Ενημέρωση Ξανά!..

Φίλοι μου / μας!

1.

ΕΦΥΓΕ Ο ΠΑΤΕΡΑΣ ΤΩΝ ΑΦΩΝ ΠΡΟΕΔΡΩΝ ΤΟΥ ΜΠΑΣΚΕΤΙΚΟΥ ΘΡΥΛΟΥ, ΓΙΩΡΓΟΥ ΚΑΙ ΠΑΝΑΓΙΩΤΗ, ΚΩΝ-ΝΟΣ ΑΓΓΕΛΟΠΟΥΛΟΣ, ΣΕ ΗΛΙΚΙΑ 76 ΕΤΩΝ

 

Ο ΘΕΟΣ ΝΑ ΤΟΝ ΑΝΑΠΑΥΣΕΙ!..  

 

ΒΡΩΜΙΑΡΗ ΧΙΕ, ΦΟΥΣΤΙΤΣΑ ΤΟΥ “ΤΙΓΡΗ”, ΟΥΤΕ ΤΟΥΣ ΝΕΚΡΟΥΣ ΔΕΝ ΣΕΒΕΣΑΙ ΒΡΩΜΙΑΡΗ! ΤΗΝ ΜΕΡΑ ΤΟΥ ΘΑΝΑΤΟΥ-ΤΟΥ ΕΓΡΑΨΕΣ ΠΩΣ “ΠΕΘΑΝΕ Ο ΓΙΟΣ ΤΟΥ ΜΑΥΡΑΓΟΡΙΤΗ”!.. ΤΟΜΑΡΙ ΚΑΙ ΣΙΧΑΜΑ ΜΑΖΙ!..

 

2.

Perinçek’ten dikkat çeken Süleyman Soylu ve Sedat Peker açıklaması

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, “Süleyman Soylu’yu hedef aldığınız zaman Türkiye’yi hedef alıyorsunuz” açıklamasında bulundu.

Perinçek'ten dikkat çeken Süleyman Soylu ve Sedat Peker açıklaması
26.05.2021 

 

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Ulusal Kanal’da yayınlanan “Çıkış Yolu” isimli programda açıklamalarda bulunarak gündemi değerlendirdi.

Son dönemde organize suç örgütü lideri Sedat Peker‘in iddialarının merkezinde olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu‘ya ilişkin Perinçek, “Çünkü Soylu kim, İçişleri Bakanı, ABD neden Süleyman Soylu’yu hedef alıyor? Çünkü ABD’nin kuvvetlerini bastırıyor, tasfiye ediyor. PKK’nın, FETÖ’nün üzerine yürüyor. O bakımdan Soylu ABD açısından en baş suçlulardan biri. Hedef Süleyman Soylu değil onun üzerinden Türkiye, onun üzerinden Erdoğan ifadelerini kullandı.

ERDOĞAN’DAN SOYLU’YA DESTEK, SOYLU’DAN AÇIKLAMA

“Şimdiye kadar nasıl şahsımız, partimiz ve çalışma arkadaşlarımız üzerinden ülkemize yönelik hiçbir saldırıya eyvallah etmediysek bu tezgahı da Allah’ın izniyle bozacağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İçişleri Bakanımızın yanındayız” ifadesini kullandı.

Erdoğan’ın açıklamasına cevap veren Soylu, “Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın emrinde olduk, emrindeyiz, emrinde olacağız…” dedi.

3.

Güney Kıbrıs yönetiminden Türkiye’ye küstah tehdit

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis’ten Türkiye’ye küstah tehdit geldi. Türkiye’nin Kıbrıs konusunda iki devletli çözümde diretmesi durumunda AB’deki ilerleme ve ilişkilerine veto getireceğini söyledi.

Güney Kıbrıs yönetiminden Türkiye'ye küstah tehdit
26.05.2021

4.

Bahçeli’den Sedat Peker’e Süleyman Soylu ayarı! Bomba açıklamalar..

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bahçeli suç örgütü lideri Sedat Peker’in Süleyman Soylu hakkındaki iddialarına tepki gösterdi.

 25.05.2021

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Organize suç örgütü lideri Sedat Peker‘in başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olmak üzere birçok isim hakkındaki skandal sözlerine tepki gösteren Bahçeli, “İkazen diyorum ki, hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı’nın boynuna tasma geçiremeyecek, buna kimsenin gücü yetmeyecektir.” dedi.

MHP lideri Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkan satır başları:

KİRLİ BİR TEZGAH KURULDU

Son dakika: Telaşa kapılmadan, daha soğukkanlı davranmak mecburiyetindeyiz. Türkiye’nin çevresindeki sinsi kuşatma sertleşmektedir. Asıl mesele gündemi işgal eden iddiaların hem taraftarlarından hem de cesametinden çok daha ötesidir. Yerli ve yabancı mihraklar tacizlerine, şer kampanyalarına hız vermişlerdir. Herkesi uyarıyorum; hedef Türkiye’dir. Bir tezgah kurulmuştur.

Türkiye’nin üzerine gölge düşmesi, siyasi ve hukuki çözülme yaşaması konusunda alçak bir rekabet maalesef devrededir. Amaç Türkiye’nin itibarını lekelemektir.  Amaç Türkiye’nin mukavemetini kırarak her türlü müdahaleye açık hale getirmektir. 6 ay içinde başka bir Türkiye’nin görüleceğini söyleyen Kılıçdaroğlu kaosun bekçisi konumundadır.

İYİ PARTİ’NİN OYUNUCHP bunun üstlenicisi olmuştur. Asıl bizi düşündüren de İP Başkanının tavrıdır. Geçen hafta sayın Cumhurbaşkanını katil Netanyahu’ya benzeten ve ardından da Rize’ye giden İP Başkanının bu adımları incelenmeli ve nasıl bir oyunun sahnelendiği ortaya çıkarılmalıdır.

SADECE DÜŞÜNCESİZLİKLE İZAH EDİLEMEZ

Bile bile inadına yapar gibi huzursuzluğun fitilini ateşler gibi Rize’ye gitmesi yalnızca öngörüsüzlük, düşüncesizlikle izah edilemez. Sİyasi hayatı yalanla, çıkar hesaplarıyla heba olmuş bu şahsın geçmişi gösteriyor ki baştan aşağı olay çıkarmak üzere planlanmıştır. Yanındakilerin de esnafa vandalca saldırması vehametin boyutunu gözler önüne sermiştir. Yöre halkı teenni ile hareket etmiş ve tuzağa düşmemiştir.

Kovid tedbirleriyle ilgili çıkışları ile gündeme gelen Viranşehir savcısının durumu da benzer bir durumdur.

PKK’NIN KULLANDIĞI MAKET UÇAKLARDA KANADA İMZASI

Pençe harekatının komuta merkezine maket uçaklarla saldırı girişimi de çok şükür zamanında isabetle engellenmiştir. Kanada SİHA’larımıza lazer kodu vermeyi sonlandırmıştı. Ne var ki müttefik olarak bilinen aynı Kanada Belçika ile birlikte terör örgütünün kullandığı maket uçakları çok özel teknoloji ile donatmıştır. Uzaktan kumanda edilen bu uçaklara bedeli 10 bin dolar olan sistemleri yerleştirmiştir.

“BİZ HER ŞEYİN FARKINDAYIZ”

Türkiye haksızlıklara karşıdır, adaletsizliklerin karşısındadır. Küresel emperyalizmin tam olarak karşı kutbundadır. Terörle mücadelede kahramanca devam ederken, bu mücadelenin içinde yer alan asker ve devlet adamlarını itibarsızlaştırma çalışmaları hain bir amaç taşır. Biz her şeyin farkındayız. Şirret kampanyayı görüyor ve takip ediyoruz. Türkiye’nin önünü kesmek için yarış halinde olanlar el ele vermişler, yıkım ittifakının potasında birleşmişlerdir. Tekraren uyarıyorum, oyun büyüktür, oyun kirlidir, çok boyutlu ve çok aktörlüdür. Libya’daki varlığımızın rövanşını almak istiyorlar. Doğu Akdeniz’deki tavizsiz duruşumuzdan korkuyorlar. Bölücü terör örgütü PKK’ya dünyayı zindan etmemizden dolayı üstümüze geliyorlar.

Boyun eğmediğimiz için, al bayrağın solmasına müsaade etmediğimiz için deliye dönüyorlar. Terörist elebaşları Sofi Nurettin ile Aydın Şimşek’i gömdük ya, işte bunu hazmedemiyorlar.

SUÇ ÖRGÜTÜ LİDERİ SEDAT PEKER’E AYAR, BAKAN SOYLU’YA DESTEK

İkazen uyarıyorum, hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti içişleri bakanının boynuna tasma geçiremeyecek, buna da hiçbir alçağın gücü ve nefesi yetmeyecek.

“TÜRKİYE VİDEO KAYITLARLA REHİN ALINAMAZ!”

5.

TÜRKİYE

AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım, Sedat Peker hakkında suç duyurusunda bulundu.

AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım‘ın oğlu Erkam Yıldırım, organize suç örgütü kurduğu iddiasıyla hakkında arama ve tutuklama kararı bulunan Sedat Peker hakkında suç duyurusunda bulundu.

Erkam Yıldırım’ın, avukatı Muhammed Gök aracılığıyla Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı‘na sunduğu suç duyurusu dilekçesinde, Sedat Peker’in YouTube adlı sosyal paylaşım sitesinden 23 Mayıs’ta bir video yayınlayarak, Erkam Yıldırım hakkında birden çok iftira, itham ve isnatlarda bulunduğu kaydedildi.

Söz konusu paylaşımdaki video içeriğinde bulunan konuşmalara yer verilen dilekçede, “Bunun Erkam Yıldırım’ı karalamaya yönelik, toplumun gözünde ön yargılı ve yanlış bir algı oluşturma gayreti taşıyan, açıkça hakaret ve iftira içeren bir paylaşım olduğu izahtan varestedir. Bu paylaşım müvekkilimizin şahsiyetinde derin yaralar oluşturmuş ve kişilik haklarını da haksız bir şekilde ihlal etmiştir. Müvekkilim, deniz ticareti alanında saygın bir iş adamıdır. Bahsi geçen videoda müvekkilim Erkam Yıldırım’ın doğrudan şahsının hedef alındığı ve kişilik hakkının ihlal edildiği aşikardır” denildi.

Dilekçede, ‘şüpheli Sedat Peker’in bahsi geçen videoda planlı bir kurguyla kendince uluslararası bir uyuşturucu ticaretini açıkladığı’ belirtilerek, şöyle devam edildi:

  • “Kolombiya’dan sevk ve idare edilen bir kokain ticaretinin, DEA’nın (ABD’de uyuşturucu kullanımı ve uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadele etmekle olan bir birim) yoğun baskısı sebebiyle Kolombiya’ya sınır Venezuela’ya kaydığını ve Venezuela’dan Türkiye’ye uluslararası kokain ticaretinde müvekkilime ait gemilerin de yer aldığı bir organizasyonla Avrupa’ya, Türkiye’ye ve Suriye/Lazkiye limanından Ortadoğu’ya pazarlandığı iddia ve iftiralarına yer vermiştir. Müvekkilimin uluslararası uyuşturucu sevkiyatının içinde olduğu ve birtakım ağların eline düştüğü, siyasi nüfuz sebebi ile de hukuk dışı bu sürecin devam ettirildiği algısı ustaca ve planlı yürütülmüştür.”

‘Twitter, Facebook, YouTube ve sair sosyal medya hesaplarında yüzlerce insanın bu iftiralara inandığı’ anlatılan dilekçede, etkileşim alan bu iftiraların daha da tahrif edilerek, Erkam Yıldırım’ın itibarının toplum nezdinde zedelendiği kaydedildi.

‘Kirli bir uyuşturucu ticaret ağının müvekkilimle birlikte anılması asla kabul edilebilir değildir’

Dilekçede, bu iddiaların hiçbir aslı olmadığı gibi ilgili iftiralar hakkında Erkam Yıldırım’ın babası ve eski Başbakan Binali Yıldırım‘ın, aynı gün gazetecilerin sorularına cevap vererek açıklama yaptığı aktarıldı.

Suç duyurusu dilekçesinde, “Adı organize suç örgütü liderliğiyle anılan ve her ne sebeple olursa olsun kaçak durumunda olan şüphelinin, kendince birtakım iddia ve isnatlarda bulunması, şüphelinin videoda bahsettiği türden kirli bir uyuşturucu ticaret ağının, müvekkilimle birlikte anılması asla kabul edilebilir değildir. Zira müvekkilimin Venezüella’ya neden gittiği hususu basına açıklanmıştır” ifadelerine yer verildi.

‘Müvekkilim Halil Falyalı’yı tanımamaktadır’

Şüpheli Sedat Peker’in videosunda, Kıbrıslı iş adamı Halil Falyalı’nın uyuşturucunun para trafiğini yönettiğini ve Erkam Yıldırım’ın da Kıbrıs’a gittiğinde bahsi geçen kişinin otelinde kalarak misafiri olduğu yönünde yalan ve iftiralara yer verdiği vurgulanan dilekçede, şunlar kaydedildi:

  • “Müvekkilim Halil Falyalı’yı tanımamaktadır. Kıbrıs’a da en son 5 yıl önce gitmiş olup, bahsi geçen şahsın otellerinde veya ona ait bir yerde misafir de olmamıştır. Halil Falyalı adlı şahısın ne müvekkilim ve ne de müvekkilimin ailesiyle herhangi bir ilgisi, ilintisi bulunmamaktadır. Kaldı ki bahsi geçen iş adamı da gazeteci Cüneyt Özdemir‘in YouTube haber kanalına canlı bağlanıp, müvekkilim ve babası Binali Yıldırım ile ilgisi olmadığını açıkça beyan etmiştir.
  • Şüpheli Sedat Peker, belirli bir plan ve program dahilinde müvekkille ilgisiz kişi ve konuları ilişkilendirmek, yanlış tarih ve bilgiler vermek ve olayları gerçek bağlamından koparıp manipüle etmek suretiyle yapmış olduğu açıklamalar ve kasıtlı yorumların ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilmesi mümkün olmadığı gibi yapılan paylaşımda korunması gereken herhangi bir hukuki yarar bulunmadığı da savcılık makamının malumudur. Yine, şüpheli Sedat Peker iddia ve iftiralarını asla kabul etmemekle birlikte, müvekkilim hakkında yeni bir uyuşturucu ticareti güzergahı kurmak için Venezuela’ya gittiğini iddia ederken, videonun devamında ise ‘Kokainlerin Erkan Yıldırım’ın direkt gemisiyle ilgili de değil, başka gemiler koordinasyon ediyor’ ifadeleriyle birbiriyle çelişkili birtakım ifadelere yer vermesi, paylaşımında bir tutarlılık olmadığını da göstermektedir. Paylaşılan videoda suç uydurma suçu da gerçekleşmiş olup, şüphelinin bu kasıtla hareket ettiği de açıkça ortadadır.”

Bu kapsamda dilekçede, şüpheli Sedat Peker hakkında “hakaret”, “iftira” ve “suç uydurma” ile varsa eylemlerine uyan başkaca suçlardan kamu davası açılması talep edildi.

6. ΑΥΓΕΝΑΚΗ ΥΠΑΡΧΕΙΣ

ΚΕ ΜΗΤΣΟΤΑΚΗ ΥΠΑΡΧΕΙΣ;

7.

Όχι απλά κακή, αλλά ύποπτη η διαιτησία του Μακέλι!

Όχι απλά κακή, αλλά ύποπτη η διαιτησία του Μακέλι!
Τρίτη, 25 Μαΐου 2021

ΟΧΙ ΑΠΛΑ ΚΑΚΗ, ΑΛΛΑ ΥΠΟΠΤΗ Η ΔΙΑΙΤΗΣΙΑ ΤΟΥ ΜΑΚΕΛΙ !

ΤΡΙΑ ΚΑΙ ΟΧΙ ΕΝΑ ΤΑ ΠΕΝΑΛΤΙ ΠΟΥ ΔΕΝ ΕΔΩΣΕ ΣΤΟΝ ΟΛΥΜΠΙΑΚΟ Ο «ΚΟΡΥΦΑΙΟΣ» Α ΛΑ … ΣΙΔΗΡΟΠΟΥΛΟΣ ΟΛΛΑΝΔΟΣ ΜΑΚΕΛΙ

ΕΝΩ ΣΤΟ ΜΕΤΑΞΥ Ο ΚΛΑΣΕΝΜΠΕΡΓΚ ΜΕ ΤΟΝ ΖΑΓΟΡΑΚΗ ΕΧΟΥΝ ΓΙΝΕΙ «ΚΟΛΛΗΤΑΡΙΑ» …

ΟΣΟΥΣ «ΒΑΡΟΥΧΕΣ», «ΚΑΚΟΥΣ» ΚΑΙ «ΜΗΝΤΙΟΥΡΗΔΕΣ» ΚΑΙ ΑΝ ΕΠΙΣΤΡΑΤΕΥΣΟΥΝ ΟΙ ΕΙΚΟΝΕΣ ΜΙΛΑΝΕ ΚΑΙ ΔΕΝ ΔΙΑΨΕΥΔΟΝΤΑΙ

*** ΞΕΚΙΝΩ από αυτή τη μικρή δήλωση : * «ΧΩΡΙΣ ΠΑΘΟΣ, ΔΕΝ ΚΕΡΔΙΖΕΙΣ * ΓΙΑ ΠΑΝΤΑ ΟΛΥΜΠΙΑΚΟΣ» ( Νταβίντ Φουστέρ * ΝΟΜΙΖΩ ότι πρόκειται για την πιο σωστή, ακριβή και χαρακτηριστική δήλωση απ’ όσες διαβάσαμε μετά τον τελικό Κυπέλλου * ΚΑΙ όλοι βεβαίως όσοι παρακολουθήσαμε τον αγώνα, εύκολα αντιλαμβανόμαστε την αλήθεια της

*** ΒΕΒΑΙΩΣ δεν πρόκειται να αναλώσω στη στήλη μου την περιγραφή και κριτική του αγώνα και των πρωταγωνιστών του, αλλά πάντα υπάρχουν μερικά πραγματάκια πού χρήζουν ιδιαίτερης αναφοράς και αναλύσεως * ΕΝΑ απ’ αυτά, η διαιτησία του περίφημου Ολλανδού Μακέλι * ΤΗΝ θεωρώ εξόχως ΜΕΡΟΛΗΠΤΙΚΗ ΥΠΕΡ ΤΟΥ πάοκ, πού βεβαίως ( μην τα ξεχνάμε αυτά ) κέρδισε το ΤΡΙΤΟ του πέναλτι στο Κύπελλο και το ΔΕΚΑΤΟ ΠΕΜΠΤΟ συνολικά, στη φετινή περίοδο ( πρωτάθλημα και κύπελλο μαζί ) !!!

*** ΟΙ αριθμοί λένε πάντα την αλήθεια και τα στοιχεία είναι ΑΔΙΑΨΕΥΣΤΑ * ΚΑΙ σύμφωνα με αυτά, όπως τα παρουσίασε ο ΚΟΡΥΦΑΙΟΣ Κώστας Νικολακόπουλος, επί Κλάτενμπεργκ φέτος, ο Πάοκ έχει κάνει ΡΕΚΟΡ κερδισμένων πέναλτι σε πρωτάθλημα και κύπελλο, από την αρχή της ξένης αρχιδιαιτησίας ( Περέϊρα ) * ΑΠΟ την άλλη, πάντα κατά την εποχή Κλάτενμπεργκ, δλδ. την φετινή περίοδο, ο Ολυμπιακός έχει κερδίσει συνολικά ΕΞΙ πέναλτι, ΠΕΝΤΕ στο πρωτάθλημα και ΕΝΑ στο Κύπελλο !

*** ΝΟΜΙΖΩ όμως πως περισσότερη αξία από τα πέναλτι πού ΔΟΘΗΚΑΝ από τους διαιτητές, έχουν τα πέναλτι ΠΟΥ ΕΓΙΝΑΝ και ΔΕΝ ΔΟΘΗΚΑΝ για διαφόρους λόγους από τα διαιτητικά εργαλεία * ΓΙΑ παράδειγμα, στον τελικό του Σαββάτου ο Ολυμπιακός ζήτησε ΔΥΟ πέναλτι, με ενδεχόμενο και ΤΡΙΤΟ, πού ο αποφασισμένος Μακέλι όχι μόνο δεν έδωσε, αλλά ούτε καν απευθύνθηκε στο VAR να ζητήσει τη γνώμη του ! * ΑΚΟΜΗ, και για το πέναλτι πού ΕΔΩΣΕ ο Μακέλι σε βάρος του Ολυμπιακού, υπάρχουν ΕΝΣΤΑΣΕΙΣ

*** ΝΑ τα πάρουμε απ’ την αρχή * ΣΤΗ φάση του πέναλτι υπέρ του πάοκ, ο Εμβιλά δίνει στο πόδι του κλίση απόκρουσης, αλλά ΑΡΓΕΙ για κλάσματα δευτερολέπτου * Ο ΠΟΝΗΡΟΣ και ΕΜΠΕΙΡΟΣ Σβάμπ ΕΚΜΕΤΑΛΛΕΥΕΤΑΙ την καθυστέρηση και τσιμπάει τη μπάλα βάζοντας το πόδι του ΜΠΡΟΣΤΑ απ’ του ερυθρόλευκου, με αποτέλεσμα να τον βρεί χωρίς πρόθεση * ΣΤΗ φάση αυτή ΘΑ ΜΠΟΡΟΥΣΕ να δοθεί και ΕΠΙΘΕΤΙΚΟ ΦΑΟΥΛ υπέρ του Εμβιλά, χωρίς κανείς να διαμαρτυρηθεί * Ο ΜΑΚΕΛΙ όμως προτίμησε το πέναλτι

*** ΣΤΗ φάση του 44′ ο Βαρέλα ΑΝΑΤΡΕΠΕΙ τον Ανδρούτσο, ΠΑΤΩΝΤΑΣ το πόδι του * Ο ΜΑΚΕΛΙ κοντά στη φάση ΔΕΝ ΔΙΝΕΙ τίποτα * ΤΟ ίδιο και στις αρχές του δευτέρου ημιχρόνου, με τον Πασχαλάκη να έχει ΚΑΙ ΕΠΑΦΗ με τα χέρια του απλωμένα, με τον Μασούρα, αλλά και ΑΝΑΤΡΟΠΗ ταυτόχρονα του ερυθρόλευκου άσου με το πόδι του * ΚΑΙ πάλι ο Μακέλι αδιαφόρησε πλήρως * ΤΕΛΟΣ, στη μνήμη μας μένει η … ασφυκτική ΑΓΚΑΛΙΑ του Κρέσπο στον Ελ Αραμπί ( την έδειξε επίμονα η τηλεόραση ) σε εκτέλεση κόρνερ του Ολυμπιακού λίγο πριν τη λήξη

*** ΑΥΤΕΣ ήταν κατά την ταπεινή μου άποψη, οι φάσεις πού ΑΠΟΔΟΜΗΣΑΝ τη διαιτησία του Μακέλι, κατατάσσοντάς τη στις πιο ΜΕΡΟΛΗΠΤΙΚΕΣ σε βάρος του τουλάχιστον για τη φετινή χρονιά

Πράγματα πού δεν πρέπει να ξεχνάμε

*** ΓΙΑ την ιστορία, πού λένε * Ο ΠΑΟΚ παρατάχθηκε με ΜΟΝΟ ΕΝΑΝ ΕΛΛΗΝΑ παίκτη στον τελικό, τον τερματοφύλακα Πασχαλάκη * Ο ΟΛΥΜΠΙΑΚΟΣ με ΠΕΝΤΕ, δλδ. ΜΙΣΗ περίπου ομάδα ! * ΤΟΥΣ Παπασταθόπουλο, Χολέμπα, Ανδρούτσο, Μπουχαλάκη και Μασούρα * ΚΑΙ στο ημίχρονο, μπήκε και ο Φορτούνης

*** ΓΙΑ τους τέσσερις τελευταίους, δηλώσεις έκανε και ο … ξεχασμένος εδώ και μήνες ( πάντως τα μισθά έπεφταν κανονικά ) προπονητής της εθνικής έπο Φαρτ Ντ’ Σίιπ * ΕΙΠΕ ότι τους βρίσκει … φρέσκους και ανανεωμένους * ΤΟ αν θα τους χρησιμοποιήσει είν αι μία άλλη ιστορία

*** ΟΛΛΑΝΔΟΣ και ο Φαρτ, ο φίλος μας * ΟΠΩΣ και ο Μακέλι, ο ρέφερι * ΜΗΝ τα ξεχνάμε αυτά, έχουν λόγο ύπαρξης

*** ΟΠΩΣ επίσης δεν πρέπει να ξεχνάμε και το πρόσφατο ταξίδι του προέδρου Ζαγοράκη στην Ουέφα * ΕΚΕΙ έκανε όλα τα κονέ πού πρέπει * ΥΣΤΕΡΑ, ήρθε η Ουέφα στην Αθήνα ( την περασμένη εβδομάδα αυτά )

*** ΟΙ Ουεφατζήδες πήγανε πρώτα στον Αυγενάκη και ήπιανε καφέ μαζί του στο Χίλτον * ΜΑΖΙ τους και ο Κλάσενμπεργκ * ΚΑΙ την επομένη, βρεθήκανε με τον Ζαγοράκη πάλι, πού είχε τον Κλάσενμπεργκ από κοντά, για να του … κρατάει τα ίσα

*** ΚΑΙ μετά … ήρθε ο Μακέλι …

«Αν οι ίδιες φάσεις ήταν υπέρ του Πάοκ ;»

*** «ΜΑΝΩΛΗ εμένα με παραξενεύει κάτι * Ο ΟΛΥΜΠΙΑΚΟΣ σίγουρα σαν μεγάλη ομάδα δεν κλαψουρίζει για την διαιτησία, όμως εδώ που είχαμε δυο παρόμοιες φάσεις για πέναλτι με αυτό που έδωσε στον Παοκ, δεν διαμαρτύρεται ο επίσημος Ολυμπιακός αλλά ούτε και το Mega * ΚΑΜΙΑ αναφορά στο αθλητικό δελτίο, ούτε τις φάσεις δεν έδειξε * ΙΣΩΣ να μη θέλαμε να δείξουμε στην Ουεφα την αντίδραση μας, μιας και ήταν διαιτητές από το πάνω ράφι ?? * ΑΝ όμως, αγαπητέ Μανώλη ήταν αυτές οι ίδιες φάσεις υπέρ του Παοκ, θα είχε σηκωθεί η Ελλάδα στο πόδι» ***

«Να τιμωρηθούν σκληρά οι βωμολόχοι»

*** «ΑΓΑΠΗΤΕ Μανώλη, Από το βράδυ του Σαββάτου παρακολουθώ το θέατρο του παραλόγου διαβάζοντας η ακούγοντας τα σχόλια διαφόρων αθλητικογράφων σχετικά με την απώλεια του νταμπλ η με την νίκη του Γκαρσία, ανάλογα με το «χρώμα φανέλας» του κάθε δημοσιογράφου * ΠΕΡΙΜΕΝΩ με ανυπομονησία την αδέσμευτη και ειλικρινή καταγραφή σου και όχι ποιος φταίει περισσότερο, αλλά αυτό που πρέπει να κάνει ο Βαγγέλης Μαρινακης και ο Μαρτινς ώστε να βγει ενισχυμένος και καταιγιστικός για τους υβριστές του ο Θρύλος στο 47ο πρωτάθλημα που θα κατακτήσει όπως πολύ σωστά έχεις γράψει

*** ΠΕΡΑ απ’ αυτά, νομίζω ότι είναι θέμα τιμής για τον Μαρινάκη να τιμωρήσει σκληρά τους βωμολόχους όπου βρεθούν στο δρόμο του στο γήπεδο για να δούμε τότε τι θα λέει ο συκοφάντης και ψεύτης για τα κλεμμένα στα 13 χρόνια που είναι στον Μπαουγκ και να εμπεδώσει στο πετσί του ότι έχει ο καιρός γυρίσματα και όλα εδώ πληρώνονται * ΜΕ θρυλικούς χαιρετισμούς, Κώστας ***

ΝΑ ΕΠΕΜΒΕΙ ΑΜΕΣΑ Ο ΑΘΛΗΤΙΚΟΣ ΕΙΣΑΓΓΕΛΕΑΣ

ΣΤΟ ΣΚΑΜΝΙ Ο ΓΚΑΡΣΙΑ !

ΤΟ ΠΡΟΗΓΟΥΜΕΝΟ ΤΟΥ ΒΙΤΟΡ ΠΕΡΕΪΡΑ ( 8 ΜΗΝΕΣ ΦΥΛΑΚΗ ΓΙΑ ΜΙΑ ΧΕΙΡΟΝΟΜΙΑ ) ΕΠΙΒΑΛΛΕΙ ΤΗΝ ΠΑΡΑΔΕΙΓΜΑΤΙΚΗ ΤΙΜΩΡΙΑ ΤΟΥ ΟΥΡΟΥΓΟΥΑΝΟΥ

*** ΔΙΑΦΩΝΩ … «κάθετα» πού λένε στη Νεοελληνική, με τα περί «επιπέδου» του Γκαρσία σε σύγκριση με αυτά των Βαλμπουενά, Μαρτίνς κ.α. ανθρώπων του Ολυμπιακού * ΟΧΙ, αγαπητοί, ΔΕΝ ΕΙΝΑΙ θέμα επιπέδου * ΕΙΝΑΙ θέμα ΝΟΜΟΥ και ΠΑΡΑΝΟΜΙΑΣ * ΤΑ επίπεδα δεν ισχύουν στο ποδόσφαιρο * ΑΥΤΟ πού ισχύει είναι οι ΠΑΡΑΔΕΙΓΜΑΤΙΚΕΣ ΤΙΜΩΡΙΕΣ

*** Ο ΙΝΔΙΑΝΟΣ ( από τη φυλή των Τσαρούα της Ουρουγουάης ) Πάμπλο Γκαρσία σε ένα κρεσέντο αλητείας, θρασύτητας και ιταμότητας, ΕΞΥΒΡΙΣΕ ΧΥΔΑΙΑ τον Ολυμπιακό, τον Μαρινάκη ΦΤΥΝΟΝΤΑΣ κατά πρόσωπο τα ΕΚΑΤΟΜΜΥΡΙΑ των ερυθρόλευκων φιλάθλων * ΟΙ ΑΡΡΩΣΤΗΜΕΝΕΣ του ύβρεις, ΠΡΟΚΑΛΕΣΑΝ την ΟΡΓΗ και την ΑΓΑΝΑΚΤΗΣΗ των φίλων του Ολυμπιακού και δημιούργησαν συναισθήματα πού ολίγον απέχουν από το οπαδικό ΜΙΣΟΣ

*** ΟΥΔΕΙΣ μπορεί να μαντέψει σήμερα, τι θα γίνει αν στο άμεσο ή το απώτερο μέλλον, συναντηθεί ο Γκαρσία με φανατικούς οπαδούς του Ολυμπιακού και πού θα μπορούσε να οδηγήσει μία οπαδική ΑΝΤΙΠΑΛΟΤΗΤΑ με αφορμή τις ΥΒΡΕΙΣ πού ΕΞΕΜΕΣΕ ο Ινδιάνος Τσαρούα από την Ουρουγουάη

*** ΣΤΗΝ ελληνική νομοθεσία, πέραν του ποδοσφαιρικού Δικαίου, υπάρχουν διατάξεις νόμων πού ΚΟΛΑΖΟΥΝ, πού τιμωρούν ΑΥΣΤΗΡΟΤΑΤΑ όποιους καθ’ οιονδήποτε τρόπο ΠΡΟΚΑΛΟΥΝ την ΒΙΑ στον αθλητισμό * ΚΑΙ βεβαίως, αποτελεί συνταγματική υποχρέωση η ΕΦΑΡΜΟΓΗ των ΝΟΜΩΝ σε κάθε περίπτωση, προφανώς και για αλλοδαπούς πού ΔΕΝ ΤΙΜΟΥΝ το ψωμάκι πού τρώνε στη χώρα μας

*** ΧΑΡΑΚΤΗΡΙΣΤΙΚΟ είναι το παράδειγμα του πρώην προπονητή του Ολυμπιακού Βίτορ Περέϊρα, πού πριν δύο χρόνια ΚΑΤΑΔΙΚΑΣΤΗΚΕ σε ΟΚΤΩ ΜΗΝΕΣ φυλάκιση ( με αναστολή ) για μία χειρονομία (!) πού ΠΡΟΚΛΗΘΕΙΣ είχε κάνει προς την Θύρα 13 πριν την έναρξη του ντέρμπι Παναθηναϊκός – Ολυμπιακός στη Λεωφόρο, τον Φλεβάρη του 2015

*** Ο ΠΕΡΕΪΡΑ βρέθηκε κατηγορούμενος στο δικαστήριο μετά από πρόταση του αναπληρωτή αθλητικού εισαγγελέα Αθηνών Γιώργου Λαϊνη προς το Συμβούλιο Πλημμελειοδικών Αθηνών για τα αδικήματα της «απρόκλητης έμπρακτης εξύβρισης και εισόδου εντός του αγωνιστικού χώρου με σκοπό την διατάραξη της ομαλής διεξαγωγής αγώνα, προ ενάρξεως αυτού»

*** Ο ΙΔΙΟΣ αθλητικός εισαγγελέας πιστεύω πως εξακολουθεί και σήμερα να ασκεί τα καθήκοντά του και βεβαίως θα προκαλούσε δυσάρεστη έκπληξη αν δεν προχωρούσε, είτε ο ίδιος, είτε οποιοσδήποτε συνάδελφός του, στις ενέργειες πού επιβάλλονται για τον ΚΟΛΑΣΜΟ των ιταμών, προκλητικών και ΠΑΡΑΝΟΜΩΝ πράξεων του Ουρουγουανού

Ο ΓΚΑΡΣΙΑ ΚΑΙ Ο … ΠΟΝΟΣ ΤΩΝ ΕΙΚΟΣΙ ΕΞΙ ΠΟΝΤΩΝ

*** ΠΕΡΑ όμως από τις χυδαιότητες του Ινδιάνου ενώπιον του παραληρούντος πλήθους των γνωστής ποιότητας οπαδών, στο «μενού» των προκλήσεων υπάρχει και ένα δημόσιο σχόλιό του, πού έκανε αποχωρώντας από τα αποδυτήρια του ΟΑΚΑ * ΤΟ σχόλιο που εξέμεσε αφορούσε ΚΑΙ ΑΥΤΟ (!) προσωπικά τον πρόεδρο του Ολυμπιακού : * «ΔΩΣΑΜΕ πόνο στον Μαρινάκη», είπε ο Ινδιάνος ψευτοπροπονητής

*** ΠΕΡΑ από την «φυσιολογική» για τύπους σαν αυτόν θρασύτητα και ιταμότητα, αποδείχθηκε για μία ακόμη φορά η ΠΟΙΟΤΗΤΑ των υπαλλήλων του Ιβάν Ιγκνιατίεβιτς Σαμπίντι στην ομάδα του * ΠΟΥ ακούστηκε δηλαδή ένας Ουρουγουανός Ινδιάνος, πού τρώει ψωμάκι στην πατρίδα μας, να αναφέρεται προσβλητικά για έναν Ελληνα ΗΓΕΤΗ μιάς μεγάλης ΕΛΛΗΝΙΚΗΣ ομάδας * ΚΑΙ ενώ, βεβαίως, προηγουμένως να έχει πλύνει καλά το στόμα του με τρινάλ και ακουαφόρτε
*** Ο ΓΚΑΡΣΙΑ, πού πριν από τον αγώνα δεν ήξερε καν αν θα ξαναγυρνούσε στη Θεσσαλονίκη ή αν στο μεταξύ θα του είχαν δώσει το μπούλο από την ομάδα του, αισθάνθηκε ίσως ότι με κάποια μαγική παρέμβαση έγινε τόσο σπουδαίος, ώστε να μπορεί να αναφέρεται χλευαστικά κατά ενός ανθρώπου πού όχι απλά δεν γνωρίζει, αλλά και ούτε καν να τον πλησιάσει και να του απευθύνει το λόγο δεν έχει τη δυνατότητα

*** ΒΕΒΑΙΩΣ, αμφισβητείται εντόνως αν ο Μαρινάκης, μαθαίνοντας την σαχλή «ατάκα» του Ινδιάνου αισθάνθηκε κάποιον περίεργο κνησμό χαμηλά, κάτω από τη μέση * ΑΛΛΑ εκείνο πού θα είχε μεγαλύτερη σημασία, θα ήταν να μαθαίναμε από τον ίδιο τον Ινδιάνο αν έχει συνέλθει από τον ΑΒΑΣΤΑΧΤΟ ΠΟΝΟ των ΕΙΚΟΣΙ ΕΞΙ ΠΟΝΤΩΝ διαφοράς της ομάδας του από τον ΜΟΝΙΜΟ ΠΡΩΤΑΘΛΗΤΗ Ολυμπιακό * ΕΙΜΑΙ σίγουρος πως ο Γκαρσία θα γνωρίζει μέχρι πού μπορεί να φτάσει ο πόνος των … είκοσι έξι πόντων πού έφαγε, χώνεψε και … πόνεσε πολύ κατά τη διάρκεια ενός ολόκληρου πρωταθλήματος

*** «ΑΝ ΤΟ ΚΌΜΠΛΕΞ ΚΑΤΩΤΕΡΌΤΗΤΑΣ ΕΙΧΕ ΠΡΌΣΩΠΟ…» ( Maximvs Decimus Constantine Aurelius ) ***

*** «ΦΙΛΕ, δες συμπεριφορά, η πιο μοχθηρή φάτσα που έχει περάσει από τα γήπεδα ! * Ο ΕΛ Αραμπί τον κοιτάζει και σίγουρα αναρωτιέται τι είναι ετούτο ; * ΠΑΝΤΩΣ … αξίζει κάποιος να εμπιστευθεί το παιδί το σ’ αυτόν το δάσκαλο!!! * ΑΛΛΑ μήπως φίλε μου, λέω μήπως, αυτή η συμπεριφορά είναι προπηλακισμός; Απειλή; Προσβολή ; Πάντως σίγουρα, είναι προκλητική !!!» ( Σωτήρης Μπάγκας ) ***

*** ΠΡΟΣΠΑΘΩ, αλλά μου είναι αδύνατον να φανταστώ τον Μάρτινς να βρίζει χυδαία και να κάνει χειρονομίες με τα δάχτυλά του σαν κοινός αλητάμπουρας, όπως ο Γκαρσία ***

*** «POLL : Ποιος πιστεύετε πως είναι ο καλύτερος προπονητής στην Ελλάδα ; * 1. Ο Πάμπλο, 2. Ο Γκαρσία, 3. Ο σύζυγος της Λάουρα #sdna» ***

*** Η στήλη Πολλά Εν Ολίγοις δημοσιεύθηκε στον Κόκκινο Πρωταθλητή, στις 25/5/2021. ***

8.

Sedat Peker’i tutuklayıp BAE’ye teslim eden ülkeyi açıkladı

YouTube’da yayınladığı son videolarla adından söz ettiren Mısırlı gazeteci Sabır Meşhur, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’i tutuklayıp BAE’ye, ABD aracılığında Fas’ın teslim ettiğini söyledi.

9.

Sedat Peker’in ‘Defne’ tweetinin ardından Defne Samyeli’den açıklama

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in ‘Defne Hanım’ açıklaması sonrası Twitter’da gündem olan Defne Samyeli, Peker’e sert cevap verdi.

Sedat Peker'in 'Defne' tweetinin ardından Defne Samyeli'den açıklama
26.05.2021
Peker’in “Şansınızı zorlamayın!” diye Twitter’dan paylaştığı “Hiçbir zaman suçlanmadığım bir olayı böyle gündem yaparsanız öyle bir şey yaparım ki, ben de Defne hanımın evinde kimin kalp krizi geçirdiğini anlatmaya başlarım.” ifadeleri sonrası Defne Samyeli Twitter’da tt oldu.

Türkiye’nin eski güzellik kraliçesi, sunucu ve oyuncu Defne Samyeli, şahsına yönelik itibar suikastine sebebiyet veren çirkin paylaşım sonrası Twitter üzerinden sert bir cevap metni yayınladı. Samyeli, “Sedat Peker‘e çağrı yaparken, yayınlarında sık sık Allah’a karısının anneliğine, kızının gözyaşının kutsallığına, Kur’an’ın iftira ile ilgili hükümlerine ve de ‘kul hakkı‘na” atıfta bulunmasına da dikkat çekerek seviyesiz paylaşıma sert bir gönderme yaptı.

“BEN O ‘DEFNE HANIM’ DEĞİLİM”

Defne Samyeli “Kul hakkına sığdı mı?” başlığıyla Peker’e verdiği cevapta ‘Defne Hanım’ diye bahsedilen kişinin kendisi olmadığını ifade ederek “Ben o ‘Defne Hanım’ değilim. Ama görüyorum ki gündemde benmişim gibi bir algı oluşmuş, ya da yaratılmış. Son dönemin en popüler tweet’lerinin yazarı Sedat Peker, bunlardan birinde bahsettiği ‘Defne Hanım’ın soyadını da bahşederse, başta ben olmak üzere diğer kadın, anne, kız çocuğu Defne’ler durduk yere zan altında kalmaz, iftiraya uğramaz.” dedi.

 

https://twitter.com/tweetingdefne/status/1397588313989652484?s=20https://twitter.com/tweetingdefne/status/1397588313989652484?s=20

“PEKER ALLAH KATINDA İMTİYAZLI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR SANIRIM”

Samyeli açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı;

Yayınlarında sık sık Allah’a sığınan, karısının anneliğine, kızının gözyaşının kutsallığına, Kur’an’ın iftira ile ilgili hükümlerine ve de ‘kul hakkı’na atıfta bulunan Sedat Peker, bu konularla ilgili sadece kendi ve ailesinin Allah katında imtiyazlı olduğunu düşünmüyordur sanırım.

Bir kul, bir birey, bir kadın, bir anne, bir kızkardeş ve bir kız çocuğu olarak kendisini hemen bu muğlak açıklamasını netleştirmeye davet ediyorum. Açıklasın, kimmiş o Defne Hanım? Evinde kim kalp krizi geçirmiş? Açıklayacaktır mutlaka; çünkü şerefli olmak, topraklarımızda pek anlam yüklenen ‘erkek gibi olmak’ bunu gerektirir.


ΤΕΛΙΚΑ ΔΕΝ “ΑΓΓΙΞΕ” Ο ΠΕΚΕΡ ΤΗΝ ΑΓΑΠΗΜΕΝΗ… “ΚΟΥ ΝΕ ΝΕ” ΤΟΥ ΡΤΕ!.. ΠΑΝΤΑ ΗΤΑΝ ΚΥΡΙΟΣ!..

PEKER ÖZÜR DİLEDİ: BEN KENDİSİNİ KASTETMEDİM

Suç örgütü lideri Peker’den Defne Samyeli’yi sosyal medyada itibar suikastına uğratmasından saatler sonra özür mesajı geldi. ‘Defne’ diye bahsedilen kişinin Defne Samyeli olmadığını ifade eden Peker “Defne Samyeli hanımın tweetini gördüm. Bahse konu olan kişi kendisi değildir. Ben kendisini kastetmedim. Ancak yine de kendisinden özür dilerim, hem de tüm kalbimle özür dilerim.” dedi.

10. ΕΠΑΦΗ ΜΠΟΡΕΙ ΝΑ ΥΠΗΡΞΕ, (ΑΝ ΚΡΙΝΟΥΜΕ ΚΑΙ ΑΠΟ ΤΗΝ ΕΛΛΑΔΑ), ΑΦΟΥ ΣΤΙΣ… CIA – ΣΟΡΙΤΙΚΕΣ ΕΠΧ-ΣΕΙΣ ΑΥΤΕΣ ΑΝΑΤΡΟΠΗΣ ΚΑΘΕΣΤΩΤΩΝ, ΧΩΡΙΣ ΜΑΦΙΑ “ΔΕΝ ΓΙΝΕΤΑΙ”!.. ΑΛΛΑ ΜΟΝΟΝ ΕΠΑΦΗ ΚΑΙ ΤΙΠΟΤΑ ΑΛΛΟ ΔΕΝ ΥΠΗΡΞΕ ΤΟΤΕ ΣΤΗΝ ΤΟΥΡΚΙΑ, ΑΝΑΜΕΣΑ ΣΤΟΥΣ ΚΑΒΑΛΑ ΚΑΙ ΑΝΘΡΩΠΟΥΣ ΤΟΥ ΠΕΚΕΡ!.. ΕΚΕΙΝΗ ΤΗΝ ΠΕΡΙΟΔΟ Ο ΠΕΚΕΡ ΣΤΗΡΙΖΕ ΤΟΝ ΠΡΟΕΔΡΟ, ΕΝΤΑΓΜΕΝΟΣ ΣΤΗΝ ΓΕΝΙΚΟΤΕΡΗ “ΓΡΑΜΜΗ” ΠΟΥ ΗΔΗ ΕΙΧΕ ΑΡΧΙΣΕΙ ΝΑ ΚΑΛΛΙΕΡΓΕΙΤΑΙ ΑΝΑΜΕΣΑ ΣΤΟ ΜΗΡ ΚΑΙ ΣΤΟΝ ΡΤΕ!..   

İşadamı Turgut Büyükdağ’dan Peker-Kavala ortaklığı iddiası

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker ile Gezi Parkı olaylarının finansörü Sorosçu Osman Kavala’nın iş ortaklığı yaptığı iddia edildi.

İşadamı Turgut Büyükdağ'dan Peker-Kavala ortaklığı iddiası
26.05.2021
İşadamı Turgut Büyükdağ‘ın 2008 yılında verdiği ifadeler 1995 yılından bu yana organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in iş bağlantıları hakkında çarpıcı detaylar barındırıyor.

OSMAN KAVALA İLE SEDAT PEKER ORTAKTIR”

Büyükdağ’ın 2008’deki ifadesine göre Sedat Peker’e çalışan “Hacı” isimli şahıs 1995’te adamlarıyla birlikte fabrikasına gelerek güvenlik görevlilerine; “Osman Kavala ile Sedat Peker ortaktır. Turgut Büyükdağ’ın Osman Kavala’ya borcu varmış onu tahsil edeceğiz.” diyerek tehditte bulunuyor. Şahısların içeri alınmamasının akabinde telefonla ölüm tehditleri gelmeye başlıyor.

“OSMAN KAVALA, SEDAT PEKER VE ADAMLARINI ÜZERİME YOLLADI” 

Büyükdağ ifadesinde, Kavala’nın şirketleri üzerinden Toprak Mahsulleri Ofisinden Birleşik Yatırım Bankasının teminat mektubuyla buğday alıp sonrasında nakit parayla borcunu ödediği halde Osman Kavala’nın Sedat Peker ve adamlarını tahsilat için gönderdiğini iddia etti.

DÖNEMİN İLÇE EMNİYET MÜDÜRÜ BAĞBEK “PEKER İLE GÖRÜŞÜRÜM BU İŞİ HALLEDERİM” DEMİŞ

Büyükdağ’ın ifadesinde, korktuğu için dönemin Bakırköy İlçe Emniyet Müdürü Ümit Bağbek’i aradığını Bağbek’in “Sedat Peker ile görüşürüm bu işi hallederim” dediği iddiası da yer aldı.

“20-30 KADAR SİLAHLI ADAMIYLA RANDEVUYA GELDİ”

Yanardağ, ilçe emniyet müdürü Bağbek’in Sedat Peker ve adamlarıyla Taksim’de bir otelde randevu ayarladığı ancak Sedat Peker’in randevuya “Hacı” lakaplı Hacı Fikret Aydın isimli adamını gönderdiğini ifade etmişti. Hacı Fikret Aydın’ın 20-30 kadar silahlı adamıyla randevuya geldiğinin altını çizen Büyükdağ, Osman Kavala’nın halasının oğlu olan “Zeki” isimli şahsın da Sedat Peker’in adamlarıyla kendisini beklediğini; “Osman Kavala’nın halasının oğlu Zeki ve soyismini hatırlamadığım Zeki ve bankanın o dönemki genel müdürü de odadaydılar. Sedat Peker’in adamlarının hepsi silahlıydı. Şahıslar silahlarını bilerek bize gösteriyorlardı.” sözleriyle olanları aktarmıştı.

ÖLÜM TEHDİDİYLE TAHSİLAT İDDİASI

Randevu esnasında alacaklı olanın kendisi olduğunu Ümit Bağbek’e söylediğini ifade eden Büyükdağ, Sedat Peker kastedilerek “Bu insanlar o kadar çiğ değil, alacağın varsa alırsın” cevabını aldığını ancak “Hacı” isimli şahsın “Kardeş sen bu parayı vereceksin” dediğini iddia etmişti.

“6 MİLYAR TL VE 14 DAİRESİNİ ALDILAR”

Büyükdağ’ın iddiasına göre organize suç örgütü lideri Peker’in adamı Hacı Fikret Aydın ve Salih Karakan kendisini süit odada ölümle tehdit ederek 6 milyar TL para, 14 tane koz yatağından daire, ayrıca Ümit Bağbek’e 1 daire, Süleyman Gürleyen’e 1 daire ve Salih Karakan’a bir daire vermek üzere anlaşma imzalamak zorunda bırakmışlardı.

11.

Suudi Arabistan’dan Yunan Genelkurmay Başkanına madalya

 

27.05.2021

Yunan jetleri ilk kez indi, Suudi Arabistan Yunanistan Genelkurmay Başkanı’nı ağırladı. Resmi sitelerden yayınlanan fotoğraflar, Türkiye karşıtı ittifakı bir kez daha ifşa etti.

ABD ile arasından su sızmayan Atina yönetiminin yeni hamlesi ise, hem savaş uçakları hem de Genelkurmay Başkanı Konstantinos Floros’u Suudi Arabistan’a göndermek oldu.

GENELKURMAY BAŞKANINA MADALYA

Resmi törenle karşılanan General Floros, Suudi mevkidaşı Fayyad Hamid el-Ruveyli ile bir araya geldi. Yunanistan Genelkurmay Başkanı’na madalya verildiğini gösteren görüntüler internet sitesinden yayınlandı.

Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan açıklamada, görüşmede Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin ele alındığı kaydedildi, Kral Abdülaziz I madalyasının sunulduğu aktarıldı.

2 AY ÖNCE DE TATBİKAT YAPMIŞLARDI

Suudi Arabistan, Mart ayında Türkiye karşıtı ittifakın merkez üssü haline gelen Girit’teki Suda Üssü’ne ilk kez F-15 savaş uçaklarını göndermiş ve taraflar Ege Denizi üzerinde tatbikat yapmıştı.

2 AY SONRA ŞİMDİ DE YUNAN JETLERİ SUUDİ ARABİSTAN’A TATBİKAT İÇİN GİTTİ

Yaklaşık iki ay sonra bu kez Yunan tarafının Orta Doğu’ya yaptığı çıkarma, yerel medyada “Atina ile Riyad’ın askeri ilişkilerinde yeni dönem” başlıklarıyla yer buldu.

Haberlere göre, dört Yunan F-16 jeti ilk kez Suudi Arabistan’daki Kral Faysal hava üssüne indi. Suudi Arabistan ise, ortak tatbikat için F-15’lerin yanı sıra Eurofighter ve Tornado savaş uçaklarını devreye soktu.

Ürdün sınırı yakınlarındaki Kral Faysal Hava Üssü’nden havalanan savaş uçaklarının fotoğraflarını, Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı resmi sosyal medya hesaplarından defalarca paylaştı.

F-16’ların ilk kez Ege ve Akdeniz havzası dışında uçuş yaptığını sevinç çığlıklarıyla aktaran Yunan medyası, Suudiler tarafından oldukça sıcak bir karşılama yapıldığını da yine haberlerinde kaydetti.

12.

Türk demokrasi tarihinin kara lekesi 27 Mayıs darbesi

Türk demokrasi tarihinin kara lekelerinden biri olan ve milletin vicdanında derin yaralar açan 27 Mayıs 1960 darbesinin üzerinden 61 yıl geçti.

Türk demokrasi tarihinin kara lekesi 27 Mayıs darbesi
27.05.2021 
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, tarihe bir utanç vesikası olarak geçen 27 Mayıs 1960 ihtilaliyle Anayasa ve TBMM feshedilirken ülkenin başbakanı ve iki bakanı ise idam edildi.

Takvimler 1960 yılını gösterdiğinde, Türkiye Cumhuriyeti 37 yaşındaydı. İktidarda, 10 yıl önce ülkedeki tek parti devrine son veren DP bulunuyordu. Başbakan koltuğunda 14 Mayıs 1950 ve 2 Mayıs 1954 seçimlerden zaferle çıkan Adnan Menderes oturuyordu, Cumhurbaşkanı ise Celal Bayar’dı.

7 partinin katıldığı 14 Mayıs 1950’deki seçimlerde, DP ilk büyük zaferini kazanmış, yüzde 53 oy ve 416 milletvekili ile meclise girmiş, CHP ise ancak 69 sandalye kazanabilmişti.

DP’nin ilk yıllarında yaptığı en önemli icraatların başında, Türkçe okunan ezanın tekrar Arapça okunmasına dair kanunun Meclis’e sunulup kabul edilmesi gelmişti.

Katılımın yüzde 88,63 gibi oldukça yüksek bir oranda gerçekleştiği 1954 seçimlerinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin en yüksek oyunu alarak iktidarda kalmayı başaran DP, ilk yıllarından itibaren sivil ve askeri kanadın muhalefeti ile karşı karşıya kaldı.

Selanik’te Atatürk’ün doğduğu evin yanındaki Türk konsolosluğunun bahçesine atılan iki bombadan birinin patladığı, evin ve konsolosluk binasının camlarının kırıldığı haberi ile Ankara, İstanbul ve İzmir’de halkın sokağa dökülmesi ile 6 Eylül 1955’te başlayan “6-7 Eylül Olayları”nda, azınlıkların yaşadıkları semtlerde yangınlar çıkarılmış, kiliselere ve mezarlıklara saldırılarda bulunulmuştu.

6-7 Eylül olaylarına ilişkin Yassıada’da dava açılmasında en büyük rol, Fuad Köprülü’nün olmuştu. 27 Mayıs 1960 darbesinden sadece 8 gün sonra bir gazeteye röportaj veren Köprülü, 6-7 Eylül Olaylarıyla ilgili dönemin Başbakan Yardımcısı Fatin Rüştü Zorlu ve Başbakan Adnan Menderes’i suçlayarak “Bu müessif hadisenin baş tertipçisi ve müsebbibi bizzat Menderes’ti. Kıbrıs’ı fethetmek için bu şekilde bir yol takip etmeyi doğru bulmuştur.” ifadelerini kullandı.

Atatürk’ün evinin bombalanması hadisesinin de bir tertip olduğunu ileri süren Köprülü, “Bizzat tertipçisi Menderes’tir. Kendisine bu aklı yine Kıbrıs fatihlerinden Zorlu vermiştir.” iddiasında bulundu. Bu iddialar üzerine, darbeden sonra Yassıada’da alelacele bir 6-7 Eylül Olayları davası açılmış ve Adnan Menderes ile Fatin Rüştü Zorlu altışar yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

DP’nin kurucularından ve Dışişleri Bakanı olan Fuad Köprülü ile hayli uzun süren bir çekişme içine giren Zorlu, 1957 seçimlerinden sonra 25 Kasım 1957’de Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturdu. Fuad Köprülü’nün kişisel husumeti nedeniyle böyle bir röportaj verdiği ve Zorlu’nun mahkum edilmesini istediği iddia edilmişti.

1957 SEÇİMLERİ VE 9 SUBAY OLAYI

DP, 1957 seçimlerinde oy kaybetmiş olmasına rağmen 424 sandalye kazanmayı başardı. Seçimlerden kısa süre sonra yaşanan “9 Subay Olayı”, ordu içinde bir grup subayın hükümete komplo hazırlamak suçundan tutuklanıp yargılanmaları şeklinde gerçekleşti. DP’nin iktidara gelmesinin ardından bir grup subayın ordu içinde kurduğu örgüt, 1950’li yılların ikinci yarısında genişlemeye başladı.

Hükümete yapılan ihbar neticesinde ortaya çıkan grup, DP iktidarına karşı darbe düzenlemek amacıyla kurulmuştu. 9 Subay Olayı, yaklaşık 3 yıl İstanbul’da etkinlik gösteren, ordu içindeki gizli örgütün kısa dönemde zayıflamasıyla son buldu.

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN GÖSTERİLERİ

Türkiye’de 1946 yılında çok partili hayata geçilmesinin ardından, 1950 yılında iktidara gelen DP, 10 yıl iktidarda kaldı. DP iktidarının son dönemlerinde ülkede yaşanan gerilim, zaman zaman şiddetle kendini gösterdi. Muhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı İsmet İnönü’nün bazı yurt gezilerinin engellendiği ve saldırıya uğradığı iddiaları ortaya atıldı. Üniversite öğrencileri, hükümet aleyhine gösterilere başladı. İstanbul Beyazıt Meydanı’nda üniversite öğrencilerinin eylemi sırasında Orman Fakültesi öğrencisi Turan Emeksiz, seken bir kurşunun başına isabet etmesi sonucu hayatını kaybetti. Emeksiz’in “polis kurşunuyla hayatını kaybettiği” yönündeki haberler dolayısıyla olaylar daha da şiddetlendi. Ülkede yaşananlar nedeniyle İstanbul ve Ankara’da sıkıyönetim ilan edildi.

Ankara’da 5 Mayıs 1960’da bir öğrenci grubu, ”555K” yani “5’inci ayın 5’inde saat 5’te Kızılay’da” koduyla gösteri düzenledi.

Adnan Menderes, kendisine karşı eylem yapılan yere giderek eylemcilerin arasına girdi. O sırada bir genç Menderes’in boğazını sıktı. “Ne istiyorsun” diye sorduğu gençten “Hürriyet istiyorum” cevabını alan Menderes, “Bir başbakanın boğazını sıkıyorsun bundan ala hürriyet mi var?” ifadelerini kullandı.

21 Mayıs’ta da Harp Okulu öğrencileri sokağa çıktı ve Zafer Anıtı’na kadar ”sessiz” yürüyüş yaptı.

ANKARA RADYOSUNDAN OKUNAN BİLDİRİYLE ”İHTİLAL” DUYURULDU

Olaylardan rahatsızlık duyulduğu iddiasıyla Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki bazı general ve subayların oluşturduğu 38 kişilik Milli Birlik Komitesi, “DP’nin ülkeyi gitgide bir baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü” gerekçelerini ileri sürerek 27 Mayıs sabaha karşı yönetime el koydu. Kurmay Albay Alparslan Türkeş tarafından Ankara Radyosundan okunan bildiriyle ”ihtilal” duyuruldu.

Bildiride şöyle denildi:

“Bugün demokrasimizin içine düştüğü buhran ve son müessif hadiseler dolayısıyla kardeş kavgasına meydan vermemek maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetleri, memleketin idaresini ele almıştır. Bu harekata, Silahlı Kuvvetlerimiz partileri, içine düştükleri uzlaşmaz durumdan kurtarmak ve partiler üstü tarafsız bir idarenin nezaret ve hakemliği altında en kısa zamanda adil ve serbest seçimler yaptırarak idareyi, hangi tarafa mensup olursa olsun, seçimi kazananlara devir ve teslim etmek üzere girişmiş bulunmaktadır.”

ANAYASA VE TBMM FESHEDİLDİ

“Ülkenin gitgide baskı rejimine götürüldüğü” iddiasıyla Milli Birlik Komitesi tarafından gerçekleştirilen darbe sonrasında, bütün antidemokratik yöntemler devreye sokuldu.

Milli Birlik Komitesi, Anayasa ve TBMM’yi feshetti, siyasi faaliyetleri askıya aldı, Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes, hükümet üyeleri, DP’li milletvekilleri, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Rüştü Erdelhun ile asker ve bazı üst düzey kamu görevlileri gözaltına alındı. Adnan Menderes, aynı gün yurt gezisi kapsamında bulunduğu Kütahya’da Albay Muhsin Batur tarafından gözaltına alınarak Ankara’ya götürüldü ve daha sonra diğer tutuklu DP üyeleriyle Yassıada’da hapsedildi.

Yassıada’daki yargılamalar, 14 Ekim 1960’ta başlayıp 15 Eylül 1961’de karara bağlandı. Toplam 19 dosyada toplanan davalar, “anayasayı ihlal” davasıyla birleştirildi. 592 sanıktan 288’i için idam istendi. Kararı açıklayan Yüksek Adalet Divanı, 15 sanığı idam cezasına çarptırdı. Eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar, eski Başbakan Adnan Menderes, eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın idam kararları oy birliğiyle alındı. Celal Bayar hakkındaki karar, yaş haddi nedeniyle müebbet hapis cezasına çevrildi.

Eski TBMM Başkanı Refik Koraltan, eski TBMM Başkanvekilleri Agah Erozsan, İbrahim Kirazoğlu, eski Tahkikat Komisyonu Başkanı Ahmet Hamdi Sancar, eski Tahkikat Komisyonu üyeleri Nusret Kirişçioğlu, Bahadır Dülger, eski bakan Emin Kalafat, eski milletvekilleri Baha Akşit, Osman Kavrakoğlu, Zeki Erataman ile eski Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun hakkındaki idam kararları ise oy çokluğuyla alındı.

Aralarında eski bakan, eski milletvekilleri, Tahkikat Komisyonu üyeleri, İstanbul Valisi ile İstanbul Belediye Başkanı’nın da bulunduğu 31 sanık hakkında ise müebbet hapis cezası verildi. Sanıklardan 92 kişiye 20 yıl ile 6 yıl arasında ağır hapis, 94 kişiye 5 yıl ağır hapis cezası verildi. Diğer sanıkların bazıları da kısa süreli hapis cezaları aldı, bazıları da beraat etti.

Birçok yabancı ülke lideri, idamların durdurulması için Cemal Gürsel başkanlığındaki Milli Birlik Komitesine defalarca çağrıda bulundu. Bunun üzerine Komite, Celal Bayar, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu dışındakilerin idam cezasını affetti. Celal Bayar’ın cezası, yaş haddi nedeniyle ömür boyu hapse çevrildi.

Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan 16 Eylül 1961’de sabaha karşı, o gün başarısız bir intihar girişiminde bulunan Adnan Menderes ise İmralı Adası’nda 17 Eylül 1961’de sağlık muayenesini yapan doktor heyetinden sağlam raporu alındıktan sonra saat 13.21’de idam edildi.

YASSIADA, “DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLER ADASI” YAPILDI

TBMM tarafından 11 Nisan 1990’da kabul edilen bir kanunla Adnan Menderes ve onunla idam edilen arkadaşlarının itibarları iade edildi. Aynı kanun uyarınca Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’nun naaşları, 17 Eylül 1990’da İmralı’dan alınarak devlet töreniyle İstanbul Vatan Caddesi’nde yaptırılan anıt mezara taşındı.

27 Mayıs 1960 darbesinin ardından 592 kişinin yargılandığı ve bu yargılamaların sonunda Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın idamına karar verildiği Marmara’daki Yassıada ise darbenin 60. yıl dönümünde Demokrasi ve Özgürlükler Adası adıyla açıldı.

KAYNAK: AA
ΕΛΛΗΝΑΣ
-/-
$$%32ΒΒ@!!76