πολλών ετών πέρυσι, σύμφωνα με στοιχεία των ελβετικών τελωνείων την Τρίτη, καθώς οι χαμηλές τιμές ενίσχυσαν τη ζήτηση από τους καταναλωτές στην Ασία και τη Μέση Ανατολή. Όπως αναφέρει το Reuters, η αύξηση των επιτοκίων ανάγκασε πολλούς χρηματοοικονομικούς επενδυτές στην Ευρώπη και τη Βόρεια Αμερική να πουλήσουν χρυσό το 2022, απελευθερώνοντας μεγάλες ποσότητες του μετάλλου από την αποθήκευση και πιέζοντας τις τιμές προς τα κάτω. Αυτό επέτρεψε τη ροή χρυσού στις ασιατικές αγορές, οι οποίες επικεντρώνονται περισσότερο στο λιανικό εμπόριο κοσμημάτων και σε μικρές ράβδους χρυσού σε καταναλωτές που συνήθως αγοράζουν περισσότερα όταν πέφτουν οι τιμές.
Η οικονομική αστάθεια ώθησε επίσης τη ζήτηση για χρυσό, τον οποίο πολλοί βλέπουν ως ασφαλή επένδυση, ιδιαίτερα στην Τουρκία, όπου ο πληθωρισμός έχει εκτοξευθεί. Η Ελβετία είναι ο μεγαλύτερος κόμβος επεξεργασίας και διαμετακόμισης χρυσού στον κόσμο. Εισάγει ράβδους από ορυχεία και κέντρα αποθήκευσης σε όλο τον κόσμο για επεξεργασία και επανεξαγωγή. Πέρυσι, εξήγαγε 524 τόνους χρυσού αξίας περίπου 33 δισεκατομμυρίων δολαρίων σε τρέχουσες τιμές στην Κίνα και το Χονγκ Κονγκ, από 354 τόνους το 2021 και τους περισσότερους από το 2018, σύμφωνα με στοιχεία των ελβετικών τελωνείων.
Η Ελβετία απέστειλε 69 τόνους χρυσού στη Σιγκαπούρη, από 33 τόνους το 2021 και τους περισσότερους από το 2017 και 92 τόνους στην Ταϊλάνδη, από 56 τόνους το 2021 και τους περισσότερους από το 2013. Έστειλε 188 τόνους στην Τουρκία, από 11 τόνους το 2021 και μακράν τους περισσότερους από το 2012, και 47 τόνους στη Σαουδική Αραβία, από 7 τόνους το 2021 και τους περισσότερους από το 2015. Το αδύναμο σημείο ήταν η Ινδία, η μεγαλύτερη αγορά χρυσού μετά την Κίνα. Η Ελβετία έστειλε 224 τόνους χρυσού στην Ινδία πέρυσι, από 507 τόνους το 2021.
11. ΣΥΝΤΟΜΑ ΘΑ ΤΟ ΣΧΟΛΙΑΣΟΥΜΕ ΤΟ ΠΑΡΑΚΑΤΩ!
Τουρκία: Σενάρια πολέμου με την Ελλάδα – Στο στόχαστρο η Αλεξανδρούπολη
«Εάν πρόκειται να πραγματοποιήσει χερσαία επιχείρηση η Τουρκία, θα ξεκινήσει από την Αλεξανδρούπολη».
Συντηρούν οι Τούρκοι το κλίμα ενός επαπειλούμενου πολέμου με την Ελλάδα, με αναλυτές στη γείτονα να παρουσιάζουν και σχετικά σενάρια.
Συγκεκριμένα, ο Ισμαήλ Χακί Πεκίν, πρώην Αρχηγός Πληροφοριών του Γενικού Επιτελείου Τουρκίας, παρουσίασε στην τηλεόραση το πώς η χώρα του μπορεί να κάνει απόβαση στην Ελλάδα, εξηγώντας μάλιστα που έχουν αδυναμίες οι ελληνικές και οι τουρκικές ένοπλες δυνάμεις.
Στόχος η Αλεξανδρούπολη σε χερσαία επιχείρηση
Ο συγκεκριμένος αναλυτής είναι αυτός που επισημαίνει στην Άγκυρα «προσέξτε η Ελλάδα έχει ισχυρή αεράμυνα».
Μπορεί λέει «να μπούμε στην Αλεξανδρούπολη αν χρησιμοποιηθούν χερσαίες δυνάμεις και εκεί η Ελλάδα θα έχει πρόβλημα», γιατί θεωρεί τον χερσαίο στρατό της Τουρκίας πιο ισχυρό σε σχέση με την Πολεμική Αεροπορία. «Η Ελλάδα μπορεί να μας νικήσει στον αέρα», είναι αυτό που επισημαίνει, όπως αναφέρει η ανταποκρίτρια του Open στην Τουρκία, Μαρία Ζαχαράκη.
«Εάν πρόκειται να πραγματοποιήσει χερσαία επιχείρηση η Τουρκία εναντίον της Ελλάδας, θα ξεκινήσει από την Αλεξανδρούπολη. Γιατί (η Αλεξανδρούπολη) την εμποδίζει», λέει ο Πεκίν, υποστηρίζοντας, σύμφωνα με την ίδια πηγή, ότι αυτό θα είναι το τέλος της Ελλάδας:
«Μια χώρα του ΝΑΤΟ θα πάει σε πόλεμο με μια άλλη χώρα του ΝΑΤΟ. Αν λοιπόν καταλήξει εκεί, ένας τέτοιος πόλεμος θα είναι το τέλος της (Ελλάδας)».
Σενάρια πολέμου
«Στην Αμερική έχουν γίνει συζητήσεις και μελέτες για έναν πιθανό πόλεμο στο Αιγαίο. Έχουν δημοσιευτεί επίσης άρθρα 20-30 σελίδων για το πώς θα ήταν ένας πόλεμος με την ελληνική πολεμική αεροπορία και το ναυτικό» ανέφερε, μεταξύ άλλων, ο τούρκος αναλυτής και συνέχισε:
«Κοιτάξτε τα νησιά, στην έξοδο των Δαρδανελίων, μπροστά από τον Βόσπορο. Υπάρχουν ραντάρ αεράμυνας και συστήματα αεράμυνας σε όλα τα νησιά μέχρι και την Κρήτη.
Με άλλα λόγια, η νησιωτική γραμμή της Ελλάδας, η γραμμή των νησιών στο Αιγαίο πέλαγος είναι μια γραμμή αεράμυνας, η πρώτη γραμμή αεράμυνας.
Η δεύτερη γραμμή άμυνας ξεκινά από τις ακτές της ηπειρωτικής χώρας. Η τρίτη γραμμή άμυνας ξεκινά από εκεί που βρίσκονται τα αεροδρόμια πιο πίσω. Και (η Ελλάδα) εξοπλίζει αυτά τα μέρη».
«Τα τεθωρακισμένα οχήματα που έχει τοποθετήσει εκεί (η Ελλάδα), δεν έχουν μεγάλη σημασία. Η πολεμική αεροπορία, τα συστήματα αεράμυνας και τα ραντάρ είναι σημαντικά».
«Ο ήλιος ανατέλλει με διαφορά»
Ο ίδιος εξηγεί επίσης ότι για την περίπτωση πολεμικής εμπλοκής, συνυπολογίζεται και η ανατολή του ηλίου. «Υπάρχει μια διαφορά στο πότε ανατέλλει ο ήλιος μεταξύ των δύο χωρών. Μερικές φορές, χρησιμοποιούμε αυτή τη μέθοδο, δηλαδή όταν σκοτεινιάζει ή όταν καθαρίζει ο καιρός, τα αεροπλάνα πηγαίνουν στην άλλη πλευρά, δηλ. στην άλλη πλευρά ξημερώνει λίγο νωρίτερα από εμάς, από ό,τι ξημερώνει στην Τουρκία. Επομένως, γίνονται υπολογισμοί με βάση αυτό.
Μέχρι να κάνουν μια έξοδο τα αεροπλάνα μας, μέχρι να κάνουν 1 ή 2 εξόδους, (οι Έλληνες) έχουν τη δυνατότητα να κάνουν 3 εξόδους», λέει.
12.
Tarihin en büyük işçi kıyımı başladı: Ortodoks kararlar ellerinde patladı
Teknoloji endüstrisini sarsan işten çıkarmalara her gün bir yenisi daha ekleniyor. Açıklanan rakamlar son yılların büyük işçi kıyımının başladığını gözler önüne seriyor.
Koronavirüs salgını ve Rusya-Ukrayna savaşı ekonomileri küresel boyutta yüksek enflasyon sarmalına soktu. İlk dönemde otoriteler bu yüksek enflasyonun geçici olduğunu söyleyerek piyasaları rahatlatmaya çalışsa da durum öyle olmadı.
Beklendiği gibi Majör merkez bankaları yüksek enflasyona karşı ilk olarak faiz silahını çekerken, bunun çözüm olmayacağı yönünde yapılan açıklamalara ile kulak tıkamakla yetindi.
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde: Faiz artırmak ekonomiye zarar verir
Dünya Bankası Başkanı David Malpass ve Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva: “Faiz artışı durumu ağırlaştırıyor” Birleşmiş Milletler: “Faiz artışları ihtiyatsız bir kumar” |
YÜKSEK FAİZ RESESYONU GETİRDİ
Yüksek faizin bir sonucu olarak ise, ABD ve Avrupa başta olmak üzere agresif faiz artışlarının yaşandığı ekonomilerin durma noktasına gelmesi kaçınılmaz oldu.
30-40 yılın en yüksek enflasyonuyla mücadele eden bu büyük ekonomiler alınan agresif faiz kararların sonucu olarak yüksek enflasyon ve durgunluğu aynı anda yaşama riskiyle karşı karşıya kaldı. Öte yandan kasım ayında Bank of America’nın Wall Street’in fon yöneticileriyle yaptığı ankete göre, yöneticilerin yüzde 92’si ABD’nin stagflasyona girme riskinin yüksek olduğunu belirtmişti.
SON YILLARIN EN BÜYÜK İŞÇİ KIYIMI BAŞLADI
Yüksek faizle başlayan ve resesyon riskiyle devam eden bu sürecin üçüncü halkası ise işsizlik…
Yükselen enflasyon ve olası resesyon, teknoloji sektöründe endişeler yaratırken, özellikle ABD’de birçok teknoloji şirketi binlerce çalışanı işten çıkarma kararı almaya başladı. 2022’nin başından bu yana süren işten çıkarmaların toplamı ise 200 bine yaklaştı.
Dünyanın en büyük ve en köklü teknoloji şirketlerinin başında gelen Microsoft 10 bin çalışanını işten çıkaracağını duyurdu. Kararı çalışanlara bir yazı ile duyuran şirket CEO’su Satya Nadella, dünyanın pek çok bölgesinde ya resesyon olduğunu ya da resesyon beklendiğini, pek çok kişinin ise “ihtiyatlı davranmayı seçtiğini” söyledi.
Google’ın ana şirketi Alphabet de 12 bin kişiyi işten çıkaracağını açıklayan diğer bir teknoloji devi oldu.
Google ve Alphabet’in CEO’su Sundar Pichai, personele gönderdiği elektronik postada, 12 bin kişinin işten çıkarılmasında “tam sorumluluk” aldığını söyledi.
Dünyanın en büyük şirketlerinden biri olan Jeff Bezos’un sahibi olduğu Amazon ise 18 bin kişiyi işten çıkarma kararı alarak tarihindeki en büyük işçi kıyımını gerçekleştirecek.
Şirketin CEO’su Andy Jassy, şirketin blogunda yayınladığı bir notta, “Doğrudan etkilenen insanlarla konuşabilene kadar genellikle bu sonuçlar hakkında iletişim kurmak için bekleriz. Ancak, ekip arkadaşlarımızdan biri bu bilgiyi dışarıya sızdırdığı için, ayrıntıları doğrudan benden duyabilmeniz için bu haberi daha önce paylaşmanın daha iyi olacağına karar verdik” dedi.
ÇALIŞANLARIN YÜZDE 6’SINI İŞTEN ÇIKARIYOR
En popüler uygulamalardan biri olan Spotify’ın maliyetleri azaltmak için bu hafta, işten çıkarmalara başlayacağı duyuruldu. Spotify, çalışanlarının yüzde 6’sını işten çıkaracak.
Spotify’ın kurucu ortağı ve Üst Yöneticisi (CEO) Daniel Ek, “Bugün şirket genelinde çalışan sayımızı yaklaşık yüzde 6 oranında azaltıyoruz. Bizi bugün buraya getiren hamlelerin tüm sorumluluğunu üzerime alıyorum” ifadelerini kullandı.
GOLDMAN SACHS 3 BİNDEN FAZLA ÇALIŞANINI İŞTEN ÇIKARACAK
Goldman Sachs Group’un, bankanın kazancına baskı yapan 59 milyar dolarlık alternatif yatırımı önemli ölçüde azaltacağı belirtildi. Bu adım, bankanın 2008 mali krizinden bu yana yaptığı en büyük iş çıkarma olacak. Goldman’ın 3000’den fazla çalışanını işten çıkarması bekleniyor.
LİSTEYE FORD DA EKLENDİ
Merkezi ABD’de bulunan otomotiv üreticisi Ford’un elektrikli araçlar için artan batarya maliyetleri ve ABD ile Avrupa ekonomilerinde beklenen resesyonun etkisiyle Almanya’nın Köln şehrindeki fabrikasında 3 bin 200 çalışanını işten çıkaracağı açıklandı.

13.
Warning to Iran: Joint US-Israel military exercise ‘most significant to date’
Some 6,400 American personnel are practicing military scenarios with about 1,100 Israeli soldiers. Most of the Americans are at sea with the participating U.S. carrier strike group, which will go on joint maneuvers against simulated maritime threats with six Israeli missile ships and a submarine.
In the air, over 140 planes, including the most advanced F-35 Stealth jets, B-52 bombers, F-15, F-16 and F-18 fighters, unmanned aerial vehicles and refueling aircraft will fly “missions” together.
Electronic warfare exercises will test the joint abilities of the “armchair warriors” – one of the most important fronts in any future war.
The drills will end with an extensive live-fire exercise simulating the overpowering of enemy air defenses both on the ground and in the sky, as well as ground forces’ use of both U.S. HIMARs long-range rockets and Israeli missile systems, and American laser-guided bombs.
The IDF spokesman made a point of noting that during the exercise there will be a considerable amount of military traffic throughout the country, and echoes of explosions will be heard in the South.
U.S. and Israeli spokespersons have said the simulations are “relevant to a whole range” of scenarios or regional threats, although a senior U.S. defense official acknowledged that “Iran may draw certain inferences from that. It’s really meant mostly to kick the tires on our ability to do things at this scale with the Israelis against a whole range of different threats.
“But, you know, it would not surprise me if Iran sees the scale and the nature of these activities and understands what the two of us are capable of doing.”
The 23rd rendition of Juniper Oak is “the most significant exercise between the United States and Israel to date,” the official said.
There is a second American message behind the massive exercise, according to a statement the official made to NBC News – this one directed to other parts of the world.
“What we think this exercise demonstrates is we can walk and chew gum at the same time,” in being able to “flex to another high priority area of responsibility and conduct an exercise on this scale” in the Middle East while still being highly occupied with the Russian invasion of Ukraine and concerned over the growing threat perceived from China, the official said.
14.
Ambargo için geri sayım başladı! Türkiye daha yüksek fiyata Avrupa’ya satacak
AB’nin Rusya’dan ithal dizele uygulayacağı ambargoya sayılı günler kala küresel dizel rotalarında önemli değişikliklere neden olması bekleniyor. Bu alanda Türkiye’nin elindeki dizeli Avrupa’ya daha yüksek fiyata satabileceği belirtiliyor.
TÜRKİYE’NİN AB’YE DİZEL İHRACATI ARTABİLİR
Kamyon, otobüs, gemi ve trenlerde kullanılan, inşaat, imalat ve tarım makinelerinde de en önemli yakıt olan dizel küresel ekonomi için en önemli yakıtlardan biri. Doğalgaz fiyatlarında geçtiğimiz yıllara göre yaşanan artışlar bazı yerlerde elektrik üretiminde de dizel kullanılmasıyla sonuçlanıyor. Küresel enerji piyasalarındaki darboğazlar 2023 yılında da devam ederken, analistler Avrupa Birliği’nin Rusya’dan gelecek petrol ürünlerine ambargolara başlamasıyla birlikte ve diğer ülkelerde yeni bir dizel darboğazı yaşanabileceği görüşünde. Bu durum petrol piyasalarında ve pompa fiyatlarında yeni fiyat yükselişleri getirebilir ve küresel dizel piyasasında rotaları da yeniden çizebilir. Bazı analizlerde Türkiye’nin de AB’ye dizel ihracatını artırabileceği belirtiliyor.
AMBARGO ŞUBAT AYINDA BAŞLIYOR
Avrupa Birliği (AB) ülkeleri şubat ayından itibaren Rusya’nın sadece petrolüne değil rafine edilmiş dizel gibi yakıtlarına da ambargo uygulamaya hazırlanıyor.
DOĞALGAZDAN SONRA DİZEL DARBOĞAZI
Ekonomim.com’un haberine göre, uzmanlar bu ambargoların 2022 yılında doğalgaz darboğazı yaşayan birliğin 2023 yılında bir dizel darboğazı yaşamasına neden olabileceği görüşünde. Bernstein analistleri bir müşteri notunda AB’nin Rus petrol ürünlerine ambargosunun 5 Şubat’ta devreye girmesiyle “dizel pazarlarında durumun sıkılaşacağı” görüşünde. Flex LNG CEO’su Oeystein Kalleklev dün Twitter’dan yaptığı açıklamada “2022 Avrupa’da doğalgaz darboğazı yılıydı. 2023 de dizel darboğazı yılı mı olacak?” ifadeleriyle bu endişelere dikkat çekiyor.
AB, dizel konusunda dışa bağımlılığı dünya genelinde en yüksek olan ekonomik bölge. Her yıl yaklaşık 500 milyon varil dizel AB’ye gemilerle gidiyor ve Vortexa Ltd. verilerine göre normalde bu dizelin yarısı Rus limanlarından yükleniyor. AB 2022’de Rusya’dan 220 milyon varil dizel ürün ithal etti. Birlik Gulf News’de yer alan habere göre 600 bin varil/gün dizel ithalatını Rusya yerine başka kaynaklardan bulmak zorunda ve Rusya da dizeli için yeni alıcılar bulmak durumunda kalacak.
Yeni rotalar çizİlse de danışmanlık şirketi Energy Aspects Rusya’nın dizel ihracatının sadece üçte birine alıcı bulacağını, kalan hacmin ise küresel pazara ulaşamayacağı görüşünde.
RUSYA SAVAŞA RAĞMEN AB’NİN EN BÜYÜK DİZEL TEDARİKÇİSİ
Rusya’dan ithal edilecek dizel gibi rafine petrol ürünlerine de tavan fiyat uygulaması 5 Şubat itibariyle başlıyor. Markets.com’da yer alan verilere göre 2022 yılında Ukrayna Savaşı’na rağmen Rusya AB’nin ve İngiltere’nin en büyük dizel tedarikçisi olmaya devam etti. Suudi Arabistan, Hindistan, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri birliğin ve İngiltere’nin diğer en büyük dizel tedarikçileri.
ABD RAFİNERİLERİNDEKİ BAKIMLAR DA DİZEL PİYASASINI SIKILAŞTIRACAK
Küresel dizel piyasasında arz yanlı bir endişe de Avrupa’nın Rus petrolyum ürünlerine ambargolarına paralel ABD’de çok sayıda rafinerine mayıs ayı sonuna kadar devam edecek olan bakım planlamaları. Reuters ve rafine zekası şirketi IIR Energy verilerine göre en az 15 ABD rafinerisi mayıs ayı sonuna kadar iki ila 11 hafta boyunca bakım için üretime ara verecek. Şubat ortası itibariyle ABD rafinerilierinin toplam kapasitesi bakımlardan son beş yıl ortalamalarının iki katı düzeyde etkilenecek ve toplam üretim yaklaşık 1,4 milyon varil düşüş kaydedecek. Avrupa’da da bazı rafinerilerde bakım için üretimler aksayacak. Ayrıca daha önce Rus petrolünü boru hattı ile almakta olan Almanya’nın doğusundaki iki petrol rafinerisinin yakıt üretimi de azalacak. Fransa’da ise sezonluk bakım çalışmalarının yanı sıra rafineri işçilerinin yeniden bir greve gitmesi de kıtanın dizel arzına yönelik bir endişe olarak görülüyor.
TÜRKİYE ELİNDEKİ DİZELİ DAHA YÜKSEK FİYATA SATABİLİR
Bloomberg’de yer alan bir analize göre birlik lokasyon nedeniyle Ortadoğu’dan alımlarını yükseltmeye odaklanacak. Türkiye de analizde potansiyel aracı ülkelerden biri olarak görülüyor ve analizde “AB’nin bir parçası olmayan Türkiye Rusya’dan büyük hacimlerde dizel ithal edebilir – hali hazırda dizel ithalatı var – ve bunu yurtiçi pazarda kullanabilir. Kendi rafinerilerinde yaptığı dizel ise AB’ye muhtemelen daha da yüksek fiyatlardan satılabilir” değerlendirmesi yapılıyor. ABD’li enerji şirketi Exxon bu ay Teksas, Beaumont rafinerisinin 2 milyar dolar yatırımla genişletilmesi için çalışmalara başladı. Irak’ın Karbala petrol rafinerisi de mart ayında üretime başlıyor. Kuveyt’in az-Zour rafinerisinin de ikinci çeyrekte günde 615 bin varil işleme kapasitesiyle faaliyetlerine başlaması bekleniyor. Almanya kısa bir süre önce Birleşik Arap Emirlikleri’nin ulusal petrol şirketiyle bir tedarik anlaşması yaptı.
ÇİN’İN DİZEL İHRACATI HIZLA ARTIYOR, AÇIĞI KAPATABİLİR
Çin’in dizel ihracatının gelişmelere paralel son aylarda kayda değer oranlarda arttığı belirtiliyor. Wood Mackenzie Ltd. Araştırma Direktörü Mark Williams “Çin’in politikası kritik önemde ve rafineri kapasite fazlası var” diyor. Yakıt ihracat kotalarını da yükselten Çin Williams’a göre yılın ilk yarısında 400 bin ila 600 bin varil dizel tipi yakıt ihraç edebilir. Ancak Çin doğrudan AB’ye değil, Asya’daki diğer bölgelere tedarik sağlıyor. Fakat bu durum küresel dizel arzını rahatlatarak AB’ye gidecek dizeli artırabilir.
HİNDİSTAN, RUS PETROLÜNÜ RAFİNE EDİP AB’YE DİZEL OLARAK GÖNDERİYOR
Rus yakıtlarından bağımsızlaşmaya çalışan AB’nin Hindistan’dan dizel ithalatının artmakta olduğu belirtiliyor. Suudi Arabistan’dan dizel ithalatının da arttığı aktarılıyor. Gulf News’de yer alan habere göre Rusya’nın ham petrolüne uygulanan yaptırımlara katılmayan Hindistan, aldığı Rus petrolünü rafine ederek birliğe dizel gönderimlerini artırıyor. Danışmanlık şirketi Oilytics’in kurucusu Keshav Lohiya, Gulf News’e yaptığı açıklamada yaptırımların çok büyük bir lojistik zorluk yaratacağını, ancak piyasaların panik halinden ziyade rotaların yeniden oluşmasıyla nispeten dirençli olduğunu aktarıyor.

15.
Türkiye’nin ilk uçak gemisi havadan görüntülendi
Türkiye’nin ilk uçak gemisi olan TCG Anadolu isimli amfibik hücum gemisi görüntüsü ile dosta güven düşmana korku veriyor. Mavi Vatan’ı koruyacak gemi, dünyada ilk kez insansız hava araçlarına iniş kalkış yapabilme imkanı sağlıyor.

Türk Deniz Kuvvetleri’nin amiral gemisi olacak TCG Anadolu veya Anadolu L-400 isimli amfibik hücum gemisinin son durumu havadan görüntülendi. Büyük bir kısmı tamamlanan 232 metre genişliğindeki gemi tüm heybeti ile görenleri kendine hayran bırakıyor.

TCG Anadolu ana yapılandırması bakımından Türkiye’nin amfibi hücum gemisi (LHD) sınıfına giren ilk gemi olma özelliğini taşıyor. 2014 yılında yapımına başlanan geminin çalışmalarında sona gelindi. TCG Anadolu tam donanımlı 8 helikopter bulundurabilecek. Geminin bir tabur tam teşekküllü askerin istenilen bölgeye sevkini sağlayabilme özelliği bulunuyor.

Kıtalararası görevlere çıkabilecek elverişliliğe sahip olan geminin aktif olarak Mavi Vatan’ı koruması bekleniyor. 12 derecelik eğimi ile üzerinden savaş uçaklarının kalkışını kolaylaştıracak ve bu sayede helikopterler dışında uçakların kullanımında kolaylık sağlayacak rampa da eklenmiş.

Gemide görev alması için ilerleyen zamanlarda kısa kalkış, dikey iniş yapabilen Lockheed Martin F-35B modeli veya farklı uçakların kullanılması planlanıyor. Toplam bin 400 kişiyi taşıyabilecek kapasitedeki gemi 700 kişilik amfibi gücü 8 deniz çıkarma aracını taşıyabiliyor.

Gemi, içinde ameliyathane, diş tedavi üniteleri ve yoğun bakım ile enfeksiyon odalarının da bulunduğu en az 30 yatak kapasiteli askeri hastaneye de sahip olacak. BAYKAR Teknoloji Genel Müdürü Haluk Bayraktar, TCG Anadolu için dikey iniş kalkış ve konvansiyonel iniş kalkış yapabilen SİHA geliştirdiklerini ve bir yıl içerisinde hazır olacağını duyurmuştu.

110 BAYRAKTAR TB3 İNSANSIZ HAVA ARACI TAŞIYABİLECEK
50 ila 110 adet Bayraktar TB3 insansız hava aracı veya Bayraktar Kızılelma 8 adet As532 veya CH-47F helikopter, 4 adet T-129 ATAK helikopteri 2 adet S70-B SEAHAWK genel maksat helikopteri, 6 adet F358 bulundurabiliyor. 232 metre genişliği, 58 metre yüksekliği bulunan TCG Anadolu’nun bin 410 metrekare tank, konteyner gibi ağır araçlar için ağır yük garajı bulunuyor.

Gemide ayrıca bin 165 metrekare gemi havuzu, bin 880 metrekare hafif yük garajı, 6 iniş alanı ile bir uçuş rampasına sahip 5 bin 440 metrekare uçuş güvertesi, 900 metrekare hangar yer alıyor.

“DOSTA GÜVEN, DÜŞMANA KORKU SALABİLECEK BİR GEMİ”
Kriz, gerginlik ve çatışma durumlarında dosta güven, düşmana korku salabilecek bir gemi olduğunu ifade eden Mavi Vatan kavramının mimarı Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, “Üzerindeki kuvvetler ile her yere aktarım yapabilme kabiliyetine sahiptir. Türkiye Cumhuriyeti’nin gücünü göstermesi açısından oldukça önemli bir gemidir. Bölgenin ve dünyanın istikrarıyla barışına katkı sağlayacak bir unsurdur. İnsani yardım ve tahliye harekatlarında çok önemli görevler icra edebilir.

TCG Anadolu gemisi üzerinde hava araçlarını taşıyabilen çok maksatlı bir amfibi hücum gemisidir. Bu geminin üzerinde orijinalinden farklı olarak bir uçuş rampası yaptırıldı. Yani dikey iniş ve kalkış yapabilecek uçaklar için düzenleme yaptırıldı. Dolayısı ile uçak gemisine çevrilmiş bir durumdadır” dedi.

“GÜNEY KORE BİZDEN GÖRDÜ, RAMPA EKLETMEYE BAŞLATTI”
Gemi bir amfibik taburu taşıyabileceğini ifade eden Yaycı, “50 ila 110 adet arasında TB3 Bayraktar, İHA’lar, SİHA’lar, Kızıl Elma’yı, atak helikopterleri, genel maksat helikopterlerini üzerinde bulundurabilecek çok önemli bir güç çarpanıdır. 1 gemi birkaç kat gücünüzü artırır.

Bu özelliğini kuvvet güçlerinizi aktarım özelliğini taşıdığı için alıyor. Bu gemi ile bir amfibik gücü deniz aşırı bir yere götürüp harekat icra edebiliyoruz.

Dünyada örnek olarak bu gemi için özel olarak SİHA’lar ve İHA’lar modifikasyon ediliyor. Bu gemilerden İspanya’da mevcut bu gemilerden. Güney Kore bizden gördü kendi amfibi hücum gemilerine rampa ekletmeye başlattı. Bu rampa sayesinde uçak konuşlandıracak seviyeye geliyorlar” diye konuştu.

“ÜZERİNDE 12 ADETE KADAR UÇAK KONUŞLANDIRABİLECEKTİR”
Amfibik hücum gemilerinin normalinde uçak rampası olmadığını ifade eden Yaycı, “ Türk Deniz Kuvvetleri geleceği görerek bu gemiye bir rampa eklettirdi. İnşallah uçaklarımızda bu gemide olur, milli muharip uçağımız, dikey iniş kalkış yapabilen uçaklarımız olur. O zaman bu gemiye küçük bir uçak filosu eklenmiş olur.

O zaman tam anlamıyla güç aktarım kabiliyetine sahip oluruz. Öncelikle söyleyelim bu bir uçak gemisi değildir. İnşallah devlet büyüklerimizin sözlerinden bunu anlıyoruz büyük bir uçak gemisine de sahip oluruz. Bu gemi üzerindeki amfibik tabur araç ve gereçleri ile alacaktır.

Yani tankları ve zırhlı personel taşıyıcılar gibi bunların hepsini birlikte alabilecektir. Üzerinde 12 adete kadar uçak konuşlandırabilecektir. Türk Deniz Kuvvetleri bunun gibi 5 adet daha gemiyi koruyabilecek güce sahiptir” dedi.

16. WE LOVE YOU!..
Pompeo’nun kitabındaki Türkiye detayları: Kalın ve Fidan rest çekip toplantıyı terk etti
Eski ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun çıkan kitabında, Türkiye’yle alakalı bölümler 4 başlıkta toplandı.

BİRİNCİ KISIM: TÜRKİYE DEAŞ’I YENECEK GÜÇTE DEĞİLDİ
Middle East Eye’da yer alan habere göre Pompeo, Türkiye ile ilgili ilk meselenin 2017’de Rakka’nın alınması için yapılan müzakereler olduğunu söylüyor. Pompeo, ellerinde iki seçenek olduğunu; birincisinin Kürtlerle yani YPG/SDG ile çalışmak olduğunu, ikincisinin ise Türkiye ile çalışmak olduğunu belirtiyor:
- “Mattis ve Dunford’un farklı bir endişesi vardı: Türkiye’nin ordusu IŞİD’i yenme kapasitesine sahip değildi.
- Dunford, Türkiye içinde eğitim gören “Türk işgal gücünü” görmeye gitti. Türkler bu ziyareti defalarca erteledikten sonra, nihayet birlikleri gözden geçirmesine izin verildi. Gördükleri onu, Türklerin yoğun ABD desteği olmadan IŞİD’i yenme şansının sıfır olduğuna ikna etti.
- Başkan’a SDG ile çalışması gerektiğini açıkladık ve o da kabul etti. Bu durumda Türklere kötü haberi vermek bendeniz ve Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster’a düştü. Görüşme kötü geçti.
TÜRKİYE BÖYLE REST ÇEKMİŞ
- Beyaz Saray’daki toplantıda, IŞİD’i yenmek için Suriyeli Kürtlerle birlikte çalışacağımızı söyledik. Bir odada hiç bu kadar çabuk patlayan bir öfke görmemiştim. Kalın ve Fidan bağırdı çağırdı ve ardından hızla odadan ayrıldı.”
NOT: Mattis dönemin ABD Savunma Bakanı, Dunford ise ABD Genelkurmay Başkanı. Pompeo da 2017’de CIA Direktörü’ydü.
İKİNCİ KISIM: 2019’DA BEŞTEPE’DEKİ YAPILAN GÖRÜŞME
Pompeo’nun anlatımına göre; Ekim 2019’da zamanın ABD Başkan Yardımcısı Pence ile Türkiye’ye yaptığı ziyaret olaylı geçiyor. Pompe’ya göre; Trump’ın Erdoğan’a “olur” vermesinden sonra, Türkiye Suriye’ye giriyor. Ortalık karışınca da ikili (Pence ve Pompeo) bir ateşkes için Ankara’nın yolu tutuyor:
- “Erdoğan’ın sarayına vardığımızda, Başkan Yardımcısı Pence ile birkaç dakika baş başa görüşmek istedi. Yaklaşık yarım saat sonra ev sahiplerimize başkan yardımcısını görmem gerektiğini söyledim. Nafile.
- Yirmi dakika daha geçti ve artık kararlıydım. İzinsiz koridorda yürüdüm ve Erdoğan ile Pence’in buluştuğu odanın kapısını iterek açmaya çalıştım. Kilitliydi.
DARBE GİRİŞİMİ VİDEOSU ZORUNA GİTMİŞ
- Daha sonra muhatabıma kapıyı kıracağımızı söyledim. Pence’in, 2017’de Türkiye’ye CIA Başkanı iken yaptığım ilk ziyaretimde izlemek zorunda kaldığım ve 2016 darbesini anlatan aynı üç saatlik videoya maruz kalmasından endişelendim. 2016 darbe videosu o kadar uzun ve o kadar iğrençti ki bunun bir akıl sağlığı sorunu olduğunu düşündüm!
- Ayrıca gerçek zamanlı olarak ortaya çıkan hassas konuları da tartışmamız gerekiyordu. O yüzden içeriye girmeliydim.
- Kapıyı kırmak için gösterdiğim gerçek çaba, ekibimin Türk korumaların agresif bir tepki vermesinden endişelenmelerine yol açtı. Ama Türk korumalar hemen bana izin verdi ve sonunda müzakere etmek için hep birlikte odada oturduk.
- Müzakerelerde bir noktada haritaları masaya yaydık ve ABD’lilerin bulunduğu yerleri işaret ettik. Erdoğan bize, pozisyonumuzdan emin olup olmadığımızı sordu. Onayladığımızda, ‘Bana yalan söylediniz’ tarzı bir bakışla ekibine dik dik baktı. Ekibi kısa bir mola istedi.”
ÜÇÜNCÜ KISIM: TÜRKİYE’YE KARŞI YUNANİSTAN’I AÇIK DESTEKLEME
Pompeo kitabında Yunanistan’la ilişkileri nasıl derinleştirdiğini gurur duyarak şu sözlerle anlatıyor:
- “1970’lerde, kudurmuş bir şekilde ABD karşıtı olan ancak şimdi bizi ortak gören bir ülke olan Yunanistan ile bağlarımızı nasıl güçlendirdiğimizden özellikle gurur duyuyorum.
- Miçotakis’le odak noktamın çoğu, Türkiye’nin Akdeniz’de yasadışı enerji aramasıyla ilgiliydi. Tarihte ilk kez, 2019’da bir ABD Dışişleri Bakanı bölgede enerji arama çalışmalarını görüşmek üzere İsrail-Yunanistan-Kıbrıs üçlü toplantısına katıldı.
- Kasım 2020’de daha önce yapılmayan bir şey de yaptım. Yunan Dışişleri Bakanı’na Yunanistan’ı bölgede bir “istikrar direği” olarak öven bir mektup yazdım. Türkiye’yi “hesaplı provokasyonlarına son vermeye ve Yunanistan ile derhal istikşafi müzakerelere başlamaya” çağırdım.
- Bir ABD Dışişleri Bakanı en son, 1970’lerde yani Henry Kissinger zamanında ABD’nin Yunanistan’a verdiği desteği böylesine açık bir şekilde açıklamıştı. Yunanlılar sözlerimden çok etkilenmişlerdi. Yunanistan’a yaptığım iki gezi de bu ilişkinin ABD için önemini pekiştirdi.”
DÖRDÜNCÜ KISIM: TÜRKİYE’YE GELİP ANKARA’YA GİTMEYİ REDDETME
Pompeo, kitapta Kasım 2020’de İstanbul’a yaptığı ve kriz yaratan ziyaretten de bahsediyor. Bu ziyaret sırasında Türk yetkililerin kendisiyle İstanbul’da görüşmesini istemiş ancak Türk yetkililer Ankara’ya gelmesini söylemişti:
- “Kasım 2020’de, Ortodoks kilisesinin başı Bartholomeos’u ziyaret ettim. Bu kiliseye dünya çapında 300 milyon kişi bağlı. Türk hükümeti kiliseyi tehdit ediyor; bu yüzden İstanbul gezimde hiçbir Türk hükümet yetkilisiyle görüşmemeye özen gösterdim. Bu basit bir mesajdı: Bu kilise bağımsız, devletten ayrı ve özgür kalmalıdır.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu mutlu olmadılar ama Ortodoks dünyası, Amerika’nın Tanrı’nın verdiği inançlarını koruma haklarını desteklediğini anladı.”
“HİNDİSTAN VE PAKİSTAN, NÜKLEER SAVAŞIN EŞİĞİNDEN DÖNDÜ”
Pompeo’nun kitabında en dikkati çeken bölümlerden biri de “dünyanın Hindistan-Pakistan rekabetinde Şubat 2019’da bir nükleer savaşa ne kadar yaklaşıldığını bilmediğini düşündüğü” kısmı.
Pompeo, “Gerçek şu ki tam olarak ben de yanıtını bilmiyorum, sadece çok yakın olduğunu biliyorum” dedi.
Mike Pompeo, “Hanoi’deki zirvede Kuzey Korelilerle nükleer silah müzakereleri yaparken, Hindistan ve Pakistan’ın Keşmir’de on yıllardır devam eden sorun yüzünden birbirlerini tehdit etmeye başladıkları geceyi asla unutmayacağım” diyor.
40’tan fazla Hint askerinin ölümüyle sonuçlanan saldırıdan sonra Hindistan’ın Pakistan topraklarına hava saldırılarıyla yanıt verdiğini anlatan Pompeo, “Daha sonraki it dalaşında Pakistanlılar bir uçak düşürdü ve Hint pilotu rehin aldılar” diyor.
Pompeo daha sonra Hintli mevkidaşıyla görüştüğünü anlatıyor ve “Pakistanlıların saldırı için nükleer silahlarını hazırladığına inanıyor ve onların da kendi hazırlıklarını yaptıklarını söylüyordu. Ona bir şey yapmamasını ve işleri düzeltmek için bana bir dakika vermesini söyledim” ifadelerini kullanıyor.
Eski ABD’li Bakan, daha sonra Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ile birlikte çalışmaya başladıklarını, dönemin Pakistan Genelkurmay Başkanı General Qamar Javed Bajwa’ya ulaşıp Hint tarafının söylediklerini aktardıklarını belirtiyor.
Pompeo şöyle devam ediyor:
“Bunun doğru olmadığını söyledi. Beklendiği gibi o da Hindistan’ın nükleer silahlarını hazırladığını söyledi. İki tarafı da, diğerinin bir nükleer çatışmaya hazırlanmadığına ikna etmek birkaç saat sürdü ve Yeni Delhi ile İslamabad’daki ekiplerimiz sıkı çalıştı. Başka hiçbir ülke bu dehşeti önlemek için bizim yaptıklarımızı yapamazdı.”

17.
Ege’de SİHA hareketliliği!
Türkiye’nin bugün Ege kıyılarında peş peşe 4 SİHA uçurduğu görüldü. Dikkat çeken bu SİHA hareketliliğini Savunma Politikası Analisti Turan Oğuz Haber7’ye değerlendirdi.

Haber7-Özel
Flightradar24.com‘dan alınan radar görüntülerine göre Türkiye bugün SİHA’larla ilgili yoğun günlerinden birini yaşadı. Anlık radar görüntülerinin alındığı sitede, Türk SİHA’larıyla peş peşe uçuş gerçekleştirdiği görüldü.
Bugün gün içinde alınan radar görüntülerinde Türk SİHA‘larının Ege ve Suriye sınırında yoğun olarak uçtuğu görüldü. Görüntülerde Ege Denizi ve Doğu Akdeniz bölgesinde 4 SİHA’nın yoğun olarak uçuş gerçekleştirdiği tespit edildi. Öte yandan SİHA’lar bir diğer yoğun uçuşu da Suriye’de gerçekleştirdi. İdlip, Halep, Lazkiye bölgesinde aynı anda birbirine yakın 3-4 SİHA‘nın görev yaptığı görüldü. Yunanistan’la gerilim yaşandığı bir dönemde ve Yunan Sahil Güvenliğinin göçmenlere davranışlarının çok konuşulduğu dönemde yaşanan bu SİHA hareketliliği dikkat çekti.
“YUNANİSTAN’A MESAJ VERMEK İÇİN OLABİLİR”
Radar görüntülerini Haber7‘ye değerlendiren Savunma Politikasi Analisti Turan Oğuz, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Oğuz, Türkiye’nin 300’e yakın İHA/SİHA filosunun olduğunu ifade ederek normal zamanlarda da her gün ortalama 15-20 İHA/SİHA’nın aynı anda havada bulunduğunu fakat bugün bir farklılık olduğunu söyledi. Oğuz, bu SİHA’ların genelde modüllerini kapattıkları için radarda görünmediğini ancak bugün bilinçli olarak görülmek istenilmiş olabileceğini belirtti. Oğuz, “Genelde Suriye tarafından vurulmasın diye açılıyor modüller ama Yunanistan tarafında kapalı tutuluyordu. Belki bugün bir mesaj vermek için açmış olabilirler hepsini aynı anda. Yunanistan’dan görülsün istemişlerdir.” dedi.
Türkiye’nin Suriye tarafında İdlip’te sürekli SİHA görevlendirdiğini ifade eden Oğuz, “Irak’ta da görevlendiriyor ama oradakiler mesela kapalı. Pençe Kilit operasyonlarında sürekli görüyoruz vurduğu yerleri ama radarda görünmüyor bu SİHA’lar. Türkiye o bölgede görünmemesini tercih ediyor.” dedi.
18.
Alman Stern dergisinden tepki çekecek “Kundakçı Erdoğan” kapağı
The Economist’in ardından Alman Stern dergisi de Türkiye’de gerçekleşecek seçimle ilgili hazırladığı analizde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alarak “Kundakçı Erdoğan (Erdogan Brandstifter)” manşetini attı.
Alman dergisi, Türkiye’de gerçekleşecek seçimle ilgili hazırladığı analizde çirkin ifadeler kullandı.
“Kundakçı Erdoğan (Erdogan Brandstifter)” kapağı ile okurlarının karşısına çıkan Stern, “Erdoğan iktidarda kalabilmek için vicdansızca çatışmalar çıkarıyor: Kendi ülkesinde, Suriye’de ve ayrıca Almanya’da” başlıklı bir yazı yayımladı.
Söz konusu yazıda, “Putin ve Batı ile müzakere ediyor; NATO’yu küçümsüyor ve Suriye’de savaş başlatıyor” deniliyor.
Erdoğan’ın uluslararası sahnede boy gösterdiğini belirten Stern dergisi, “…ama evinde güç için amansızca savaşması gerekiyor” yorumunda bulunuyor.
“Erdoğan, Ukrayna’dan Suriye’ye birçok ipi elinde tutuyor ve gücünü kullanıyor” diyen Alman dergisi yazıda şu ifadelere yer veriyor:
“Erdoğan bir seçim yenilgisini kabul eder mi? Partisi ortağı MHP askeriye ve emniyet güçlerine öylesine yerleşmiş durumda ki kimi uzmanlar onun halkın aksi yöndeki tercihine rağmen iktidarda kalabileceğine dair spekülasyonlar yapıyor.”
“TÜRKİYE DİKTATÖRLÜĞÜN EŞİĞİNDE”
İngiltere merkezli medya kuruluşu The Economist, geçen hafta yayınladığı kapağında, “Türkiye diktatörlüğün eşiğinde” manşetini atmış, Ay’ın içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın silüetini yerleştirmişti.

19.
Δολοφονία Καμπανού: «Ήταν ψυχροί, ήρθαν για να σκοτώσουν», κατέθεσε φίλος του Άλκη
«Ήρθαν 12 και σκότωσαν τον κολλητό μου», είπε στη δίκη ο 22χρονος στενός φίλος του Άλκη – «Εκλιπαρούσε αιμόφυρτος για βοήθεια»!..

Ένας από τους πιο βασικούς και σημαντικούς μάρτυρες στην υπόθεση δολοφονίας του Άλκη Καμπανού από τους 12 «χούλιγκανς», κατέθεσε σήμερα στο Μικτό Ορκωτό Δικαστήριο Θεσσαλονίκης.
Ο 22χρονος στενός φίλος του Άλκη και θύμα της επίθεσης, περιέγραψε καρέ-καρέ όσα έγιναν τα ξημερώματα της 1ης Φεβρουαρίου του 2020, στην οδό Θ. Γαζή στην περιοχή της Χαριλάου στη Θεσσαλονίκη, όταν δέχθηκαν τη δολοφονική και απρόκλητη επίθεση από τα οπλισμένα άτομα, τονίζοντας ότι ήταν οργανωμένο χτύπημα και ότι οι κατηγορούμενοι ήθελαν να σκοτώσουν και δε σταμάτησαν ούτε τη στιγμή που ο 19χρονος εκλιπαρούσε αιμόφυρτος για βοήθεια.
«Ο Άλκης ήταν καθισμένος στα σκαλιά. Στην αρχή είδα από αριστερά 4 άτομα, να μας ρωτάνε τι ομάδα είμαστε. Αυτός που μας ρώτησε τι ομάδα είμαστε, ήταν ψηλός, αυτόν κατάλαβα μόνο. Είχαν καλυμμένα τα πρόσωπα τους με fullface και κουκούλες. Φαίνονταν μόνο τα μάτια και τίποτα άλλο. Ο μόνος που δε φορούσε κάτι ήταν ο ξανθός που είχε διαφορετικό σωματοτυπο, ήταν ψηλός και πιο γεροδεμένος, φορούσε full face αλλά κάλυπτε μέχρι τη μύτη. Ήταν όλοι μαυροφορεμένοι για να μη τους βλέπουν στο σκοτάδι, το έκαναν επίτηδες και ήταν σίγουρα οργανωμένο», είπε, ξεκινώντας να περιγράφει όσα έγιναν το μοιραίο βράδυ.
Σύμφωνα με τον μάρτυρα, ο ένας από τα τέσσερα άτομα που αρχικά πήγαν προς το μέρος τους κρατούσε ένα ξύλινο κοντάρι και οι υπόλοιποι έφεραν κάτι στα χέρια τους που δε μπόρεσε να αντιληφθεί τι ακριβώς ήταν.
Είδα το δρεπάνι και κοκάλωσα
«Είπα ότι είμαστε Άρης. Δε κατάλαβα τι έγινε εκείνη τη στιγμή. Περπατούσαν, δεν ήρθαν γρήγορα. Ήταν ήρεμοι και ψυχροί, δεν κατάλαβα για ποιο λόγο ήρθαν. Απάντησα εγώ και ο Κ. Μετά αντιλήφθηκα από τη δεξιά μεριά περισσότερα άτομα να έρχονται, περίπου 5-6. Εκείνη τη στιγμή το μόνο πράγμα που είδα ήταν το δρεπάνι και κοκάλωσα. Το κρατούσε στα χέρια. Το πρώτο πράγμα που σκέφτηκα ήταν να αμυνθώ, οπότε σήκωσα το κράνος μου. Ανέβηκαν στα σκαλιά όλα τα άτομα και μας επιτέθηκαν. Σήκωσα το κράνος για αυτοάμυνα, το είχα μαζί μου λόγω της μηχανής. Χτύπησα έναν στο κεφάλι, αυτός τότε έκανε δύο – τρία βήματα πίσω και ήρθε και με κάρφωσε με ένα μαχαίρι αριστερά στο πόδι και στη δεξιά μεριά», κατέθεσε.
Όπως είπε στη συνέχεια, επάνω του «έπεσαν» πάνω από τέσσερα άτομα, κάποιοι τον κρατούσαν και άλλοι τον χτυπούσαν και τον καρφωναν με μαχαίρια. «Με σταθεροποιούσαν για να με χτυπήσουν. Είχα αρκετές μαχαιριές. Όλο έγινε σε δευτερόλεπτα. Με χτύπησαν με ξύλο στο κεφάλι και με το δρεπάνι», είπε.
«Με κρατούσαν από πίσω, άκουσα τον Άλκη να φωνάζει “βοήθεια”. Ήταν πεσμένος αριστερά στα σκαλοπάτια. Εγώ ήμουν όρθιος στα σκαλιά, με είχαν κολλήσει στον τοίχο και με χτυπούσαν. Κάποια στιγμή τους έσπρωξα, έφυγα από αυτούς και πήγα να δω τον Άλκη. Τον είδα κάτω και από πάνω του πάρα πολλά άτομα να τον χτυπάνε. Φώναζε για βοήθεια. Ήταν σίγουρα πάνω από δέκα εκείνη τη στιγμή επάνω του. Τον χτυπούσαν με ξύλα, δε μπόρεσα να δω κάτι παραπάνω, προσπαθούσα να καλυφθώ. Πήγα να πέσω επάνω του μπας και προλάβω να σώσω κάτι, αλλά με κράτησαν στη γωνία, πάτησα στη χελώνα της ΔΕΗ, με σταθεροποιήσαν και με χτυπούσαν εκεί πάνω. Δεν κατάφερα να πέσω κάτω. Στη συνέχεια, ένας από αυτούς που χτυπούσε τον Άλκη, γύρισε και με χτύπησε με το ξύλο στο κεφάλι. Προσπάθησα να μη λιποθυμήσω, ήξερα ότι αν πέσω κάτω θα με σκοτώσουν. Κατάφερα να μείνω ξύπνιος και να μη πέσω. Μετά από λίγα δευτερόλεπτα φεύγουν. Το τελευταίο πράγμα που θυμάμαι είναι να με χτυπούν στο κεφάλι και μετά να φεύγουν. Σήκωσα ένα δευτερόλεπτο το βλέμμα και είδα να φεύγουν κάποιοι τρέχοντας. Είδα τους περισσότερους να φεύγουν από την Πλαστήρα», είπε.
Ο μάρτυρας ανέφερε ξανά ότι ο Άλκης ούρλιαζε για βοήθεια και έλεγε «δε μπορώ, σταματήστε, πονάω», ωστόσο εκείνοι συνέχισαν χωρίς να δείχνουν κανένα έλεος.
Μόλις τα άτομα ολοκλήρωσαν την οργανωμένη επίθεση και αποχώρησαν, εκείνος, αν και είχε δεχθεί πολλές μαχαιριές και χτυπήματα, έτρεξε αμέσως στον Άλκη.
«Κατέβηκα τα σκαλάκια και σήκωσα τον Άλκη. Είχαμε μείνει οι δύο μας, οι υπόλοιποι πρόλαβαν να φύγουν. Τον σήκωσα, έκανε δύο – τρία βήματα και κάτσαμε στο παρτέρι. Προσπαθούσα να του δώσω βοήθεια, όσο μπορούσα, αλλά άδικα. Πήρα τηλέφωνο τον πατέρα μου να του πω τι έγινε, μετά από λίγα λεπτά ήρθε και η αστυνομία, δεν πρόλαβα να τους καλέσω εγώ», κατέθεσε.
«Ηταν σε πολύ άσχημη κατάσταση, έτρεχε πολύ αίμα, δε μπορούσε να περπατήσει και σε δύο δευτερόλεπτα κατέρρευσε. Έτρεχε πάρα πολύ αίμα παντού, όταν σηκώθηκε υπήρχε κάτω πάρα πολύ αίμα. Πήγαν για να σκοτώσουν», σημείωσε σε άλλο σημείο.
Ηταν ψυχροί, ήρθαν οργανωμένα για να σκοτώσουν
Απατώντας σε ερωτήσεις της εισαγγελέως, ο μάρτυρας κατέθεσε πως όση ώρα κράτησε η επίθεση, «Δεν βγήκε λέξη από κανέναν. Ήταν όλοι ψυχροί σαν δολοφόνοι, ήρθαν να σκοτώσουν και κανένας δεν έβγαζε λέξεις. Ήρθαν να κάνουν αυτό που έκαναν αθόρυβα και να φύγουν. Ήρθαν με δρεπάνια, ξύλα και μαχαίρια, πήγαν για να σκοτώσουν. Δεν υπήρξε κανένας καβγάς».
«Θυμάμαι τον Άλκη να φωνάζει βοήθεια και προσπάθησα να τρέξω δίπλα του. Θυμάμαι τον Άλκη στα σκαλιά και μετά ξαπλωμένο κάτω από τα σκαλιά. Το μόνο που θυμάμαι είναι να προσπαθώ να πάω δίπλα στον Άλκη», ανέφερε σε άλλο σημείο της κατάθεσής του.
«Το χτύπημα που δέχθηκα ήταν πάρα πολύ ισχυρό. Οι μαχαιριές δε με λύγισαν, το χτύπημα στο κεφάλι όμως με λύγισε. Εκείνη τη στιγμή δεν είχα καταλάβει ότι έχω δεκαπέντε τραύματα από μαχαίρι, νόμιζα πως είναι τέσσερα. Δεν έχω βρεθεί ξανά σε καβγά. Με σόκαραν όλα. Έγιναν σε δευτερόλεπτα. Αυτό που με σόκαρε πιο πολύ είναι όταν είδα το δρεπάνι. Δεν είχα ξανά μπλεχτεί σε κάτι τέτοιο, μου φαινόταν άγνωστο και ακραίο αυτό που θα ζούσαμε, είχαμε βγει απλά για έναν καφέ. Ούτε εγώ, ούτε ο Άλκης είχαμε συμμετάσχει ποτέ σε επεισόδια», τόνισε.
Ο μάρτυρας κατέθεσε, επίσης, πως είναι σίγουρος ότι στην επίθεση συμμετείχαν περισσότερα από 12 άτομα που κάθονται στο εδώλιο, εξηγώντας ότι είναι βέβαιος πως κάποιος ενημέρωσε τους συγκεκριμένους χούλιγκανς ότι η παρέα του βρίσκονταν εκεί, σε ένα σκοτεινό σημείο που μπορούσαν να χτυπήσουν και να διαφύγουν.
Η δική συνεχίζεται.
20.
İşte ABD’li Pompeo’nun sildiği ’15 Temmuz’ tweeti
Kaleme aldığı kitabında, 15 Temmuz darbesiyle ilgili kendisine izletilen videoyu “iğrenç ve akıl sağlığı sorunu” olarak yorumlayan eski CIA Direktörü Mike Pompeo’nun 15 Temmuz gecesi yaptığı rezil paylaşım tekrar gündeme geldi.

Pompeo, kitabında, “2017’de Türkiye’ye CIA Başkanı iken yaptığım ilk ziyaretimde izlemek zorunda kaldığım ve 2016 darbesini anlatan aynı üç saatlik videoya maruz kalmasından endişelendim. 2016 darbe videosu o kadar uzun ve o kadar iğrençti ki bunun bir akıl sağlığı sorunu olduğunu düşündüm!” ifadelerini kullandı.
ÇAVUŞOĞLU 15 TEMMUZ’U HATIRLATTI
Pompeo’ya karşılık Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’ndan geldi. Bakan Çavuşoğlu, 15 Temmuz gecesi Pompeo’nun yaptığı ve ardından sildiği paylaşımı hatırlatttı. Çavuşoğlu, “(Pompeo’nun) O gece (15 Temmuzla ilgili) sildiği bir tweet var. Anlıyoruz ki darbe girişimini desteklemişti. Videodan rahatsız olmasının sebebi budur” dedi.
Bakan Çavuşoğlu’nun gündeme taşıdığı Pompeo’nun 15 Temmuz paylaşımı yeniden gündeme geldi.
HAİNLER DARBEYE KALKIŞTI, O ERDOĞAN’I HEDEF ALDI
Eski CIA Direktörü Pompeo, 15 Temmuz darbe gecesi resmi hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “İran da Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hükümeti kadar demokratik… Her ikisi de İslamcı totaliter bir diktatörlük.” sözlerini sarf etmişti.
Mike Pompeo, küstah paylaşımını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı etiketleyerek yapmıştı. Pompeo, dönemin İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif‘in paylaşımı üzerine yaptığı yorumu daha sonra silmek zorunda kalmıştı.

21.
Forbes: Αυτές είναι οι 25 πιο πολύτιμες αθλητικές αυτοκρατορίες παγκοσμίως
Στα 173 δισ. δολάρια η αθροιστική τους αξία
Σε 173 δισεκατομμύρια δολάρια ανέρχεται αθροιστικά η αξία των 25 ισχυρότερων αθλητικών αυτοκρατοριών παγκοσμίως, σύμφωνα με το Forbes, παρουσιάζοντας αύξηση 23% σε σχέση με πέρσι.
Όπως σημειώνει το αμερικανικό περιοδικό, οι ιδιοκτήτες αθλητικών ομάδων – νομικά και φυσικά πρόσωπα -μοιάζουν να έχουν «πιάσει το τζακ ποτ» καθώς καταφέρνουν να αυξάνουν διαρκώς τα έσοδά τους. Κάτι που κάνουν με πολλούς τρόπους, όπως αγοράζοντας περισσότερες ομάδες, διεκδικώντας υψηλότερες τιμές για τα δικαιώματα των ΜΜΕ, επεκτείνοντας τη διανομή περιεχομένου με streaming, αυξάνοντας τις χορηγίες μέσω διαφόρων αθλητικών περιουσιακών στοιχείων, αναπτύσσοντας ακίνητα μικτής χρήσης και επενδύοντας σε τεχνολογία που σχετίζεται με τον αθλητισμό, αλλά και αξιοποιώντας το αθλητικό στοίχημα.
Forbes προς Αμερικανούς: Στην Ελλάδα μπορείτε να ζήσετε χωρίς να δουλεύετε
Το Forbes κατέγραψε τις 25 ισχυρότερες αθλητικές αυτοκρατορίες στον πλανήτη, τονίζοντας ότι συμπεριέλαβε πρόσωπα ή εταιρείες που κατέχουν πλειοψηφικό μερίδιο σε τουλάχιστον μία αθλητική ομάδα ενώ το σύνολο των επενδύσεών τους στον τομέα του αθλητισμού ανέρχεται σε τουλάχιστον 100 εκατομμύρια δολάρια.
Η λίστα του Forbes με τις 25 αθλητικές αυτοκρατορίες
(το σύμβολο «*» σημαίνει συνιδιοκτησία)
1. Liberty Media
Αξία: 20,8 δισεκατομμύρια δολάρια
Ιδιοκτησίες: Atlanta Braves, Formula 1, Drone Racing League*, Kroenke Arena Co.*, Meyer Shank Racing*, Overtime Sports*
Σημαντικά πρόσωπα: Gregory Maffei (πρόεδρος και διευθύνων σύμβουλος), Albert Rosenthaler (CCDO)
2. Kroenke Sports & Entertainment
Αξία: 12,75 δισεκατομμύρια δολάρια
Ιδιοκτησίες: Los Angeles Rams, Colorado Avalanche, Denver Nuggets, Arsenal FC, The Guard, Colorado Rapids, Colorado Mammoth, Altitude Sports and Entertainment
Πρόσωπο-κλειδί: E. Stanley Kroenke (ιδιοκτήτης και πρόεδρος)
3. Jerry Jones
Αξία: 11,32 δισεκατομμύρια δολάρια
Ιδιοκτησίες: Dallas Cowboys, Legends Hospitality*, The Star, GameSquare Esports*
Πρόσωπο-κλειδί: Jerry Jones (ιδιοκτήτης, πρόεδρος και γενικός διευθυντής των Cowboys)
4. Αθλητικός Όμιλος Fenway
Αξία: 10,4 δισεκατομμύρια δολάρια
Ιδιοκτησίες: Boston Red Sox, Liverpool FC, Roush Fenway Keselowski Racing*, NESN, Fenway Sports Management, Pittsburgh Penguins
Πρόσωπο-κλειδί: John Henry (συνιδρυτής και κύριος ιδιοκτήτης), Thomas Werner (συνιδρυτής και πρόεδρος)
5. Madison Square Garden Sports
Αξία: 9,17 δισεκατομμύρια δολάρια
Ιδιοκτησίες: New York Knicks, New York Rangers, Counter Logic Gaming, Hartford Wolf Pack
Πρόσωπο-κλειδί: James Dolan (εκτελεστικός πρόεδρος), David Hopkinson (πρόεδρος και COO)
6. Ο όμιλος Kraft
Αξία: 7,94 δισεκατομμύρια δολάρια
Ιδιοκτησίες: New England Patriots, New England Revolution, UFC*, Kraft Analytics Group, DraftKings*, Oxygen Esports*
Πρόσωπο-κλειδί: Kraft (ιδρυτής, πρόεδρος και διευθύνων σύμβουλος)
7. Yankee Global Enterprises
Αξία: 7,64 δισεκατομμύρια δολάρια
Ιδιοκτησίες: New York Yankees, Legends Hospitality*, YES Network*, New York City FC*, Yankee Stadium Events, AC Milan*
Πρόσωπο-κλειδί: Hal Steinbrenner (διευθύνων γενικός εταίρος και πρόεδρος)
8. Οικογένεια Glazer
Αξία: 7,53 δισεκατομμύρια δολάρια
Ιδιοκτησίες: Manchester United, Tampa Bay Buccaneers
Πρόσωπα-κλειδί: Bryan Glazer (ιδιοκτήτης και συμπρόεδρος των Buccaneers), Edward Glazer (ιδιοκτήτης και συμπρόεδρος των Buccaneers), Joel Glazer (ιδιοκτήτης και συμπρόεδρος των Buccaneers)
9. Paul G. Allen Trust
Αξία: 7,41 δισεκατομμύρια δολάρια
Ιδιοκτησίες: Seattle Seahawks, Portland Trail Blazers, Seattle Sounders*
Πρόσωπο-κλειδί: Jody Allen (πρόεδρος)
10. Maple Leaf Sports & Entertainment
Αξία: 6,42 δισεκατομμύρια δολάρια
Ιδιοκτησίες: Toronto Raptors, Toronto Maple Leafs, Toronto FC, Toronto Argonauts, Toronto Marlies
Πρόσωπα κλειδί: Cynthia Devine (πρόεδρος και διευθύνων σύμβουλος), Sabina Rizvi (οικονομικός διευθυντής)
11. 49ers Enterprise
Αξία: 5,97 δισεκατομμύρια δολάρια
Ιδιοκτησίες: San Francisco 49ers, Leeds United* FC, Elevate Sports Ventures*
Πρόσωπα-κλειδί: Denise DeBartolo York (ιδιοκτήτης και συμπρόεδρος), John York (ιδιοκτήτης και συμπρόεδρος)
12. City Football Group
Αξία: 5,96 δισ. δολάρια
Ιδιοκτησίες: Μάντσεστερ Σίτι, New York City FC, Melbourne City FC
Βασικά πρόσωπα: Μίλτον Μπράουν: Ferran Soriano (Διευθύνων Σύμβουλος), Roel De Vries (COO του ομίλου)
13. Shad Khan
Αξία: 5,95 δισεκατομμύρια δολάρια
Ιδιοκτησίες: Jacksonville Jaguars, Fulham FC, All Elite Wrestling
Βασικοί άνθρωποι: Ο κ: Shad Khan (ιδιοκτήτης των Jaguars), Tony Khan (επικεφαλής της ποδοσφαιρικής στρατηγικής, διευθύνων σύμβουλος και γενικός διευθυντής της AEW)
14. Οικογένεια Μπένσον
Αξία: 5,69 δισεκατομμύρια δολάρια
Ιδιοκτησίες: New Orleans Saints, New Orleans Pelicans
Πρόσωπο-κλειδί: Gayle Benson (ιδιοκτήτης των Saints και Pelicans)
15. Guggenheim Baseball Management
Αξία: 4,92 δισεκατομμύρια δολάρια
Ιδιοκτησίες: Los Angeles Dodgers, Spectrum SportsNet LA
Πρόσωπο-κλειδί: Mark Walter (Διευθύνων Σύμβουλος)
16. Haslam Sports Group
Αξία: 4,83 δισεκατομμύρια δολάρια
Ιδιοκτησίες: Cleveland Browns, Columbus Crew
Πρόσωπα κλειδί: Dee and Jimmy Haslam ((διευθύνοντες και κύριοι εταίροι)
17. Όμιλος AMB
Αξία: 4,77 δισεκατομμύρια δολάρια
Ιδιοκτησίες: Atlanta Falcons, Atlanta United, PGA Tour Superstore, AMBSE Ventures*
Πρόσωπο κλειδί: Arthur Blank (ιδιοκτήτης)
18. Harris Blitzer Sports & Entertainment
Αξία: 4,65 δισεκατομμύρια δολάρια
Ιδιοκτησίες: Philadelphia 76ers, New Jersey Devils, New Meta Entertainment*, Elevate Sports Ventures*, HBSE Ventures, Utica Comets
Βασικά πρόσωπα: Josh Harris (συνιδρυτής και διευθύνων γενικός εταίρος), David Blitzer (συνιδρυτής και συνδιαχειριστής)
19. Tepper Sports & Entertainment
Αξία: 4,55 δισεκατομμύρια δολάρια
Ιδιοκτησίες: Carolina Panthers, Charlotte FC
Πρόσωπο-κλειδί: David Tepper (ιδιοκτήτης)
20. Monumental Sports & Entertainment
Αξία: 4,51 δισεκατομμύρια δολάρια
Ιδιοκτησίες: Washington Wizards, Washington Capitals, aXiomatic*, NBC Sports Washington, Monumental Sports Network, Washington Mystics
Πρόσωπο-κλειδί: Ted Leonsis (κύριος εταίρος και διευθύνων σύμβουλος)
21. Pegula Sports & Entertainment
Αξία: 4,46 δισεκατομμύρια δολάρια
Ιδιοκτησίες:
Buffalo Bills, Buffalo Sabres, Adpro Sports, Buffalo Bandits, Rochester Americans, Rochester Knighthawks
Πρόσωπα-κλειδί: Terry and Kim Pegula (ιδιοκτήτες)
22. Οικογένεια Wilf
Αξία: 4,36 δισεκατομμύρια δολάρια
Ιδιοκτησίες: Minnesota Vikings, Orlando City SC, Orlando Price, Wise Ventures
Πρόσωπο-κλειδί: Zygmunt Wilf (ιδιοκτήτης και πρόεδρος των Vikings)
23. Joe Tsai
Αξία: 3,99 δισεκατομμύρια δολάρια
Ιδιοκτησίες: Brooklyn Nets, San Diego Seals, Las Vegas Desert Dogs, New York Liberty, G2 Esports*, LAFC*
Πρόσωπο-κλειδί: Joe Tsai (ιδιοκτήτης των Nets)
24. Οικογένεια Ricketts
Αξία: 3,73 δισεκατομμύρια δολάρια
Ιδιοκτησίες: Chicago Cubs, Marquee Sports Network*
Πρόσωπο-κλειδί: Tom Ricketts (ιδιοκτήτης και πρόεδρος των Cubs)
25. RedBird Capital Partners
Αξία: 3,60 δισεκατομμύρια δολάρια
Ιδιοκτησίες: AC Milan, Fenway Sports Group*, Yes Network*, Rajasthan Royals*, Toulouse FC, XFL*, Dream Sports*
Πρόσωπο-κλειδί: Gerry Cardinale (ιδρυτής και διευθύνων εταίρος)
22.
China puts missile bases on disputed South China Sea islands, analysts say
A satellite image appears to show 4 silos on Woody Island in the Paracels.
By RFA Staff 2023.01.25 — A newly emerged satellite image shows a Chinese air defense facility on the Paracel Islands, which analysts say indicates the People’s Liberation Army now has surface-to-air missiles at the ready permanently in both the contested archipelagos in the South China Sea.
The Paracel Islands, or Xisha Islands in Chinese, are claimed by China, Vietnam and Taiwan but occupied entirely by Beijing since 1974 after the Chinese Navy defeated the then South Vietnamese Navy in a brief but bloody sea battle.
China also occupies some of the Spratly Islands (Nansha Islands in Chinese) that are claimed by some other neighboring countries such as Malaysia, the Philippines and Vietnam.
A satellite image of what appears to be a newly-built but completed missile battalion on Woody Island within the Paracel group has surfaced this week on Twitter.
The image – credited to Maxar Technologies, a space technology firm, and allegedly taken last April – shows four buildings with retractable roofs at a site on Woody (Yongxing in Chinese), the largest of the Paracel Islands in the South China Sea.
One of the buildings has its roof partially open, showing what appears to be surface-to-air missiles (SAM) launchers inside.
ImageSat International, a space intelligence company, first detected the appearance, removal and reappearance of HQ-9 SAM launchers on Woody Island in 2016.
But the new satellite image, which RFA could not verify independently, shows that the PLA has completed building an air defense base resembling those on the three artificial islands that it has fully militarized.
Similar structures with retractable roofs were detected on Subi, Mischief and Fiery Cross reefs, part of the Spratly Islands in the South China Sea, Tom Shugart, adjunct Senior Fellow at the Center for a New American Security, wrote on Twitter.
They are permanent facilities that can house long-range missile batteries that would expand China’s reach in disputed areas.
Militarized artificial islands
A Getty Images photographer in October obtained access to flights near a number of reefs and rocks that China has reclaimed and turned into military bases.
His photos provide extensive details of People’s Liberation Army (PLA) structures in the Spratly archipelago.
But up to now, the extent of militarization in the Paracels has not been fully documented as foreign journalists are not permitted to access the archipelago that China occupies in its entirety.
Some analysts said the alleged missile base on Woody Island is consistent with their research.
“The PLA has maintained air defense capabilities on Woody Island for many years,†said Zoe Haver, an analyst at cybersecurity firm Recorded Future.
“Some of these capabilities likely fall under a Woody Island-based battalion of Unit 92155, which is very likely an air defense brigade within the naval aviation branch of the PLA Navy,†Haver told RFA.
The analyst, who had done intensive research on China’s development on the Paracels, said Unit 92155 “very likely performs air defense duties on Woody Island.â€
The Chinese HQ-9 SAM system has an operational range of 200 kilometers (124 miles) at high altitude and can pose a serious threat to military and civilian air traffic.
Woody Island is the largest natural land feature that China occupies in the South China Sea.
The island serves as the headquarters for Sansha City which China established in 2012 to administer all the islands it claims in the South China Sea and their surrounding waters – though these are areas contested by several other governments in the region.
Copyright 1998-2023, RFA. Used with the permission of Radio Free Asia, 2025 M St. NW, Suite 300, Washington DC 20036. For any commercial use of RFA content please send an email to: mahajanr@rfa.org. RFA content January not be used in a manner which would give the appearance of any endorsement of any product or support of any issue or political position. Please read the full text of our Terms of Use.
23.
Συνεχίζεται ο «πόλεμος» μεταξύ «φίλων»: Τσακώνονται Παναθηναϊκός και ΑΕΚ τώρα!

Συνεχίζεται το… έργο «είπα, είπες, δεν είπα, δεν είπες», ανάμεσα στον Παναθηναϊκό και την ΑΕΚ. Μετά τους… ρεπόρτερ, τώρα άρχισαν να… τσακώνονται και οι ομάδες! Βρε τα… φιλαράκια, πως «τα έσπασαν» έτσι ξαφνικά, με αφορμή μια μεταγραφή από τον… Άρη.
Αναφερόμαστε στις πληροφορίες που μεταφέρθηκαν ότι η ΑΕΚ πήγε να μπει σφήνα στη μεταγραφή του Μαντσίνι στον Παναθηναϊκό. Η ΑΕΚ διέψευσε κατηγορηματικά, μιλώντας για… νήπια, για… κωμωδία και άλλα τέτοια. Μεταξύ άλλων ανέφερε και το αστείο ότι κάποιος παίκτης παίρνει… αξία, αν εμπλακεί με την ΑΕΚ. ΟΚ, όπως το βλέπει ο καθένας…
Και εκεί που νομίζει κανείς ότι οι φίλοι είναι… αγαπημένοι και τα έχουν καλά, το πράγμα… στραβώνει. Έτσι είναι με τις λυκοφιλίες… Έτσι είναι όταν οι «σύμμαχοι» είναι «σύμμαχοι» μόνο όταν βολεύει το πράγμα. Μόνο όταν θέλουν να «χτυπήσουν» τον Ολυμπιακό, για να το πούμε απλά… «H εγκυρότητα των διαψεύσεων εξαρτάται από την πηγή που προέρχονται», είπε ο ΠΑΟ για τη… σύμμαχο ΑΕΚ και τα… τσεκούρια του πολέμου βγήκαν ξανά!
